6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, ‘Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz’ dedi.
Türk, “Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.
‘ERKEN SEÇİM BEKLEMİYORUM’
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Ahmet Türk, erken seçim beklemediğini belirtti. Türk, “Erdoğan ve AKP, ekonomik kriz koşullarında kaybedeceği bir seçime girmek istemez. Bu nedenle bir erken seçim beklemiyorum. Ancak Haziran’da da seçim olmayacaktır çünkü bu sefer Erdoğan’ın seçime girip girmeyeceği tartışma konusu olacaktır. Bu yüzden Erdoğan’ın bahar aylarında seçime hazırlandığını düşünüyorum” dedi.
‘MUHALEFETİN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BİZİ ENDİŞEYE SÜRÜKLÜYOR’
‘Ayçiçeği güneşe döner yüzünü’ diyen Türk, “Ayçiçeği gibi bir kesim var, iktidar neredeyse ya da iktidar olma ihtimali olan tarafa yüzlerini çeviriyorlar. İktidara gelmesi muhtemel partilere yöneliyorlar. Ancak gerçekten özgürlüğü ve demokrasiyi savunan, Kürtlerin demokratik hakları için mücadele eden insanlar, CHP ya da başka bir partinin siyasetine çok yakın olmayacaklardır. Biz tabii ki istiyoruz muhalefet demokratik bir Türkiye yaratsın, bütün halkları ortak demokratik değerlerde buluştursun. Ama zaman zaman yapılan açıklamalar bizi de endişeye sürüklüyor. Mesela milletvekilimiz Saliha Aydeniz polis tarafından tartaklandı. Parlamentonun bir mensubudur ve polis üzerine geliyor, hakaret ediyor, tartaklıyor kendisini. Sonuçta o da refleks olarak bir hareket yapıyor. Onun uğradığı linç hakkında kimse bir kelime kullanmadı ama “polisimize tokat attı” diye açıklama yaptılar. Gelecekle ilgili umutlar besliyoruz ancak bazı açıklamalar halkta bir güvensizliğe neden oluyor. CHP sözcüsünün yaptığı açıklama halk arasında çok tartışıldı ve bir güvensizliğe neden oldu” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERİN HAKLARI İÇSELLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEKTİR’
Erbay’ın ‘muhalefet umut vermiyor mu?’ sorusuna Türk, “Türkiye’de değişimin, dönüşümün sağlanması için somut önerilerin ortaya konması lazım. Muhalefet parlamenter demokratik sistemi getireceğiz diyor. Ben 40 yıl parlamentonun içinde kaldım. Zihniyet değişmediği sürece, Kürtlerin hakları içselleştirilmediği sürece bir şey değişmeyecektir. Siyaset Kürtlerin halk olduğuna, dili ve kültürü olduğuna inanacak, bunu içselleştirecek ve güvence altına alacağını açıklayacak. Kürtlerin başka türlü muhalefete inanması çok zor” diye konuştu.
‘ERDOĞAN GİTMELİ AMA YERİNE GELECEK KİŞİNİN RADİKAL DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMESİ GEREKİYOR’
Kürtlerin seçime yönelik beklentilerini anlatan Türk şunları söyledi:
“Geçen gün beni ziyaret eden bir yurttaş, “Yıllardır Erdoğan elindeki sopayla bizi dövdü, sopayı Erdoğan’dan alıp muhalefetin eline verirsek ne olacak? Bir de onlardan mı dayak yiyeceğiz” dedi. Bu yurttaşın endişesi küçümsenmemeli. Bu şekilde genel bir tedirginlik var. Evet, Erdoğan gitmeli ama yerine gelecek kişinin radikal demokrasi mücadelesi vermesi gerekiyor. Türkiye’nin sorunları, özellikle Kürt halkının talepleri konusunda somut bazı çalışmalar, açıklamalar yapması lazım.
‘BİZ BAŞINDAN BERİ HALKLARIN ORTAK DEMOKRATİK ZEMİNDE BULUŞMASINI TALEP EDİYORUZ’
Bugün on binlerce Kürt siyasetçi hukuksuz bir şekilde zindanda. Bir kısmı FETÖ’nün yargıçları ve savcıları tarafından, diğerleri de AKP-MHP yargıç ve savcıları tarafından zindana konuldu. Şimdi on binlerce Kürt hapisteyken ve bu konuda muhalefet partileri tarafından ciddi bir şey yapılmazken Kürtler niye güvensin onlara? Bu güvensizliği ortadan kaldıracak somut adımların atılması lazım. Beklentimiz budur. Umut ediyoruz ki Kürt halkının talepleri konusunda somut adımlar atılır ve gerçekten demokratik bir sistem oluşturulur. Biz başından beri halkların ortak demokratik zeminde buluşmasını talep ediyoruz. Sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan herkesin özgür, adil ve eşit geleceğe kavuşmasını talep ediyoruz. Bizim mücadelemiz budur ve bu mücadelemiz doğru algılanmazsa, gerçekten bütün Türkiye için mücadele ettiğimizi görmezlerse, siyasetteki körlük devam eder.
‘KÜRTLER, ANCAK DEMOKRASİNİN ASKERİ OLABİLİRLER’
Muhalefetteki bazı isimler cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ise Türk, “Önce adayın açıklanması, adayın gelecekle ilgili projelerinin ortaya çıkması lazım. Ama şunu söyleyebiliriz, Kürtler kimsenin askeri değildir. Kürtler, ancak demokrasinin askeri olabilirler. Yani Kürtlerin demokrasi beklentisi var. Özgürlük ve eşitlik talepleri var. Bu kararlılığı görmek lazım. Elbette Erdoğan bugüne kadar Kürtlere zulmetmekten başka bir şey yapmadı. Bunu görüyoruz ve unutmuyoruz. Ancak muhalefet de mevcut sistemi koruyarak, bazı şeyleri iyileştirmeye çalışarak Türkiye’ye demokrasi ve barışı getiremez” dedi.
