Türkiye’de yıllardır devam eden otoriterleşme ve insan hakları ihlalleri, ABD Kongresi’nde düzenlenen “Türkiye’de İnsan Hakları” oturumunda kapsamlı bir şekilde anlatıldı. İnsan hakları savunucusu ve eski NBA yıldızı Enes Kanter Freedom, Türkiye’deki siyasi tutuklamalar, medya üzerindeki baskılar, hukukun siyasallaşması ve cezaevlerindeki kötü koşullar başta olmak üzere birçok konuyu dile getirdi. Freedom, aynı zamanda ABD Kongresi ve uluslararası kamuoyunu Türkiye’deki hak ihlallerine karşı somut adımlar atmaya çağırdı.
“Türkiye bir zamanlar medeniyetlerin kesiştiği, demokratik bir modeldi”
Freedom, konuşmasına Türkiye’nin geçmişteki konumunu hatırlatarak başladı:
“Bir zamanlar Türkiye, Doğu ile Batı arasında benzersiz bir köprüydü. Medeniyetlerin, dinlerin ve kültürlerin kesiştiği bir yerdi. Canlı, eğitimli ve entelektüel olarak açık bir Müslüman toplumun eviydi.”
“Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri tarafından ‘mükemmel bir müttefik’ olarak görülüyor; İslam dünyası için bir model olarak sunuluyordu. İslam’ın, modernitenin ve sivil toplumun birlikte gelişebileceğini gösteren bir demokrasi örneği olarak.”
“Erdoğan rejimi bu vizyonu paramparça etti”
Freedom, Erdoğan’ın politikalarını sert sözlerle eleştirdi:
“Ne yazık ki bu vizyon, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriter yönetimi altında paramparça oldu. Erdoğan’ın politikaları ve nefret dolu söylemleri toplumu kutuplaştırdı, dini siyasi kazanç uğruna araçsallaştırdı.”
“Muhalefet, gazeteciler ve halk sistematik baskı altında”
Freedom, Türkiye’deki güncel insan hakları durumunu şöyle özetledi:
“Muhalefet siyasetçileri, seçilmiş belediye başkanları, entelektüeller ve gazeteciler tutuklanıyor; şirketlere el konuluyor; bebekli anneler sadece yardım kuruluşlarına bağış yaptıkları için hapse atılıyor.”
“Siyasi tutukluların ailelerine yiyecek veya maddi destek sunmak bile terör eylemi olarak nitelendiriliyor.”
“Bağımsız medya kuruluşları kapatılıyor ya da hükümete yakın yapılarca ele geçiriliyor; yolsuzlukları haberleştiren ya da farklı görüşler dile getiren gazeteciler, hukuki taciz veya hapis yoluyla susturuluyor.”

“Kavala ve Demirtaş hâlâ cezaevinde, İmamoğlu hedefte”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen hak ihlallerinin sürdüğünü vurgulayan Freedom, isim de verdi:
“Osman Kavala ile eski HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş hâlâ cezaevinde. Ekrem İmamoğlu da siyasi amaçlı davalarla gelecekteki seçimlerden men edilmek isteniyor.”
“Hizmet hareketi mensubuyum, Sayın Gülen’in fikirleri hâlâ yaşıyor”
Freedom, konuşmasında Hizmet Hareketi’ne olan bağlılığını şu sözlerle dile getirdi:
“Ben sadece bir NBA oyuncusu olarak değil, aynı zamanda Erdoğan rejiminin sınır ötesi baskısından kurtulmuş biri olarak ve Hizmet hareketinin bir mensubu olarak konuşuyorum.”
“Ne yazık ki kendisi [Fethullah Gülen] Ekim 2024’te hayatını kaybetti. Ancak fikirleri, öğretileri ve örnek yaşamı hâlâ ABD’de ve dünya genelinde milyonlara ilham vermeye devam ediyor.”

“Hedef gösterildim, ailem cezalandırıldı”
Freedom, Erdoğan yönetiminin kendisine ve ailesine yönelik baskılarını anlattı:
“Ben sesimi yükselttikten sonra şahsen 12 tutuklama kararıyla karşılaştım, pasaportum iptal edildi ve başıma 500 bin dolarlık ödül kondu. Babam hapse atıldı, annem ise yakın zamanda gözaltına alındı.”
“2017’de Endonezya’da kaçırılmaktan kıl payı kurtuldum, Romanya’da ise az kalsın tutuklanıyordum. Türk hükümeti INTERPOL sistemini kötüye kullandı.”
“Cezaevleri aşırı kalabalık, işkence yaygın”
Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin sistematik olduğunu vurgulayan Kanter, şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye’deki cezaevleri tehlikeli şekilde aşırı kalabalık. İşkence, uzun süreli tecrit ve tıbbi bakımın engellenmesi yaygın durumda.”
“Bunlar münferit olaylar değil—farklı düşünenleri ezmek ve sivil toplumu yok etmek için yürütülen sistematik bir kampanyanın parçası.”

