Ahmet Ataç’ın ölümünün ardından Almanya’da tedavisini almasında gecikmesine neden olduğu öne sürülen Adana Başsavcısı Yurdagül yazılı bir açıklama ile kendini savunmaya ve yaşananları “hukuki kesinti” olarak adlandırmaya çalıştı.
Yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 8 yaşında hayata gözlerini yuman Ahmet Burhan Ataç’ın ölümü pek çok kişiyi derin üzüntüye boğdu.
Ahmet’in deneysel bir tedavi için annesiyle birlikte Almanya’ya gitmesi anne Zekiye Ataç’ın hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle oldukça gecikti. Ahmet’in ilk etapta olumlu cevap verdiği tedavinin devamını gereken zamanda alamamasının nedeni de annesinin çıkış yasağıydı.
Ahmet’in ölümünün ardından pek çok kişi küçük çocuğun ölümündeki ihmalleri sormaya başladı. Özellikle annenin yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasında yaşanan gecikmeler nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül oldukça eleştirildi.
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Yurdagül bugün yaptığı yazılı açıklamada anne Zekiye Ataç’ın yurt dışına çıkış engelinin geç kaldırılması konusunda kendisini savunmaya çalıştı. Ahmet’in tedavisi için oldukça önemli olan sürede yaşanan gecikmeyi savcı Yurdagüş, “hukuki kesinti” olarak tanımlamaya ve hızlıca geçiştirmeye çalıştı.
Yurdagül açıklamasında, “Soruşturma devam ederken şüphelinin çocuğu Ahmet Ataç’ın deneysel bir tedavi için Almanya’ya gönderilmesi ve bu süreçte annesi Z.A.’nın kendisine refakat etmesi talebi sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca 17.02.2020 tarihinde şüpheli Z.A. hakkında adli kontrol kararı re’sen kaldırılmıştır. Hukuki kesintiden sonra gerçekleşen yeni eylemleri sebebiyle Z.A. hakkında başka şüpheliler ile birlikte terör örgütü üyeliği suçundan açılan kamu davası halen Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olup, bu yargılama kapsamında adı geçen mahkemece şüpheli Z.A. hakkında verilmiş herhangi bir yurt dışına çıkış yasağı bulunmamaktadır” dedi.
Her ne kadar Yurdagül anne Zekiye Ataç hakkında adli kontrol kararı 17 Şubat’ta kaldırılmış dese de Ahmet’in tedavi için Almanya’ya ikinci sefer gidişinde annesi pek çok kez sınır kapısından çevrilmiş ve uzun uğraşlar sonunda 3 Mart tarihinde Almanya’ya gidebilmişlerdi.
Savcı Yurdagül’ün açıklaması şu şekilde;
