ABD ordusuna ait gizli belgeleri internet ortamında paylaşmakla suçlanan Ulusal Hava Muhafızları askeri Jack Teixeira, savcılarla anlaşarak suçunu itiraf etti.
ABD’de Ulusal Hava Muhafızları askeri Teixeira, Massachussets’teki duruşmada, savcılarla en az 11 yıl hapis cezasına çarptırılmasını öngören bir anlaşma kapsamında, Ukrayna’daki savaşla ilgili son derece gizli askeri belgeleri ve diğer ulusal güvenlik sırlarını sızdırdığı iddialarını kabul ettiğini söyledi.
Bölge Hakimi Indira Talwani, 11 ila 17 yıl arasında değişebilecek hapis cezasına eylül ayında yapılacak duruşmada karar vereceğini açıkladı.
22 yaşındaki askerin itirafı, son yılların en önemli ulusal güvenlik sızıntısı olaylarından biri olarak kabul edilen dava kapsamında gözaltına alınmasından yaklaşık 11 ay sonra geldi.
Teixeira, ailesinin de katıldığı duruşmada, ABD’nin ulusal savunma bilgilerini sakladığını ve popüler bir sosyal medya platformu olan Discord’da diğer kullanıcılarla altı kez kasıtlı olarak paylaştığını itiraf etti.
ABD askerinin avukatı Michael Bachrach, gazetecilere yaptığı açıklamada, cezanın 11 yılla sınırlı kalması için uğraşacaklarını ifade ederek müvekkilinin “çocuk” sayılabilecek yaşta olduğunu savundu.
NELER YAŞANMIŞTI?
Massachusetts Ulusal Hava Muhafızlarının istihbarat kanadı üyesi Jack Teixeira, Amerikan ordusuna ait gizli belgeleri internet ortamında yayımladığı iddiasıyla 14 Nisan 2023’te gözaltına alınmıştı.
Teixeira’nın, internette sızdırdığı öne sürülen, üzerinde ABD Genelkurmay Başkanlığının arması bulunan belgelerde, Rusya ile savaşta olan Ukrayna’nın savunmasındaki potansiyel güvenlik açıklarına ve ülkede aktif olduğu iddia edilen Birleşik Krallık özel kuvvetlerinin sayısıyla ilgili bilgilere yer verildiği kaydedilmişti.
Belgelerde ayrıca, istihbaratın Rusya, İsrail, Kanada, Güney Kore, Çin ve İran nükleer programına ilişkin faaliyetleri dahil önemli konulara ilişkin askeri ve güncel bilgilere yer verildiği belirtilmişti.
Sızıntıların, ABD’nin diplomatik kriptolarının sızdırıldığı 2010 WikiLeaks skandalı ve 2013’te dijital izleme faaliyetlerinin sızdırıldığı Snowden krizi kadar önemli olduğuna işaret edilmişti.