‘GELECEK İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NEDİR? SOMUT ÖNERİLERİNİZ VAR MI?’
Türk, “Bazı radikal adımların atılması lazım. Kürt meselesinde, ekonomik meselelerde çok ciddi adımlar atması lazım. Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz? Sadece Kürtler değil, birçok akademisyen, aydın, demokrat insan da fikirleri nedeniyle cezaevinde. Bunları görmemezlikten gelebilir misiniz? Bu konularda somut açıklamaların yapılmasını bekliyor Kürt halkı. KHK ile birçok insan ihraç edilmiş durumda. Bakın 30 yıldır Özel İdare’de devletin memuru olarak çalışan insanlar, sadece benimle çalıştıkları için ihraç edildiler. Bunların deneyimlerinden yararlanmak için yanımda tutmuştum ancak 30 yıllık emekleri bu yüzden heba oldu ve onları yanımda tuttuğum için pişman oldum. Bunlar ne olacak?” ifadelerini kullandı.
‘SOPANIN EL DEĞİŞTİRMESİNİN DE BİZİM İÇİN BİR ANLAMI YOK’
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, “ Ancak iktidara geldiklerinde Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz. İktidar olduklarında Kürt sorununun çözümü konusunda CHP ile İYİ Parti ya da Demokrat Parti aynı mı düşünecek? Yüzde 13 oyu olan bir parti neden altılı masanın içinde yer almıyor? Resmiyetin dışında bazı şeyler konuşuluyordur ancak resmiyetin dışında kalınca bazı şeyleri değiştirmek zordur. HDP’yle aralarındaki mesafeyi koruyorlar, peki kimden korkuyorlar? Mesele budur. Şimdiden korkuyorsanız yarın bütün bu meseleleri nasıl çözeceksiniz? Bunu ben de soruyorum, insanlar da soruyor. Bizim bu kadar tahribat yapan bir iktidarın yanında olmak gibi bir şansımız yok. Ama sonuçta, sopanın el değiştirmesinin de bizim için bir anlamı yok” vurgusu yaptı.
‘HERKESİ KUCAKLAYACAK, KÜRTLERİ VE BÜTÜN HALKLARI KUCAKLAYACAK BİR İSİM ADAY OLSUN’
Türk, “Altılı masada cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşmeler, tartışmalar yapılıyor ama açıklamıyorlar. Adaylarını belirlemediler demiyorum, açıklamadılar. Fakat biz bu masanın içinde olmadığımız için bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Tabi biz isimlere de takılmıyoruz. Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak bir insan bizim için önemlidir. Ama geçmişte demokratik değerlere sahip çıkmamış isimlerin aday gösterilmesini de istemiyoruz. Biz isteriz ki gerçekten herkesi kucaklayacak, Kürtleri ve bütün halkları kucaklayacak bir isim aday olsun. Adayın Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Çerkes, Laz olması önemli değil, önemli olan demokrasiye inanması. Bütün halkları kucaklayacak bir anlayışta olması ve bunu içselleştirmiş olması önemlidir bizim için. Yoksa inanç üzerinden yapılan tartışmalar doğru değildir. Demokratik bir Türkiye’nin önünü açacak bir adaya ve onun ekibine ihtiyaç var. Bu tek kişiyle olacak bir şey de değildir sonuçta, bu bir ekip işidir. Demokrasiye inanan ve demokratik gelecek için projeler üretebilen bir ekibi oluşturacak bir Cumhurbaşkanı adayına ihtiyaç var” dedi.
‘KÜRTLER SESSİZLİĞİNİ SANDIKTA BOZACAK’
Biz çok zor dönemlerden geçtik diyen Türk şunları ifade etti:
“1990’dan 98’e kadar partinin ve Kürt halkının üzerinde çok yoğun baskılar vardı. 90’larda seçim için esnaf ziyareti yapıyorduk. Arkamızda özel timler vardı. Esnaf bizi görünce içeri geçiyordu çünkü bizimle tokalaşmasa ayıp olacak, tokalaşsa özel timler hepsini çekiyordu. Böyle bir korku vardı. Ama seçimler geldi ve yüzde 80’e yakın oy aldık. Mesela düzenlediğimiz basın toplantısına 20-30 kişi ancak katılıyordu ama sandıktan çıkan oy tam tersi oluyordu. Bence bu dönem de buna benziyor. Yoğun bir baskı var. Partinin önüne çıkıyorsunuz, polis baskın yapıyor ve bunu gören insanlar partiye gelmeye korkuyor. Daha önce de yaşadığımız böyle bir atmosferin içindeyiz. 12 Eylül dönemini de yaşadık ancak hiçbir dönem Yargıtay dahil bütün kurumlar bir tek kişinin elinde olmadı. Bu durum insanların endişe duymasına neden oluyor. Ama Kürt halkının seçimlerde sessizliğini bozacağını hep birlikte göreceğiz.”
‘BURASI TÜRKİYE VE YARIN HER ŞEY OLABİLİR’
Yeni bir çözüm süreci ihtimaline dair konuşan Türk, “Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” sözü vardı, Türkiye’deki siyasetçiler de buna göre davranıyor. Bu yüzden yarın ne olacağını bilemiyoruz. Ama bu iktidar döneminde yeni bir çözüm sürecinin gelişebileceği konusunda çok umutlu değilim. Ama dediğim gibi, burası Türkiye ve yarın her şey olabilir.”
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, ‘Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz’ dedi.
