Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın savcılık kararıyla ifadeye çağrıldığı ancak ifade vermeye bile gitmediği ve kısa bir süre sonra dosyanın kapatıldığı Türkiye’nin bu en büyük yolsuzluk skandalı, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını içeren bir olaydı.
Ortalığa dökülen rezalet, hukuk bürokrasisini değiştirerek temizlenmek istendi. Dosyayı takip eden savcılar görevlerinden alındı, hukuk tanımaz yöntemlerle konu sümen altı edildi. Skandala adı karışan dört bakan istifa etmek zorunda kalırken, Erdoğan cumhurbaşkanı oldu.
Skandaldan akılda neler kaldı?
- Sarraf’ın Bakan Çağlayan’a hediye ettiği 300 bin Franklık Patek Philippe marka saat.
- Bakan Güler’in “Rüşvet olsaydı anlaşması olurdu” savunması
- Çağlayan oğullarının toplam 6 milyonu bulan servetiyle ilgili “Düğünde takılan takı ve dövizleri” kaynak göstermesi.
- Bakan Güler’in Sarraf için ‘önüne yatarım’ demesi
- Bilal Erdoğan’ın paraları sıfırlayamaması
‘TUT KOPAR ONU SEN RIZA’
17/25 Aralık skandalından sonra ‘milli kahraman’ olarak yandaş televizyona çıkarılan, Türk Bayrağı’nın önüne oturtulup, ”200 ton altın ihraç ettim, hepsini devletin denetimiyle yaptım, Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini tek başıma ben kapattım” diyen Rıza Zarrab şimdilerde Amerika’da ‘at koşturuyor’