Enes Kanter Freedom’dan ABD Kongresi’ne Çağrı: Türkiye’de insan hakları için adımlar atılmalı
İnsan hakları savunucusu ve özgürlük aktivisti Enes Kanter Freedom, ABD Kongresi ve ilgili Komisyon’a Türkiye’deki insan hakları ihlallerine karşı harekete geçme çağrısında bulundu.
Kanter Freedom, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de devam eden siyasi tutuklamaları açıkça kınamaya, ABD’nin desteği ve silah satışlarını insan haklarında ve hukuk devletinde ölçülebilir iyileşmelere koşullu hâle getirmeye davet ediyorum.”
Ayrıca, “Özellikle sürgüne zorlananlar başta olmak üzere, Türkiye’den gelen bağımsız sivil toplum seslerine destek vermeye, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymasını talep etmeye çağırıyorum.” dedi.
Türkiye’nin sınır ötesi baskı politikalarına ve INTERPOL sisteminin kötüye kullanımına karşı da önlem alınmasını isteyen Kanter Freedom, “Yurtdışındaki sürgünler ile muhaliflerin korunmasını sağlamaya yönelik adımlar atılmalı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye halkının özgür ve adil bir toplum hayali kurduğunu vurgulayan Kanter Freedom, “Türkiye halkı -özellikle de gençleri- hâlâ özgür ve adil bir toplum hayali kuruyor. Bu hayale destek veren Komisyon’un çabalarını takdirle karşılıyor ve teşekkür ediyorum.” dedi.

“Cezaevindeki Hasta ve Yaşlı Mahkûmlar Serbest bırakılmıyor”
Enes Kanter Freedom, Türkiye cezaevlerindeki hasta ve yaşlı mahkûmların içinde bulunduğu insanlık dışı koşullara dikkat çekerek, hak ihlallerinin boyutlarını gözler önüne serdi. Kanter, bu mahkûmların sağlık durumlarının ağırlaşmasına rağmen serbest bırakılmamasının, Türkiye’deki adalet sistemindeki derin sorunların somut bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Freedom, cezaevlerinde ağır sağlık sorunlarıyla mücadele eden ve tahliye edilmeyen dört mahkûmun durumlarını tek tek şöyle anlattı:
- İbrahim Güngör (71), Alzheimer Hastası, Mahkûm
Dört çocuk babası, dürüstlüğü ve hizmetiyle tanınan 71 yaşındaki İbrahim Güngör, cezaevinde ölüme terk edildi. İleri evre Alzheimer hastası olmasına rağmen tahliye edilmedi—kızını tanıyamıyor, sonda kullanıyor ve kendi bakımını yapamıyor. Buna rağmen Türkiye kendisini “cezaevine uygun” ilan etti. Tek suçu: Barışçıl dini sohbetlere katılmak ve öğrencilere yardım etmek.
- Özlem Düzenli (36), Laboratuvar Teknikeri
Yedi aylık bebeğiyle birlikte cezaevine konulan genç bir anne. Cezaevinde bebek için ne yatak var ne de hijyenik bir bakım imkânı—bebeğini beton zeminde tutmak zorunda kalıyor. Bebeği 40 derece ateşle kıvranırken cezaevi yönetimi hiçbir şey yapmadı. Suçu ne? Bir bankaya 2,50 dolar yatırmak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bunun suç olmadığını kararlaştırdı. Ancak Türkiye onu mahkûm etti.
- Hatice Doğru – 5 Aylık Hamile, Kronik Hastalıklı, Mahkûm
Kalp hastası, hamile bir kadın yalnızca bir taziye ziyaretine katıldığı için tutuklandı. Riskli gebelik durumu ve ağırlaşan belirtilerine rağmen tıbbi yardım alamıyor. Hem bebeği hem de kendi hayatı tehlikede, fakat Türk devleti onu serbest bırakmıyor.
- Kamil Açar – Öğretmen, 8 Yıldır Mahkûm
8 yıldır cezaevinde bulunan bir öğretmen. Tutuklandığında sağlıklıydı, ancak cezaevinde böbrek yetmezliği geliştirdi. Yıllardır iç kanama yaşıyor, sağlığı her geçen gün daha da kötüleşiyor. 2023’ten bu yana şartlı tahliye hakkı kazanmış durumda, ancak Türkiye serbest bırakmayı reddediyor.