CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski genel başkanların da katıldığı toplantıda, “ortak ses” vurgusu yaptı.
Cumhuriyet’ten İklim Öngel’in haberine göre, Kılıçdaroğlu, dün partisinin eski genel başkanları, milletvekilleri, parti meclisi (PM) üyeleri ve il başkanlarıyla genel merkezde bir araya geldi. Kılıçdaroğlu toplantının açılış konuşmasında Türkiye’nin bekası için bir araya geldiklerini vurgulayarak Türkiye’nin anayasa değişikliğiyle çok tehlikeli bir sürece gireceği uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “Bu süreç Milli Kurtuluş Savaşı sürecinin ikinci adımıdır. Benim sorumluğum var ama 80 milyonun tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz. Oylanan budur, gerisi lafügüzaftır” dedi.
“Yol ayrımındayız”
Yol ayrımında olunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “12 Eylül’e, 71 darbesine bakın, aynı süreci yaşıyoruz. O zaman darbe yapanlar apoletliydi, şimdi sivil. Darbe girişiminin sivil ayağını ortaya çıkaramıyorlar. 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız. Rejim değiştiriliyor. Bunu dediğimizde hayır, rejim cumhuriyet diyorlar. Tek adam rejimiyle parlamenter demokratik sistemi askıya aldığınız zaman rejimi değiştiriyorsunuz” diye konuştu.
Öymen, Çetin ve Karayalçın
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından eski siyasilerle buluşma toplantısı basına kapalı devam etti. Kılıçdaroğlu partinin eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’la yan yana oturdu. Edinilen bilgile göre; söz alan Altan Öymen, referandum sürecinde partinin yürüttüğü politikanın doğru olduğunu belirtti. Çok partili sistemi CHP’nin getirdiğini, o dönemde dahi her lidere eşit konuşma hakkı verildiğini anlatan Öymen, televizyonlarda eşit koşullarda partilere yer verilmemesini ve liderlerin karşılıklı tartıştığı programların yapılmamasını eleştirdi. Hikmet Çetin her kesime aynı mesafede yaklaşmanın doğru bir politika olduğunu beliterek bu kapsamda Kılıçdaroğlu’nun Necmettin Erbakan için düzenlenen anmaya katılmasını yerinde bulduğunu söyledi. Karayalçın da çeşitli illerde katıldığı referandum çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Kılıçdaroğlu eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın Denizli’de gerçekleştirdiği referandum çalışması nedeniyle toplantıya katılamadığını açıkladı. Üniversitelere daha çok ağırlık verilmesi geretiğini söyleyen bazı eski siyasiler, akademisyenlerden hâlâ net sesler yükselmemesini eleştirdi.
“İşimiz hem kolay hem zor”
Toplantının sonunda Kılıçdaroğlu, bir değerlendirme konuşması yaptı. İşlerinin kolay ancak bir o kadar da zor olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu’nun “Kolay çünkü anlatacak çok şeyimiz var. Gittiğiniz yelerde, ‘Ben özgürlüklerden demokrasiden yana bir yurttaş olarak geldim. Partiye oy istemeye değil, vatansever olarak geldim’ deyin. Zor çünkü bir parti devleti ile mücadele ediyoruz. Vali, kaymakam, devletin memurları ‘evet’ için çalışıyor, çalışmak zorunda bırakılıyor. Parti devletinin imkânlarıyla mücadele edeceğiz. Devletin tüm gücünü kullanacaklar” dediği öğrenildi.
“Kandil’e girecekler”
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Mart ayının sonuna doğru AKP hükümetinin referandumda özellikle milliyetçilere mesaj olarak Kandil’e gireceğini; bayrak dikeceğini söylediği, ancak Kandil’in boşaltıldığını, PKK’nın başka bölgelere geçtiğini dile getirdiği öğrenildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski genel başkanların da katıldığı toplantıda, “ortak ses” vurgusu yaptı.
Cumhuriyet’ten İklim Öngel’in haberine göre, Kılıçdaroğlu, dün partisinin eski genel başkanları, milletvekilleri, parti meclisi (PM) üyeleri ve il başkanlarıyla genel merkezde bir araya geldi. Kılıçdaroğlu toplantının açılış konuşmasında Türkiye’nin bekası için bir araya geldiklerini vurgulayarak Türkiye’nin anayasa değişikliğiyle çok tehlikeli bir sürece gireceği uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “Bu süreç Milli Kurtuluş Savaşı sürecinin ikinci adımıdır. Benim sorumluğum var ama 80 milyonun tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz. Oylanan budur, gerisi lafügüzaftır” dedi.
“Yol ayrımındayız”
Yol ayrımında olunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “12 Eylül’e, 71 darbesine bakın, aynı süreci yaşıyoruz. O zaman darbe yapanlar apoletliydi, şimdi sivil. Darbe girişiminin sivil ayağını ortaya çıkaramıyorlar. 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız. Rejim değiştiriliyor. Bunu dediğimizde hayır, rejim cumhuriyet diyorlar. Tek adam rejimiyle parlamenter demokratik sistemi askıya aldığınız zaman rejimi değiştiriyorsunuz” diye konuştu.
Öymen, Çetin ve Karayalçın
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından eski siyasilerle buluşma toplantısı basına kapalı devam etti. Kılıçdaroğlu partinin eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’la yan yana oturdu. Edinilen bilgile göre; söz alan Altan Öymen, referandum sürecinde partinin yürüttüğü politikanın doğru olduğunu belirtti. Çok partili sistemi CHP’nin getirdiğini, o dönemde dahi her lidere eşit konuşma hakkı verildiğini anlatan Öymen, televizyonlarda eşit koşullarda partilere yer verilmemesini ve liderlerin karşılıklı tartıştığı programların yapılmamasını eleştirdi. Hikmet Çetin her kesime aynı mesafede yaklaşmanın doğru bir politika olduğunu beliterek bu kapsamda Kılıçdaroğlu’nun Necmettin Erbakan için düzenlenen anmaya katılmasını yerinde bulduğunu söyledi. Karayalçın da çeşitli illerde katıldığı referandum çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Kılıçdaroğlu eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın Denizli’de gerçekleştirdiği referandum çalışması nedeniyle toplantıya katılamadığını açıkladı. Üniversitelere daha çok ağırlık verilmesi geretiğini söyleyen bazı eski siyasiler, akademisyenlerden hâlâ net sesler yükselmemesini eleştirdi.
“İşimiz hem kolay hem zor”
Toplantının sonunda Kılıçdaroğlu, bir değerlendirme konuşması yaptı. İşlerinin kolay ancak bir o kadar da zor olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu’nun “Kolay çünkü anlatacak çok şeyimiz var. Gittiğiniz yelerde, ‘Ben özgürlüklerden demokrasiden yana bir yurttaş olarak geldim. Partiye oy istemeye değil, vatansever olarak geldim’ deyin. Zor çünkü bir parti devleti ile mücadele ediyoruz. Vali, kaymakam, devletin memurları ‘evet’ için çalışıyor, çalışmak zorunda bırakılıyor. Parti devletinin imkânlarıyla mücadele edeceğiz. Devletin tüm gücünü kullanacaklar” dediği öğrenildi.
“Kandil’e girecekler”
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Mart ayının sonuna doğru AKP hükümetinin referandumda özellikle milliyetçilere mesaj olarak Kandil’e gireceğini; bayrak dikeceğini söylediği, ancak Kandil’in boşaltıldığını, PKK’nın başka bölgelere geçtiğini dile getirdiği öğrenildi.