Türk, “Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.
‘ERKEN SEÇİM BEKLEMİYORUM’
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Ahmet Türk, erken seçim beklemediğini belirtti. Türk, “Erdoğan ve AKP, ekonomik kriz koşullarında kaybedeceği bir seçime girmek istemez. Bu nedenle bir erken seçim beklemiyorum. Ancak Haziran’da da seçim olmayacaktır çünkü bu sefer Erdoğan’ın seçime girip girmeyeceği tartışma konusu olacaktır. Bu yüzden Erdoğan’ın bahar aylarında seçime hazırlandığını düşünüyorum” dedi.
‘MUHALEFETİN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BİZİ ENDİŞEYE SÜRÜKLÜYOR’
‘Ayçiçeği güneşe döner yüzünü’ diyen Türk, “Ayçiçeği gibi bir kesim var, iktidar neredeyse ya da iktidar olma ihtimali olan tarafa yüzlerini çeviriyorlar. İktidara gelmesi muhtemel partilere yöneliyorlar. Ancak gerçekten özgürlüğü ve demokrasiyi savunan, Kürtlerin demokratik hakları için mücadele eden insanlar, CHP ya da başka bir partinin siyasetine çok yakın olmayacaklardır. Biz tabii ki istiyoruz muhalefet demokratik bir Türkiye yaratsın, bütün halkları ortak demokratik değerlerde buluştursun. Ama zaman zaman yapılan açıklamalar bizi de endişeye sürüklüyor. Mesela milletvekilimiz Saliha Aydeniz polis tarafından tartaklandı. Parlamentonun bir mensubudur ve polis üzerine geliyor, hakaret ediyor, tartaklıyor kendisini. Sonuçta o da refleks olarak bir hareket yapıyor. Onun uğradığı linç hakkında kimse bir kelime kullanmadı ama “polisimize tokat attı” diye açıklama yaptılar. Gelecekle ilgili umutlar besliyoruz ancak bazı açıklamalar halkta bir güvensizliğe neden oluyor. CHP sözcüsünün yaptığı açıklama halk arasında çok tartışıldı ve bir güvensizliğe neden oldu” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERİN HAKLARI İÇSELLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEKTİR’
Erbay’ın ‘muhalefet umut vermiyor mu?’ sorusuna Türk, “Türkiye’de değişimin, dönüşümün sağlanması için somut önerilerin ortaya konması lazım. Muhalefet parlamenter demokratik sistemi getireceğiz diyor. Ben 40 yıl parlamentonun içinde kaldım. Zihniyet değişmediği sürece, Kürtlerin hakları içselleştirilmediği sürece bir şey değişmeyecektir. Siyaset Kürtlerin halk olduğuna, dili ve kültürü olduğuna inanacak, bunu içselleştirecek ve güvence altına alacağını açıklayacak. Kürtlerin başka türlü muhalefete inanması çok zor” diye konuştu.
‘ERDOĞAN GİTMELİ AMA YERİNE GELECEK KİŞİNİN RADİKAL DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMESİ GEREKİYOR’
Kürtlerin seçime yönelik beklentilerini anlatan Türk şunları söyledi:
“Geçen gün beni ziyaret eden bir yurttaş, “Yıllardır Erdoğan elindeki sopayla bizi dövdü, sopayı Erdoğan’dan alıp muhalefetin eline verirsek ne olacak? Bir de onlardan mı dayak yiyeceğiz” dedi. Bu yurttaşın endişesi küçümsenmemeli. Bu şekilde genel bir tedirginlik var. Evet, Erdoğan gitmeli ama yerine gelecek kişinin radikal demokrasi mücadelesi vermesi gerekiyor. Türkiye’nin sorunları, özellikle Kürt halkının talepleri konusunda somut bazı çalışmalar, açıklamalar yapması lazım.
‘BİZ BAŞINDAN BERİ HALKLARIN ORTAK DEMOKRATİK ZEMİNDE BULUŞMASINI TALEP EDİYORUZ’
Bugün on binlerce Kürt siyasetçi hukuksuz bir şekilde zindanda. Bir kısmı FETÖ’nün yargıçları ve savcıları tarafından, diğerleri de AKP-MHP yargıç ve savcıları tarafından zindana konuldu. Şimdi on binlerce Kürt hapisteyken ve bu konuda muhalefet partileri tarafından ciddi bir şey yapılmazken Kürtler niye güvensin onlara? Bu güvensizliği ortadan kaldıracak somut adımların atılması lazım. Beklentimiz budur. Umut ediyoruz ki Kürt halkının talepleri konusunda somut adımlar atılır ve gerçekten demokratik bir sistem oluşturulur. Biz başından beri halkların ortak demokratik zeminde buluşmasını talep ediyoruz. Sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan herkesin özgür, adil ve eşit geleceğe kavuşmasını talep ediyoruz. Bizim mücadelemiz budur ve bu mücadelemiz doğru algılanmazsa, gerçekten bütün Türkiye için mücadele ettiğimizi görmezlerse, siyasetteki körlük devam eder.
‘KÜRTLER, ANCAK DEMOKRASİNİN ASKERİ OLABİLİRLER’
Muhalefetteki bazı isimler cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ise Türk, “Önce adayın açıklanması, adayın gelecekle ilgili projelerinin ortaya çıkması lazım. Ama şunu söyleyebiliriz, Kürtler kimsenin askeri değildir. Kürtler, ancak demokrasinin askeri olabilirler. Yani Kürtlerin demokrasi beklentisi var. Özgürlük ve eşitlik talepleri var. Bu kararlılığı görmek lazım. Elbette Erdoğan bugüne kadar Kürtlere zulmetmekten başka bir şey yapmadı. Bunu görüyoruz ve unutmuyoruz. Ancak muhalefet de mevcut sistemi koruyarak, bazı şeyleri iyileştirmeye çalışarak Türkiye’ye demokrasi ve barışı getiremez” dedi.
