Ekmeğe art arda yapılan zamlar vatandaşın tepkisini çekerken fırıncı esnafı zamlara rağmen maliyetlerini kurtaramadıklarından şikayet ediyor.
İzmir’de Temmuz ayı başı itibarıyla 210 gramlık ekmeğin satış fiyatı 4 liraya yükseldi. 1 TL zamma rağmen maliyetlerini kurtarmadığını söyleyen fırıncılar ekmeğe beşinci zammı yapmaya hazırlanıyor. Vatandaşlar ise zam yerine üretici maliyetlerinin düşürülmesini talep ediyor.
2022’nin başından beri yükselen enflasyon başta sofraların vazgeçilmesi olan ekmek olmak üzere bütün gıda ürünlerine art arda zamlar yapıldı. Yapılan zamlar karşısında alım gücü her geçen gün düşen vatandaş ise fiyat yükselişlerinin artık durmasını istiyor. Bu durum İzmir’de fırıncı esnafı ile vatandaş arasında ekmek kavgasına dönüştü.
İzmir’de Temmuz başından itibaren 210 gramlık ekmeğin satış fiyatı 1 TL zam ile 4 liraya çıktı. Bir yılda dördüncü zamma rağmen bu fiyatın da maliyetlerini kurtarmadığını söyleyen fırıncı esnafı ekmeğe yeniden zam beklentisi içinde. Ekmek fiyatının artmasının diğer gıda ürünlerinin de pahalanmasına yol açtığından şikayet eden İzmirliler ise ekmeğe zam yapılması yerine üreticilerin maliyetlerinin düşürülmesini istiyor.
FIRINCI: 5 LİRANIN ALTINDA EKMEK OLMAMALI
Ekmek fırını işletmecisi Mahmut Kendir 1 liralık zam için “Artan maliyetleri göz önünde bulundurursak kesinlikle yeterli olmadı. Un fiyatlarına yüzde 600 civarında bir zam geldi. 96 liradan unu alıyorduk, şimdi 530 lira oldu. Haliyle 1 liralık bir zam kesinlikle bir anlam ifade etmiyor. Elektrik keza. 40 bin liraya yakın elektrik ödüyoruz. Şu anda 5 liranın altında ekmeğin satılmaması gerekiyor ki biz de iyi kötü bir şekilde işimizi çevirebilelim” dedi.
“TMO’NUN UCUZ UN DESTEĞİ YETERLİ DEĞİL, BU SADECE BİZİ GÜLDÜRÜYOR”
VOA Türkçe’den Soner Kızılkaya ve Oğulcan Bakiler’in sorularıı yanıtlayan Kendir, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) anlaşmalı un fabrikalarından düşük maliyetle fırıncı esnafına un satışı yapmasının da yeterli bir destek olmadığını belirterek “O bizi bir nevi güldürmeye çalışıyor ama yetmiyor. Direkt fabrikalardan aldığımız için fabrika da yarı yarıya un veriyor. Yani 100 torba un aldığımız zaman 50’sini kendi unundan, 50’sini de devletin vermiş olduğu undan veriyor. Kendi unları 530 lira, devletin vermiş olduğu un ise 340 lira. Depomda en az bin çuval unum vardı. Şimdi 200 çuval un depolayabiliyorum. Üstüne üstlük artık sadece peşin alabiliyoruz, daha önce unculardan açık hesap alabiliyorduk” diye konuştu.
“MALİYETİ KARŞILAMIYORSA MECBUR ZAM KOYACAKSIN”
Bir başka fırıncı esnafı olan Nihat Taşkın da ekmeğin fiyatının 5 TL’ye çıkarılması talebini tekrarladı. Taşkın “Eskiden mayayı 75 liradan alıyorduk, şimdi 250 TL. Eskiden bir çuval unu 175 liradan alıyorduk, şimdi 500 TL. Bu nasıl kurtaracak maliyeti? Eleman çıkarsan olmuyor. Bir sürü eleman çalışıyor. Maliyeti karşılamıyorsa mecbur zam koyacaksın. Eskiden üretimde böyle bir sıkıntımız yoktu. Her şey bol oldukça ucuz şekilde satılıyordu ve maliyeti kurtarıyordu. Şimdi her şeye, her gün zam geliyor. Onlar zam yaptıkça artık mecburen biz de ekmeğe zam koyuyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLAR ARTIK BİR POĞAÇA, BİR AÇMA, BİR BOYOZ YİYEMEZ HALE GELDİ”
Taşkın, artık zam yapmak istemediklerini de vurgulayarak devletten girdi maliyetlerinin düşürülmesi için destek istedi. Müşterilerin ekmeğe art arda zam yapılmasına tepki gösterdiğini anlatan Taşkın, “Bazı müşterilerimizde ekmek parası bile yok. Günde belki yaklaşık 100 kişi askıdaki ekmekleri almaya geliyor. Art arda zam yaptığımız zaman insanlar artık bir poğaça, bir açma, bir boyoz yiyemez hale geldi” dedi.
