Türkiye’yi sarsan sahte diploma skandalı, her geçen gün daha fazla kişiyi kapsayarak büyüyor. Yargıya taşınan olayla ilgili hazırlanan ve 270 devlet kurumunun adının karıştığı iddianamelerde binlerce sahte belge, diplomalar, kamu kurumlarındaki usulsüz atamalar ve e-Devlet sistemine yapılan sızmalar yer alırken, bazı AKP’li isimler ve yakınların da skandala karıştığına dair iddialar gündemdeki yerini koruyor. Ancak iktidar cephesinden bu iddialara dair herhangi bir açıklama yapılmadı.
Mesela psikolog değil, siyasi kadrolaşma. Türkiye nereye gidiyor? Sahte diploma skandalı büyüyor; 40 milletvekilinin diploması şaibeliymiş. AKP’den hala ses yok! Kim bunlar?
Sahte Diploma Soruşturmasının Arka Planı
Bold Medya’da yer alan habere göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, sahte üniversite ve lise diplomalarıyla birlikte sahte sürücü belgeleri düzenleyen organize bir yapı ortaya çıkarıldı. Sisteme sızmak için 270 kamu kurumuna ait e-imzaların kullanıldığı, BTK ve YÖK gibi üst düzey kurumlardaki personelin bilgilerinin çalındığı tespit edildi.
Göz yuman Siyasi Ayakta Araştırılsın
İki ayrı iddianame kapsamında şimdiye kadar 65 ve 134 olmak üzere toplam 199 kişi hakkında işlem yapıldı. Şüphelilerden 37’si tutuklanırken, yüzlercesi hakkında adli kontrol kararı verildi. Ama muhalefet ‘skandalın üstü örtülmeye çalışılıyor, göz yuman siyasi ayakta araştırılsın’ tepkisini gösterdi.
Skandalın Boyutu
Aynı zamanda BTK’dan da sorumlu olan Ulaştırma ve Altyapı Bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan, YÖK Eğitim-Öğretim Daire Başkanı gibi önemli görevdeki kişilerin e-imzalarının kullanıldığı tespit edildi. Söz konusu belgelerle 400’e yakın akademik atama yapıldığı, sahte diplomaların kamuda işe giriş ve terfilerde kullanıldığı belirlendi.
AKP’li İsimler İddiası
Soruşturma kapsamında sızdırılan bazı listelerde AKP’ye yakın kişilerin isimlerinin geçtiği öne sürülüyor. AKP’li üst düzey bürokrat ve partiye yakın bazı kişilerin bu belgelerden yararlandığı gündeme getiriliyor. Muhalefet AKP’lilerle ilgili kamuoyuna açıklama yapılmamasını eleştirerek, “Kim bu isimler?” sorusunu gündeme taşıdı. Ancak şimdiye kadar ne AKP Sözcüsü ne de İçişleri Bakanlığı bu iddialarla ilgili bir açıklama yaptı.
Muhalefetten Sert Tepki
Muhalefet partileri, skandalın sadece birkaç memurla sınırlı olmadığını, olayın siyasi bağlantılarının araştırılması gerektiğini vurguluyor.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Sahte diplomalarla kimlerin hakkı gasbedildi? Bu işin üstü örtülmesin,” diyerek konuyu Meclis gündemine taşıdı.
CHP’li Suat Özçağdaş, BTK Başkanı’nın bile e-imzasının nasıl kopyalandığını fark etmemesini, sistemin çöküşü olarak nitelendirdi.
Kamuya Personel Alım Süreçleri Sorgulanıyor
Soruşturmanın genişletilmesi, e-Devlet sisteminin zafiyetlerinin araştırılması ve kamuoyunun gerçek bilgiyle aydınlatılması çağrıları yapılıyor. Sahte diploma skandalı yalnızca bireysel sahteciliğin değil, devletin dijital güvenlik altyapısının, denetim sisteminin ve kamu personel alım süreçlerinin sorgulanmasına yol açtı.
Ömer Fatih Sayan’ın Sahte Diploma Skandalında Adı Geçiyor: “6 Fakülte, 2 Doktora ile Sahtekarları Göremedi mi?”
Sahte diploma skandalı derinleşirken, kamuoyunda dikkat çeken isimlerden biri de Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan oldu. Aynı zamanda BTK’dan sorumlu olan Sayan’ın, BTK’da kullanılan e-imzaların yasa dışı şekilde kopyalanması ve sahte belgelerle kamuya yerleştirmelerin yapılması sürecinde ihmali olup olmadığı tartışılıyor. Özellikle sahteciliğin BTK e-imzaları üzerinden yapılması, Sayan’ın ismini ön plana taşıdı. E-imza kopyalama olaylarıyla gündeme gelen Sayan’ın 6 fakülte, 2 yüksek lisans, 2 doktora ve 13 sertifika programı bitirdiği öğrenildi.
“Emsalsiz CV” Göz Kamaştırıyor, Ancak Sorular da Artıyor
Ömer Fatih Sayan, “deha özgeçmişi” ile gündem oldu anılıyor. Sayan 30 yaşında Başbakanlık müşaviri, 38 yaşında BTK Başkanı, 41 yaşında Bakan Yardımcısı oldu.