‘GELECEK İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NEDİR? SOMUT ÖNERİLERİNİZ VAR MI?’
Türk, “Bazı radikal adımların atılması lazım. Kürt meselesinde, ekonomik meselelerde çok ciddi adımlar atması lazım. Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz? Sadece Kürtler değil, birçok akademisyen, aydın, demokrat insan da fikirleri nedeniyle cezaevinde. Bunları görmemezlikten gelebilir misiniz? Bu konularda somut açıklamaların yapılmasını bekliyor Kürt halkı. KHK ile birçok insan ihraç edilmiş durumda. Bakın 30 yıldır Özel İdare’de devletin memuru olarak çalışan insanlar, sadece benimle çalıştıkları için ihraç edildiler. Bunların deneyimlerinden yararlanmak için yanımda tutmuştum ancak 30 yıllık emekleri bu yüzden heba oldu ve onları yanımda tuttuğum için pişman oldum. Bunlar ne olacak?” ifadelerini kullandı.
‘SOPANIN EL DEĞİŞTİRMESİNİN DE BİZİM İÇİN BİR ANLAMI YOK’
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, “ Ancak iktidara geldiklerinde Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz. İktidar olduklarında Kürt sorununun çözümü konusunda CHP ile İYİ Parti ya da Demokrat Parti aynı mı düşünecek? Yüzde 13 oyu olan bir parti neden altılı masanın içinde yer almıyor? Resmiyetin dışında bazı şeyler konuşuluyordur ancak resmiyetin dışında kalınca bazı şeyleri değiştirmek zordur. HDP’yle aralarındaki mesafeyi koruyorlar, peki kimden korkuyorlar? Mesele budur. Şimdiden korkuyorsanız yarın bütün bu meseleleri nasıl çözeceksiniz? Bunu ben de soruyorum, insanlar da soruyor. Bizim bu kadar tahribat yapan bir iktidarın yanında olmak gibi bir şansımız yok. Ama sonuçta, sopanın el değiştirmesinin de bizim için bir anlamı yok” vurgusu yaptı.
‘HERKESİ KUCAKLAYACAK, KÜRTLERİ VE BÜTÜN HALKLARI KUCAKLAYACAK BİR İSİM ADAY OLSUN’
Türk, “Altılı masada cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşmeler, tartışmalar yapılıyor ama açıklamıyorlar. Adaylarını belirlemediler demiyorum, açıklamadılar. Fakat biz bu masanın içinde olmadığımız için bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Tabi biz isimlere de takılmıyoruz. Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak bir insan bizim için önemlidir. Ama geçmişte demokratik değerlere sahip çıkmamış isimlerin aday gösterilmesini de istemiyoruz. Biz isteriz ki gerçekten herkesi kucaklayacak, Kürtleri ve bütün halkları kucaklayacak bir isim aday olsun. Adayın Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Çerkes, Laz olması önemli değil, önemli olan demokrasiye inanması. Bütün halkları kucaklayacak bir anlayışta olması ve bunu içselleştirmiş olması önemlidir bizim için. Yoksa inanç üzerinden yapılan tartışmalar doğru değildir. Demokratik bir Türkiye’nin önünü açacak bir adaya ve onun ekibine ihtiyaç var. Bu tek kişiyle olacak bir şey de değildir sonuçta, bu bir ekip işidir. Demokrasiye inanan ve demokratik gelecek için projeler üretebilen bir ekibi oluşturacak bir Cumhurbaşkanı adayına ihtiyaç var” dedi.
‘KÜRTLER SESSİZLİĞİNİ SANDIKTA BOZACAK’
Biz çok zor dönemlerden geçtik diyen Türk şunları ifade etti:
“1990’dan 98’e kadar partinin ve Kürt halkının üzerinde çok yoğun baskılar vardı. 90’larda seçim için esnaf ziyareti yapıyorduk. Arkamızda özel timler vardı. Esnaf bizi görünce içeri geçiyordu çünkü bizimle tokalaşmasa ayıp olacak, tokalaşsa özel timler hepsini çekiyordu. Böyle bir korku vardı. Ama seçimler geldi ve yüzde 80’e yakın oy aldık. Mesela düzenlediğimiz basın toplantısına 20-30 kişi ancak katılıyordu ama sandıktan çıkan oy tam tersi oluyordu. Bence bu dönem de buna benziyor. Yoğun bir baskı var. Partinin önüne çıkıyorsunuz, polis baskın yapıyor ve bunu gören insanlar partiye gelmeye korkuyor. Daha önce de yaşadığımız böyle bir atmosferin içindeyiz. 12 Eylül dönemini de yaşadık ancak hiçbir dönem Yargıtay dahil bütün kurumlar bir tek kişinin elinde olmadı. Bu durum insanların endişe duymasına neden oluyor. Ama Kürt halkının seçimlerde sessizliğini bozacağını hep birlikte göreceğiz.”
‘BURASI TÜRKİYE VE YARIN HER ŞEY OLABİLİR’
Yeni bir çözüm süreci ihtimaline dair konuşan Türk, “Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” sözü vardı, Türkiye’deki siyasetçiler de buna göre davranıyor. Bu yüzden yarın ne olacağını bilemiyoruz. Ama bu iktidar döneminde yeni bir çözüm sürecinin gelişebileceği konusunda çok umutlu değilim. Ama dediğim gibi, burası Türkiye ve yarın her şey olabilir.”
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, ‘Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz’ dedi.
Türk, “Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.