Türkiye’de buğday üretimindeki düşüşün ekmeğe zam olarak yansıdığı görüşünü paylaşan Taşkın, “Üretim kalmadı artık. Çiftçilik diye bir şey kalmadı. Eskiden buğdayını yapıyorlardı, arpasını yapıyorlardı, her şey yapıyorlardı. Ama şimdi bitti. Üretim olmadıktan sonra her şey zamlanacak” diye konuştu.
“EKMEK 4 LİRA OLUNCA DİĞER ÜRÜNLERİN DE FİYATI ARTIYOR”
İzmirli vatandaşlar da ekmeğe yeniden zam beklentisi nedeniyle endişeli. Zam talebini üreticiler açısından haklı bulduğunu belirten emekli öğretmen Ayşe Şenkaya özellikle kalabalık ailelerin ekmeğe zam yapılmasından olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.
Şenkaya “Un fiyatları çok artmış, onlar da haklılar ama bu zam çok fazla bir zam. Sadece kendimizi değil başkalarını da düşünmek zorundayız. Daha küçük aileler daha az etkilense de kalabalık bir ailenin evine giren ekmek sayısını düşünürseniz maliyet çok yüksek oluyor. Onun için ben ekmek zammını çok fazla buluyorum. Sadece ekmek zammı da değil, gelen zamların hepsi fahiş” dedi.
“EKMEK ARTIK LÜKS OLDU NEREDEYSE”
Emekli Zuhal Özden ise ekmeğin fiyatının artmasının diğer gıda ürünlerinin de pahalanmasını tetikleyeceği düşüncesinde. Özden “Ben 150 liraya bir markete girdiğim zaman, her şeyi çok miktarda alır getirirdim. Ama şimdi iki üç kalemde bitiyor. Ekmek en sona kalıyor benim için. Artık lüks oldu neredeyse. Ekmek 4 lira olunca diğer ürünler çok daha yüksek fiyatta oluyor. En başta ekmeğin ucuz olması gerekiyor. Çok nüfuslu insanlar ekmeği ucuz alırlarsa belki diğer gıdalarına katık yapacaklar. Ama baştan ekmek 4 lira olunca öbür gıdalara da zor yetişeceğiz” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİM MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ”
Emekli çiftçi Selami Arabacı da mazot fiyatları düşerse ekmek dahil tüm gıda fiyatlarındaki pahalılığın sona ereceğini söyleyerek “Bu ekmek nereden geliyor? Bu para, çiftçiyi kurtarmıyor, üretim yapılamıyor. Ekmek şu anda ucuz, bu zam yapılsa bile hala ucuz. Maliyetler çok yüksek. Bütün her şey mazota dayanıyor. Mazot düşsün her şey düşecek” diye konuştu.
“TMO SANAYİCİYİ YERİNE BUĞDAY ÜRETİCİSİNİ DESTEKLESİN”
Türkiye ekmeklik buğdayda yeterlilik oranı düşük kaldığı için iç pazara yönelik olarak ve buğday mamulleri ihracatı amacıyla Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithalat yapıyor. Ancak son dönemde Koronavirüsü salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel gıda tedarik zincirinin sekteye uğraması ve gıda ithalatının da giderek daha pahalı hale gelmesi üzerine, Türkiye’nin buğday açığını dış ülkelerde buğday üreterek kapatması dahi gündeme gelmişti.
Türkiye’nin yerli üretimi arttırmak yerine ithalatı tercih ettiğini söyleyen tarım yazarları ise TMO tarafından yurtdışından yüksek fiyatla alınan buğdayın sübvanse edilerek sanayicilere verilmesi yerine buğday üreticilerine destek verilmesini istiyor.