Bu olağanüstü eğitim ve kariyer geçmişi, gazeteci Deniz Zeyrek tarafından da gündeme getirildi. Zeyrek, “Bu kadar donanımlı bir özgeçmişe sahip biri, sahte diplomacıları nasıl gözünden kaçırdı?” diyerek skandalda kamu denetimi zafiyetine dikkat çekti.
İBB’den ABD’ye Burs, Bakanlıkta Hızlı Yükseliş
Ömer Fatih Sayan’ın ismi, aynı zamanda eski Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın kardeşi olmasıyla da gündemde. Fatma Betül Sayan Kaya’nın 2008 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden 85 bin dolar burs alarak ABD’ye gitmesi kamuoyunda büyük tepki almıştı. Sayan ailesi, kamu imkanlarıyla eğitim ve siyaset bağlantısı üzerinden muhalefetin sık sık eleştirdiği örnekler arasında yer aldı.
Sayan’ın Hukuk Tezli Yüksek Lisansı Yok
Uluslararası Ceza Hukukçusu Ufuk Yeşil’de Sayan ile ilgil tartışmaya dahil oldu. Yeşil’in paylaşımı söyle;
Hukuk fakültesi mezuniyeti sonrası özel ya da kamu hukuku alanında yüksek lisans yapmadan, özel hukuk doktora programını bitirmek! Neresinden baksan müthiş başarı! Ancak, küçük bir sorun var. Çünkü, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün “2024-2025 eğitim öğretim yılı güz dönemi öğrenci alım ilanında” özel hukuk doktora programı için “hukuk lisans ve tezli yüksek lisans mezunu olma” şartı var. Ancak, ilgili kişi haberleşme mühendisliği ve biyomedikal mühendisliği alanlarında yüksek lisans yapmış ve hukuk tezli yüksek lisansı yok. Acaba bu kişi özel hukuk doktora programına nasıl kabul edilmiş?
Muhalefetten Sessizlik Tepkisi
Sahte diploma skandalının patlak vermesiyle birlikte gözler, özellikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na çevrildi. Ancak kamuoyunda skandalla ilgili henüz dişe dokunur bir açıklama yapılmış değil. Bu sessizlik, “Saray’dan olayın üzeri mi örtülmek isteniyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Ayrıca İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un yakın zamanda görevden ayrılmasıyla, skandalın zamanlaması arasında bir bağ olup olmadığı da kulislerde tartışılıyor. Bazı yorumcular, Altun’un görevden ayrılırken bazı hassas dosyalarla gittiği yönünde yorumlarda bulunuyor.
“Psikolog Meselesi Değil, Siyasi Kadrolaşma Skandalı”
Sosyal medyada bazı kullanıcılar, konunun birkaç sahte psikolog veya tesisatçının değil, sistematik bir kadrolaşma ve liyakat dışı kamu atama düzeninin sonucu olduğunu vurguluyor. Bir kullanıcı şöyle yazdı:
“Bu sadece kuaför, tesisatçı, psikolog meselesi değil. Bu, AKP kadrolarının sınavsız ve kontrolsüz biçimde devletin en hassas noktalarına yerleştirildiği sistemin çöküşüdür.”
Külünk’ün “Diplomasız Yiğitler” Mesajı Yeniden Gündemde
Sahte diploma tartışmaları büyürken, eski AKP milletvekili Metin Külünk’ün 2018 tarihli paylaşımı sosyal medyada yeniden dolaşıma girdi. Külünk, o dönem şöyle demişti:
“Siyaset yürekle yapılır. Peygamberlerin de diploması yoktu. Diplomasız yiğitler siyaseti büyütür.”
Bu mesaj, kamuoyunda “Acaba skandalın üzeri ideolojik bir kalkanla mı örtülmeye çalışılıyor?” yorumlarına neden oldu.
Kamuoyunda artan baskıya rağmen, başta BTK olmak üzere devletin e-imza sisteminin nasıl bu kadar kolay ele geçirildiğine ve sorumluların kim olduğuna dair henüz net bir açıklama yapılmadı. Muhalefet, skandalın sadece teknokrat seviyesinde değil, siyasi sorumluluk taşıyan makamlar üzerinden de araştırılmasını istiyor.
40 Milletvekilinin Diploması Şaibeliymiş
Sahte diploma skandalı konuşulurken AKP’ye yakınlığı ile bilinen Abdurrahman Dilipak’tan ilginç bir çıkış geldi. Dilipak Sosyal medya hesabından: “3 AY SONRA SEÇİME VAR MISINIZ? 40 KADAR MİLLETVEKİLİNİN DİPLOMASI ŞAİBELİYMİŞ Bunlar ispatlanırsa, bu milletvekillerinin nitelikli, örgütlü, yüz kızartıcı suçtan 30 Milletvekilinin milletvekilliği düşürülürse, 3 ay içinde ara seçime gidilir. Halen TBMM de 8 sandalye boş. TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?..” paylaşımı yaptı.
KAYNAK: BOLD MEDYA – ÖZKAN YAZAR