‘ERKEN SEÇİM BEKLEMİYORUM’
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Ahmet Türk, erken seçim beklemediğini belirtti. Türk, “Erdoğan ve AKP, ekonomik kriz koşullarında kaybedeceği bir seçime girmek istemez. Bu nedenle bir erken seçim beklemiyorum. Ancak Haziran’da da seçim olmayacaktır çünkü bu sefer Erdoğan’ın seçime girip girmeyeceği tartışma konusu olacaktır. Bu yüzden Erdoğan’ın bahar aylarında seçime hazırlandığını düşünüyorum” dedi.
‘MUHALEFETİN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BİZİ ENDİŞEYE SÜRÜKLÜYOR’
‘Ayçiçeği güneşe döner yüzünü’ diyen Türk, “Ayçiçeği gibi bir kesim var, iktidar neredeyse ya da iktidar olma ihtimali olan tarafa yüzlerini çeviriyorlar. İktidara gelmesi muhtemel partilere yöneliyorlar. Ancak gerçekten özgürlüğü ve demokrasiyi savunan, Kürtlerin demokratik hakları için mücadele eden insanlar, CHP ya da başka bir partinin siyasetine çok yakın olmayacaklardır. Biz tabii ki istiyoruz muhalefet demokratik bir Türkiye yaratsın, bütün halkları ortak demokratik değerlerde buluştursun. Ama zaman zaman yapılan açıklamalar bizi de endişeye sürüklüyor. Mesela milletvekilimiz Saliha Aydeniz polis tarafından tartaklandı. Parlamentonun bir mensubudur ve polis üzerine geliyor, hakaret ediyor, tartaklıyor kendisini. Sonuçta o da refleks olarak bir hareket yapıyor. Onun uğradığı linç hakkında kimse bir kelime kullanmadı ama “polisimize tokat attı” diye açıklama yaptılar. Gelecekle ilgili umutlar besliyoruz ancak bazı açıklamalar halkta bir güvensizliğe neden oluyor. CHP sözcüsünün yaptığı açıklama halk arasında çok tartışıldı ve bir güvensizliğe neden oldu” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERİN HAKLARI İÇSELLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEKTİR’
Erbay’ın ‘muhalefet umut vermiyor mu?’ sorusuna Türk, “Türkiye’de değişimin, dönüşümün sağlanması için somut önerilerin ortaya konması lazım. Muhalefet parlamenter demokratik sistemi getireceğiz diyor. Ben 40 yıl parlamentonun içinde kaldım. Zihniyet değişmediği sürece, Kürtlerin hakları içselleştirilmediği sürece bir şey değişmeyecektir. Siyaset Kürtlerin halk olduğuna, dili ve kültürü olduğuna inanacak, bunu içselleştirecek ve güvence altına alacağını açıklayacak. Kürtlerin başka türlü muhalefete inanması çok zor” diye konuştu.
‘ERDOĞAN GİTMELİ AMA YERİNE GELECEK KİŞİNİN RADİKAL DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMESİ GEREKİYOR’
Kürtlerin seçime yönelik beklentilerini anlatan Türk şunları söyledi:
“Geçen gün beni ziyaret eden bir yurttaş, “Yıllardır Erdoğan elindeki sopayla bizi dövdü, sopayı Erdoğan’dan alıp muhalefetin eline verirsek ne olacak? Bir de onlardan mı dayak yiyeceğiz” dedi. Bu yurttaşın endişesi küçümsenmemeli. Bu şekilde genel bir tedirginlik var. Evet, Erdoğan gitmeli ama yerine gelecek kişinin radikal demokrasi mücadelesi vermesi gerekiyor. Türkiye’nin sorunları, özellikle Kürt halkının talepleri konusunda somut bazı çalışmalar, açıklamalar yapması lazım.
‘BİZ BAŞINDAN BERİ HALKLARIN ORTAK DEMOKRATİK ZEMİNDE BULUŞMASINI TALEP EDİYORUZ’
Bugün on binlerce Kürt siyasetçi hukuksuz bir şekilde zindanda. Bir kısmı FETÖ’nün yargıçları ve savcıları tarafından, diğerleri de AKP-MHP yargıç ve savcıları tarafından zindana konuldu. Şimdi on binlerce Kürt hapisteyken ve bu konuda muhalefet partileri tarafından ciddi bir şey yapılmazken Kürtler niye güvensin onlara? Bu güvensizliği ortadan kaldıracak somut adımların atılması lazım. Beklentimiz budur. Umut ediyoruz ki Kürt halkının talepleri konusunda somut adımlar atılır ve gerçekten demokratik bir sistem oluşturulur. Biz başından beri halkların ortak demokratik zeminde buluşmasını talep ediyoruz. Sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan herkesin özgür, adil ve eşit geleceğe kavuşmasını talep ediyoruz. Bizim mücadelemiz budur ve bu mücadelemiz doğru algılanmazsa, gerçekten bütün Türkiye için mücadele ettiğimizi görmezlerse, siyasetteki körlük devam eder.
‘KÜRTLER, ANCAK DEMOKRASİNİN ASKERİ OLABİLİRLER’
Muhalefetteki bazı isimler cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ise Türk, “Önce adayın açıklanması, adayın gelecekle ilgili projelerinin ortaya çıkması lazım. Ama şunu söyleyebiliriz, Kürtler kimsenin askeri değildir. Kürtler, ancak demokrasinin askeri olabilirler. Yani Kürtlerin demokrasi beklentisi var. Özgürlük ve eşitlik talepleri var. Bu kararlılığı görmek lazım. Elbette Erdoğan bugüne kadar Kürtlere zulmetmekten başka bir şey yapmadı. Bunu görüyoruz ve unutmuyoruz. Ancak muhalefet de mevcut sistemi koruyarak, bazı şeyleri iyileştirmeye çalışarak Türkiye’ye demokrasi ve barışı getiremez” dedi.