Ekmeğe art arda yapılan zamlar vatandaşın tepkisini çekerken fırıncı esnafı zamlara rağmen maliyetlerini kurtaramadıklarından şikayet ediyor.
İzmir’de Temmuz ayı başı itibarıyla 210 gramlık ekmeğin satış fiyatı 4 liraya yükseldi. 1 TL zamma rağmen maliyetlerini kurtarmadığını söyleyen fırıncılar ekmeğe beşinci zammı yapmaya hazırlanıyor. Vatandaşlar ise zam yerine üretici maliyetlerinin düşürülmesini talep ediyor.
2022’nin başından beri yükselen enflasyon başta sofraların vazgeçilmesi olan ekmek olmak üzere bütün gıda ürünlerine art arda zamlar yapıldı. Yapılan zamlar karşısında alım gücü her geçen gün düşen vatandaş ise fiyat yükselişlerinin artık durmasını istiyor. Bu durum İzmir’de fırıncı esnafı ile vatandaş arasında ekmek kavgasına dönüştü.
İzmir’de Temmuz başından itibaren 210 gramlık ekmeğin satış fiyatı 1 TL zam ile 4 liraya çıktı. Bir yılda dördüncü zamma rağmen bu fiyatın da maliyetlerini kurtarmadığını söyleyen fırıncı esnafı ekmeğe yeniden zam beklentisi içinde. Ekmek fiyatının artmasının diğer gıda ürünlerinin de pahalanmasına yol açtığından şikayet eden İzmirliler ise ekmeğe zam yapılması yerine üreticilerin maliyetlerinin düşürülmesini istiyor.
FIRINCI: 5 LİRANIN ALTINDA EKMEK OLMAMALI
Ekmek fırını işletmecisi Mahmut Kendir 1 liralık zam için “Artan maliyetleri göz önünde bulundurursak kesinlikle yeterli olmadı. Un fiyatlarına yüzde 600 civarında bir zam geldi. 96 liradan unu alıyorduk, şimdi 530 lira oldu. Haliyle 1 liralık bir zam kesinlikle bir anlam ifade etmiyor. Elektrik keza. 40 bin liraya yakın elektrik ödüyoruz. Şu anda 5 liranın altında ekmeğin satılmaması gerekiyor ki biz de iyi kötü bir şekilde işimizi çevirebilelim” dedi.
“TMO’NUN UCUZ UN DESTEĞİ YETERLİ DEĞİL, BU SADECE BİZİ GÜLDÜRÜYOR”
VOA Türkçe’den Soner Kızılkaya ve Oğulcan Bakiler’in sorularıı yanıtlayan Kendir, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) anlaşmalı un fabrikalarından düşük maliyetle fırıncı esnafına un satışı yapmasının da yeterli bir destek olmadığını belirterek “O bizi bir nevi güldürmeye çalışıyor ama yetmiyor. Direkt fabrikalardan aldığımız için fabrika da yarı yarıya un veriyor. Yani 100 torba un aldığımız zaman 50’sini kendi unundan, 50’sini de devletin vermiş olduğu undan veriyor. Kendi unları 530 lira, devletin vermiş olduğu un ise 340 lira. Depomda en az bin çuval unum vardı. Şimdi 200 çuval un depolayabiliyorum. Üstüne üstlük artık sadece peşin alabiliyoruz, daha önce unculardan açık hesap alabiliyorduk” diye konuştu.
“MALİYETİ KARŞILAMIYORSA MECBUR ZAM KOYACAKSIN”
Bir başka fırıncı esnafı olan Nihat Taşkın da ekmeğin fiyatının 5 TL’ye çıkarılması talebini tekrarladı. Taşkın “Eskiden mayayı 75 liradan alıyorduk, şimdi 250 TL. Eskiden bir çuval unu 175 liradan alıyorduk, şimdi 500 TL. Bu nasıl kurtaracak maliyeti? Eleman çıkarsan olmuyor. Bir sürü eleman çalışıyor. Maliyeti karşılamıyorsa mecbur zam koyacaksın. Eskiden üretimde böyle bir sıkıntımız yoktu. Her şey bol oldukça ucuz şekilde satılıyordu ve maliyeti kurtarıyordu. Şimdi her şeye, her gün zam geliyor. Onlar zam yaptıkça artık mecburen biz de ekmeğe zam koyuyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLAR ARTIK BİR POĞAÇA, BİR AÇMA, BİR BOYOZ YİYEMEZ HALE GELDİ”
Taşkın, artık zam yapmak istemediklerini de vurgulayarak devletten girdi maliyetlerinin düşürülmesi için destek istedi. Müşterilerin ekmeğe art arda zam yapılmasına tepki gösterdiğini anlatan Taşkın, “Bazı müşterilerimizde ekmek parası bile yok. Günde belki yaklaşık 100 kişi askıdaki ekmekleri almaya geliyor. Art arda zam yaptığımız zaman insanlar artık bir poğaça, bir açma, bir boyoz yiyemez hale geldi” dedi.
