AKP’nin milli davası kırmızı çizgisi olan Kıbrıs da YAŞ kararlarından nasibini aldı. Bir çok yerde olduğu gibi Kıbrıs’ta da komutanlık bir rütbe düşürüldü..
Ancak 1974’teki Barış Harekatı’ndan bu yana Türkiye’deki hiçbir hükümet “garantörlük hakkından” taviz verip de, Ada’da çözüm olmadan Mehmetçiği geri çekmeyi düşünmemiştir.
Kıbrıs’ta Barış Harekatı’ndan bu yana TSK bir kolordu bulundurur.
Kıbrıs’taki Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Türkiye’nin 9 kolordusundan biridir.
Dolayısıyla Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nın başında da bir korgeneral bulunur.
Ancak bu yıl AKP hükümeti bu kuralı değiştirdi ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na bir tümgeneral atandı.
Zeynep Gürcanlı/ Sözcü
AKP sessiz sedasız Kıbrıs’tan asker mi çekiyor?
Kıbrıs Türkiye’nin milli davasıdır; kırmızı çizgisidir.
Ancak AKP, tüm milli davalarda ve kırmızı çizgilerde yaptığını şimdi de Kıbrıs’ta yapacağının işaretlerini veriyor.
Bakın bu ay ne yaşandı.
Kıbrıs’ta Barış Harekatı’ndan bu yana TSK bir kolordu bulundurur.
Kıbrıs’taki Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Türkiye’nin 9 kolordusundan biridir.
Dolayısıyla Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nın başında da bir korgeneral bulunur.
Ancak bu yıl AKP hükümeti bu kuralı değiştirdi ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na bir tümgeneral atandı.
Tabii bu rütbe değişikliği, Kıbrıs’ın özel durumu nedeniyle anında tüm dünyada dikkat çekti.
Şöyle ki…
Kıbrıs sorununda Yunanlılar ve Rumlar’ın en büyük amacı da, Türkiye ile Kıbrıs adasının bağını koparmaktır. Bunun için de öncelikle Türkiye’ye Kıbrıs’a müdahale hakkı veren “garanti anlaşmasından” kurtulmaya çalışırlar. 50 yıldan fazladır süren Kıbrıs barış görüşmelerindeki Rum‐Yunan ikilisinin sürekli gündeme getirdiği, sulandırmaya çalıştığı konu hep bu “güvenlik ve garanti” konusudur.
BM gözetiminde yürütülen tüm görüşmelerde de Ada’daki Türk askeri varlığı Rum‐Yunan ikilisi tarafından hep en çok dile getirilen konu olmuş, Mehmetçiğin Ada’dan çekilmesi için öneri üzerine öneri ortaya koymuşlardır.
Ancak 1974’teki Barış Harekatı’ndan bu yana Türkiye’deki hiçbir hükümet “garantörlük hakkından” taviz verip de, Ada’da çözüm olmadan Mehmetçiği geri çekmeyi düşünmemiştir.
Oysa son askeri şurada alınan karar, yani Kıbrıs’a hep yapıldığı gibi bir korgeneral değil de tümgeneral atanması, uluslararası alanda “Acaba AKP hükümeti sessiz sedasız Ada’daki Türk askeri varlığını azaltmaya mı karar verdi?” sorusunu gündeme getirdi.
Bu durum, AKP hükümeti döneminde Ege’de teker teker Yunanistan’a bırakılan adalar düşünüldüğünde çok da yabana atılır bir olasılık değil elbette.
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin başına korgeneral yerine tümgeneral atanmasının ikinci nedeni ise doğrudan TSK’yla ilgili olabilir. 15 Temmuz sonrasında onlarca generalin F..Ö bağlantısıyla orduyla ilişiği kesildi. 2017 Yüksek Askeri Şurası’nda boşalan kadroların terfilerle doldurulması bekleniyordu.
Ancak beklenen olmadı. “En kısa YAŞ” denilen şura toplantısı 3 Ağustos’ta yapıldı ancak atama kararlarının açıklanmasının 15 günü bulmasıyla, fiilen “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun YAŞ süreci” yaşandı.
Ve sonuçta, TSK’da 15 Temmuz sonrası boşalan pek çok kadro doldurulamadı. O kadar ki, 2017 YAŞ toplantısının ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bile bir koramiral atandı. Dolayısıyla TSK içindeki bu “komutan karmaşasından”
Kıbrıs gibi bir milli dava da nasibini aldı. Ve koskoca TSK, tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu Kıbrıs’a atayacak korgeneral rütbesinde bir asker bulamadı, bir tümgeneral atandı.
İşte size iki olasılık… Seçin beğenin.
Ancak bu olasılıkların her ikisinin de Türkiye’nin milli güvenliği açısından çok büyük açık oluşturduğunu hiç ama hiç unutmayın…