‘GELECEK İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NEDİR? SOMUT ÖNERİLERİNİZ VAR MI?’
Türk, “Bazı radikal adımların atılması lazım. Kürt meselesinde, ekonomik meselelerde çok ciddi adımlar atması lazım. Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz? Sadece Kürtler değil, birçok akademisyen, aydın, demokrat insan da fikirleri nedeniyle cezaevinde. Bunları görmemezlikten gelebilir misiniz? Bu konularda somut açıklamaların yapılmasını bekliyor Kürt halkı. KHK ile birçok insan ihraç edilmiş durumda. Bakın 30 yıldır Özel İdare’de devletin memuru olarak çalışan insanlar, sadece benimle çalıştıkları için ihraç edildiler. Bunların deneyimlerinden yararlanmak için yanımda tutmuştum ancak 30 yıllık emekleri bu yüzden heba oldu ve onları yanımda tuttuğum için pişman oldum. Bunlar ne olacak?” ifadelerini kullandı.
‘SOPANIN EL DEĞİŞTİRMESİNİN DE BİZİM İÇİN BİR ANLAMI YOK’
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, “ Ancak iktidara geldiklerinde Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz. İktidar olduklarında Kürt sorununun çözümü konusunda CHP ile İYİ Parti ya da Demokrat Parti aynı mı düşünecek? Yüzde 13 oyu olan bir parti neden altılı masanın içinde yer almıyor? Resmiyetin dışında bazı şeyler konuşuluyordur ancak resmiyetin dışında kalınca bazı şeyleri değiştirmek zordur. HDP’yle aralarındaki mesafeyi koruyorlar, peki kimden korkuyorlar? Mesele budur. Şimdiden korkuyorsanız yarın bütün bu meseleleri nasıl çözeceksiniz? Bunu ben de soruyorum, insanlar da soruyor. Bizim bu kadar tahribat yapan bir iktidarın yanında olmak gibi bir şansımız yok. Ama sonuçta, sopanın el değiştirmesinin de bizim için bir anlamı yok” vurgusu yaptı.
‘HERKESİ KUCAKLAYACAK, KÜRTLERİ VE BÜTÜN HALKLARI KUCAKLAYACAK BİR İSİM ADAY OLSUN’
Türk, “Altılı masada cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşmeler, tartışmalar yapılıyor ama açıklamıyorlar. Adaylarını belirlemediler demiyorum, açıklamadılar. Fakat biz bu masanın içinde olmadığımız için bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Tabi biz isimlere de takılmıyoruz. Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak bir insan bizim için önemlidir. Ama geçmişte demokratik değerlere sahip çıkmamış isimlerin aday gösterilmesini de istemiyoruz. Biz isteriz ki gerçekten herkesi kucaklayacak, Kürtleri ve bütün halkları kucaklayacak bir isim aday olsun. Adayın Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Çerkes, Laz olması önemli değil, önemli olan demokrasiye inanması. Bütün halkları kucaklayacak bir anlayışta olması ve bunu içselleştirmiş olması önemlidir bizim için. Yoksa inanç üzerinden yapılan tartışmalar doğru değildir. Demokratik bir Türkiye’nin önünü açacak bir adaya ve onun ekibine ihtiyaç var. Bu tek kişiyle olacak bir şey de değildir sonuçta, bu bir ekip işidir. Demokrasiye inanan ve demokratik gelecek için projeler üretebilen bir ekibi oluşturacak bir Cumhurbaşkanı adayına ihtiyaç var” dedi.
‘KÜRTLER SESSİZLİĞİNİ SANDIKTA BOZACAK’
Biz çok zor dönemlerden geçtik diyen Türk şunları ifade etti:
“1990’dan 98’e kadar partinin ve Kürt halkının üzerinde çok yoğun baskılar vardı. 90’larda seçim için esnaf ziyareti yapıyorduk. Arkamızda özel timler vardı. Esnaf bizi görünce içeri geçiyordu çünkü bizimle tokalaşmasa ayıp olacak, tokalaşsa özel timler hepsini çekiyordu. Böyle bir korku vardı. Ama seçimler geldi ve yüzde 80’e yakın oy aldık. Mesela düzenlediğimiz basın toplantısına 20-30 kişi ancak katılıyordu ama sandıktan çıkan oy tam tersi oluyordu. Bence bu dönem de buna benziyor. Yoğun bir baskı var. Partinin önüne çıkıyorsunuz, polis baskın yapıyor ve bunu gören insanlar partiye gelmeye korkuyor. Daha önce de yaşadığımız böyle bir atmosferin içindeyiz. 12 Eylül dönemini de yaşadık ancak hiçbir dönem Yargıtay dahil bütün kurumlar bir tek kişinin elinde olmadı. Bu durum insanların endişe duymasına neden oluyor. Ama Kürt halkının seçimlerde sessizliğini bozacağını hep birlikte göreceğiz.”
‘BURASI TÜRKİYE VE YARIN HER ŞEY OLABİLİR’
Yeni bir çözüm süreci ihtimaline dair konuşan Türk, “Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” sözü vardı, Türkiye’deki siyasetçiler de buna göre davranıyor. Bu yüzden yarın ne olacağını bilemiyoruz. Ama bu iktidar döneminde yeni bir çözüm sürecinin gelişebileceği konusunda çok umutlu değilim. Ama dediğim gibi, burası Türkiye ve yarın her şey olabilir.”
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, ‘Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz’ dedi.
Türk, “Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.