Türkiye’de buğday üretimindeki düşüşün ekmeğe zam olarak yansıdığı görüşünü paylaşan Taşkın, “Üretim kalmadı artık. Çiftçilik diye bir şey kalmadı. Eskiden buğdayını yapıyorlardı, arpasını yapıyorlardı, her şey yapıyorlardı. Ama şimdi bitti. Üretim olmadıktan sonra her şey zamlanacak” diye konuştu.
“EKMEK 4 LİRA OLUNCA DİĞER ÜRÜNLERİN DE FİYATI ARTIYOR”
İzmirli vatandaşlar da ekmeğe yeniden zam beklentisi nedeniyle endişeli. Zam talebini üreticiler açısından haklı bulduğunu belirten emekli öğretmen Ayşe Şenkaya özellikle kalabalık ailelerin ekmeğe zam yapılmasından olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.
Şenkaya “Un fiyatları çok artmış, onlar da haklılar ama bu zam çok fazla bir zam. Sadece kendimizi değil başkalarını da düşünmek zorundayız. Daha küçük aileler daha az etkilense de kalabalık bir ailenin evine giren ekmek sayısını düşünürseniz maliyet çok yüksek oluyor. Onun için ben ekmek zammını çok fazla buluyorum. Sadece ekmek zammı da değil, gelen zamların hepsi fahiş” dedi.
“EKMEK ARTIK LÜKS OLDU NEREDEYSE”
Emekli Zuhal Özden ise ekmeğin fiyatının artmasının diğer gıda ürünlerinin de pahalanmasını tetikleyeceği düşüncesinde. Özden “Ben 150 liraya bir markete girdiğim zaman, her şeyi çok miktarda alır getirirdim. Ama şimdi iki üç kalemde bitiyor. Ekmek en sona kalıyor benim için. Artık lüks oldu neredeyse. Ekmek 4 lira olunca diğer ürünler çok daha yüksek fiyatta oluyor. En başta ekmeğin ucuz olması gerekiyor. Çok nüfuslu insanlar ekmeği ucuz alırlarsa belki diğer gıdalarına katık yapacaklar. Ama baştan ekmek 4 lira olunca öbür gıdalara da zor yetişeceğiz” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİM MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ”
Emekli çiftçi Selami Arabacı da mazot fiyatları düşerse ekmek dahil tüm gıda fiyatlarındaki pahalılığın sona ereceğini söyleyerek “Bu ekmek nereden geliyor? Bu para, çiftçiyi kurtarmıyor, üretim yapılamıyor. Ekmek şu anda ucuz, bu zam yapılsa bile hala ucuz. Maliyetler çok yüksek. Bütün her şey mazota dayanıyor. Mazot düşsün her şey düşecek” diye konuştu.
“TMO SANAYİCİYİ YERİNE BUĞDAY ÜRETİCİSİNİ DESTEKLESİN”
Türkiye ekmeklik buğdayda yeterlilik oranı düşük kaldığı için iç pazara yönelik olarak ve buğday mamulleri ihracatı amacıyla Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithalat yapıyor. Ancak son dönemde Koronavirüsü salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel gıda tedarik zincirinin sekteye uğraması ve gıda ithalatının da giderek daha pahalı hale gelmesi üzerine, Türkiye’nin buğday açığını dış ülkelerde buğday üreterek kapatması dahi gündeme gelmişti.
Türkiye’nin yerli üretimi arttırmak yerine ithalatı tercih ettiğini söyleyen tarım yazarları ise TMO tarafından yurtdışından yüksek fiyatla alınan buğdayın sübvanse edilerek sanayicilere verilmesi yerine buğday üreticilerine destek verilmesini istiyor.