Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imar yolsuzluklarıyla daha etkin mücadele edilmesi çağrısının ardından, gözler rüşvet çarkına çevrildi.
İmar yolsuzluklarının üzerine gidilmesi çağrısında bulunan Karar Gazetesi yazarı Akif Beki, polis ve savcılara, “Ne güne duruyorlar! Harekete geçmemek görev ihmali, neyi bekliyorlar! Gözleri doyana kadar zenginleşmelerini, çatlayıncaya dek yemelerini mi!” diye soruyor.
Her ne kadar Erdoğan, rüşvet çarkı ile ilgili şikayet etse de, 17 yıldır iktidarda olan AKP döneminde bu çarkın giderek yapısal bir sorun haline geldiği bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Beki, son zamanlarda karşılaştığı bir rüşvet verme olayıyla ilgili şunları anlatıyor:
“İddiaya göre, Hazine’ye ait bir arazinin kira sözleşmesini beş yıl daha uzatmak karşılığında rüşvet istedi.
H.Ç. adlı vatandaş da memur İ.E.E.’nin bu ahlaksız teklifini, bağlı olduğu kaymakama şikayet etti.
Talep edilen rüşvetin meblağı 750 liraydı. Ama helal olsun kaymakama da, hakkını yedirmeyen vatandaşa da…
Küçük büyük demeden üstüne gittiler. Seri numarası alınmış 750 lirayı buluşma noktasında teslim alırken bastılar rüşvetçi memuru. Suçüstü yakalandı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.”
Bu olayın bir örneğine dair haberlere rastlamamaktan şikayet eden Beki, ormanları, kıyıları, şehirleri talan eden imar yolsuzluklarına yönelik şikayetlerin ihbar kabul edilip harekete geçilmesi gerektiğine işaret ediyor.
“Aç gözlü müteahhitler de bu acımasız imar yolsuzluklarını kendi kendilerine yapıyor olamazlar. Para nelere muktedir derken, yağma imkanını satın almaya muktedir olmasından başka ne kastedilebilir? Kimden, kimlerden satın alınıyor peki” diye soran Beki, “Yolsuzluk; tek taraflı bir eylem değil. En az iki iştirakçi arasında cereyan eder. Ortaklaşılan suçtur. Rüşvet dönmeden gerçekleşmez…” diye ekliyor.
Rüşvetin bir alanı, bir de vereni olduğunu ifade eden Beki, “Yağmacılar haksız emsal artışı, izin ve tahsis kıyaklarını kendi kendilerine çekecek yetkiye sahip olmadıklarına göre… Bu yolsuzluğun bir de yetkili taraftan ortakları olmalı değil mi? Kamusal gücünü kötüye kullanan belediye ve Milli Emlak memurları gibi. Onlar nerede” sorusunu yöneltiyor ve polise, savcılara harekete geçmeleri çağrısında bulunuyor.