‘ERKEN SEÇİM BEKLEMİYORUM’
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Ahmet Türk, erken seçim beklemediğini belirtti. Türk, “Erdoğan ve AKP, ekonomik kriz koşullarında kaybedeceği bir seçime girmek istemez. Bu nedenle bir erken seçim beklemiyorum. Ancak Haziran’da da seçim olmayacaktır çünkü bu sefer Erdoğan’ın seçime girip girmeyeceği tartışma konusu olacaktır. Bu yüzden Erdoğan’ın bahar aylarında seçime hazırlandığını düşünüyorum” dedi.
‘MUHALEFETİN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BİZİ ENDİŞEYE SÜRÜKLÜYOR’
‘Ayçiçeği güneşe döner yüzünü’ diyen Türk, “Ayçiçeği gibi bir kesim var, iktidar neredeyse ya da iktidar olma ihtimali olan tarafa yüzlerini çeviriyorlar. İktidara gelmesi muhtemel partilere yöneliyorlar. Ancak gerçekten özgürlüğü ve demokrasiyi savunan, Kürtlerin demokratik hakları için mücadele eden insanlar, CHP ya da başka bir partinin siyasetine çok yakın olmayacaklardır. Biz tabii ki istiyoruz muhalefet demokratik bir Türkiye yaratsın, bütün halkları ortak demokratik değerlerde buluştursun. Ama zaman zaman yapılan açıklamalar bizi de endişeye sürüklüyor. Mesela milletvekilimiz Saliha Aydeniz polis tarafından tartaklandı. Parlamentonun bir mensubudur ve polis üzerine geliyor, hakaret ediyor, tartaklıyor kendisini. Sonuçta o da refleks olarak bir hareket yapıyor. Onun uğradığı linç hakkında kimse bir kelime kullanmadı ama “polisimize tokat attı” diye açıklama yaptılar. Gelecekle ilgili umutlar besliyoruz ancak bazı açıklamalar halkta bir güvensizliğe neden oluyor. CHP sözcüsünün yaptığı açıklama halk arasında çok tartışıldı ve bir güvensizliğe neden oldu” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERİN HAKLARI İÇSELLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEKTİR’
Erbay’ın ‘muhalefet umut vermiyor mu?’ sorusuna Türk, “Türkiye’de değişimin, dönüşümün sağlanması için somut önerilerin ortaya konması lazım. Muhalefet parlamenter demokratik sistemi getireceğiz diyor. Ben 40 yıl parlamentonun içinde kaldım. Zihniyet değişmediği sürece, Kürtlerin hakları içselleştirilmediği sürece bir şey değişmeyecektir. Siyaset Kürtlerin halk olduğuna, dili ve kültürü olduğuna inanacak, bunu içselleştirecek ve güvence altına alacağını açıklayacak. Kürtlerin başka türlü muhalefete inanması çok zor” diye konuştu.
‘ERDOĞAN GİTMELİ AMA YERİNE GELECEK KİŞİNİN RADİKAL DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMESİ GEREKİYOR’
Kürtlerin seçime yönelik beklentilerini anlatan Türk şunları söyledi:
“Geçen gün beni ziyaret eden bir yurttaş, “Yıllardır Erdoğan elindeki sopayla bizi dövdü, sopayı Erdoğan’dan alıp muhalefetin eline verirsek ne olacak? Bir de onlardan mı dayak yiyeceğiz” dedi. Bu yurttaşın endişesi küçümsenmemeli. Bu şekilde genel bir tedirginlik var. Evet, Erdoğan gitmeli ama yerine gelecek kişinin radikal demokrasi mücadelesi vermesi gerekiyor. Türkiye’nin sorunları, özellikle Kürt halkının talepleri konusunda somut bazı çalışmalar, açıklamalar yapması lazım.
‘BİZ BAŞINDAN BERİ HALKLARIN ORTAK DEMOKRATİK ZEMİNDE BULUŞMASINI TALEP EDİYORUZ’
Bugün on binlerce Kürt siyasetçi hukuksuz bir şekilde zindanda. Bir kısmı FETÖ’nün yargıçları ve savcıları tarafından, diğerleri de AKP-MHP yargıç ve savcıları tarafından zindana konuldu. Şimdi on binlerce Kürt hapisteyken ve bu konuda muhalefet partileri tarafından ciddi bir şey yapılmazken Kürtler niye güvensin onlara? Bu güvensizliği ortadan kaldıracak somut adımların atılması lazım. Beklentimiz budur. Umut ediyoruz ki Kürt halkının talepleri konusunda somut adımlar atılır ve gerçekten demokratik bir sistem oluşturulur. Biz başından beri halkların ortak demokratik zeminde buluşmasını talep ediyoruz. Sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan herkesin özgür, adil ve eşit geleceğe kavuşmasını talep ediyoruz. Bizim mücadelemiz budur ve bu mücadelemiz doğru algılanmazsa, gerçekten bütün Türkiye için mücadele ettiğimizi görmezlerse, siyasetteki körlük devam eder.
‘KÜRTLER, ANCAK DEMOKRASİNİN ASKERİ OLABİLİRLER’
Muhalefetteki bazı isimler cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ise Türk, “Önce adayın açıklanması, adayın gelecekle ilgili projelerinin ortaya çıkması lazım. Ama şunu söyleyebiliriz, Kürtler kimsenin askeri değildir. Kürtler, ancak demokrasinin askeri olabilirler. Yani Kürtlerin demokrasi beklentisi var. Özgürlük ve eşitlik talepleri var. Bu kararlılığı görmek lazım. Elbette Erdoğan bugüne kadar Kürtlere zulmetmekten başka bir şey yapmadı. Bunu görüyoruz ve unutmuyoruz. Ancak muhalefet de mevcut sistemi koruyarak, bazı şeyleri iyileştirmeye çalışarak Türkiye’ye demokrasi ve barışı getiremez” dedi.
‘GELECEK İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NEDİR? SOMUT ÖNERİLERİNİZ VAR MI?’
Türk, “Bazı radikal adımların atılması lazım. Kürt meselesinde, ekonomik meselelerde çok ciddi adımlar atması lazım. Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz? Sadece Kürtler değil, birçok akademisyen, aydın, demokrat insan da fikirleri nedeniyle cezaevinde. Bunları görmemezlikten gelebilir misiniz? Bu konularda somut açıklamaların yapılmasını bekliyor Kürt halkı. KHK ile birçok insan ihraç edilmiş durumda. Bakın 30 yıldır Özel İdare’de devletin memuru olarak çalışan insanlar, sadece benimle çalıştıkları için ihraç edildiler. Bunların deneyimlerinden yararlanmak için yanımda tutmuştum ancak 30 yıllık emekleri bu yüzden heba oldu ve onları yanımda tuttuğum için pişman oldum. Bunlar ne olacak?” ifadelerini kullandı.
‘SOPANIN EL DEĞİŞTİRMESİNİN DE BİZİM İÇİN BİR ANLAMI YOK’
6 parti bir masanın etrafında toplanmış ve iktidarı değiştirmeye çalışıyorlar diyen Türk, “ Ancak iktidara geldiklerinde Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözeceklerine dair projelerini bilmek istiyoruz. İktidar olduklarında Kürt sorununun çözümü konusunda CHP ile İYİ Parti ya da Demokrat Parti aynı mı düşünecek? Yüzde 13 oyu olan bir parti neden altılı masanın içinde yer almıyor? Resmiyetin dışında bazı şeyler konuşuluyordur ancak resmiyetin dışında kalınca bazı şeyleri değiştirmek zordur. HDP’yle aralarındaki mesafeyi koruyorlar, peki kimden korkuyorlar? Mesele budur. Şimdiden korkuyorsanız yarın bütün bu meseleleri nasıl çözeceksiniz? Bunu ben de soruyorum, insanlar da soruyor. Bizim bu kadar tahribat yapan bir iktidarın yanında olmak gibi bir şansımız yok. Ama sonuçta, sopanın el değiştirmesinin de bizim için bir anlamı yok” vurgusu yaptı.
‘HERKESİ KUCAKLAYACAK, KÜRTLERİ VE BÜTÜN HALKLARI KUCAKLAYACAK BİR İSİM ADAY OLSUN’
Türk, “Altılı masada cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşmeler, tartışmalar yapılıyor ama açıklamıyorlar. Adaylarını belirlemediler demiyorum, açıklamadılar. Fakat biz bu masanın içinde olmadığımız için bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Tabi biz isimlere de takılmıyoruz. Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak bir insan bizim için önemlidir. Ama geçmişte demokratik değerlere sahip çıkmamış isimlerin aday gösterilmesini de istemiyoruz. Biz isteriz ki gerçekten herkesi kucaklayacak, Kürtleri ve bütün halkları kucaklayacak bir isim aday olsun. Adayın Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Çerkes, Laz olması önemli değil, önemli olan demokrasiye inanması. Bütün halkları kucaklayacak bir anlayışta olması ve bunu içselleştirmiş olması önemlidir bizim için. Yoksa inanç üzerinden yapılan tartışmalar doğru değildir. Demokratik bir Türkiye’nin önünü açacak bir adaya ve onun ekibine ihtiyaç var. Bu tek kişiyle olacak bir şey de değildir sonuçta, bu bir ekip işidir. Demokrasiye inanan ve demokratik gelecek için projeler üretebilen bir ekibi oluşturacak bir Cumhurbaşkanı adayına ihtiyaç var” dedi.
‘KÜRTLER SESSİZLİĞİNİ SANDIKTA BOZACAK’
Biz çok zor dönemlerden geçtik diyen Türk şunları ifade etti:
“1990’dan 98’e kadar partinin ve Kürt halkının üzerinde çok yoğun baskılar vardı. 90’larda seçim için esnaf ziyareti yapıyorduk. Arkamızda özel timler vardı. Esnaf bizi görünce içeri geçiyordu çünkü bizimle tokalaşmasa ayıp olacak, tokalaşsa özel timler hepsini çekiyordu. Böyle bir korku vardı. Ama seçimler geldi ve yüzde 80’e yakın oy aldık. Mesela düzenlediğimiz basın toplantısına 20-30 kişi ancak katılıyordu ama sandıktan çıkan oy tam tersi oluyordu. Bence bu dönem de buna benziyor. Yoğun bir baskı var. Partinin önüne çıkıyorsunuz, polis baskın yapıyor ve bunu gören insanlar partiye gelmeye korkuyor. Daha önce de yaşadığımız böyle bir atmosferin içindeyiz. 12 Eylül dönemini de yaşadık ancak hiçbir dönem Yargıtay dahil bütün kurumlar bir tek kişinin elinde olmadı. Bu durum insanların endişe duymasına neden oluyor. Ama Kürt halkının seçimlerde sessizliğini bozacağını hep birlikte göreceğiz.”
‘BURASI TÜRKİYE VE YARIN HER ŞEY OLABİLİR’
Yeni bir çözüm süreci ihtimaline dair konuşan Türk, “Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” sözü vardı, Türkiye’deki siyasetçiler de buna göre davranıyor. Bu yüzden yarın ne olacağını bilemiyoruz. Ama bu iktidar döneminde yeni bir çözüm sürecinin gelişebileceği konusunda çok umutlu değilim. Ama dediğim gibi, burası Türkiye ve yarın her şey olabilir.”