CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, İstanbul Valisi Davut Gül’e seslenerek, “Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün bu adliyeye gelip hangi savcıyla görüştün? Görüştüğün konu nedir? Gelsinler bunu Türkiye’ye anlatsınlar. Vali, yürütmenin emrindedir. Yargı, kendi başına tarafsız ve bağımsızdır. Yürütme organına bağlı olan bir vali, soruşturmanın başladığı gün bu adliyeye geldi mi, gelmedi mi” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Tanal, hukuksuz bir yargılamanın söz konusu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“On parmak daktilo sertifikası olan, on parmak bilgisayarda yazabilen arkadaşımız, A4 kağıdına 12 puntoyla 4 bin kere tuşa basması lazım. Ekrem İmamoğlu’nun Cumhuriyet Savcılığı tarafından Sulh Ceza’ya tutuklama istemiyle istemiyle sevk kararı tam 20 sayfadır. Her bir sayfa 4 bin vuruş olacağına göre, toplam 80 bin vuruş yapar. Bu karar 20 dakika içerisinde verildi. 80 bin vuruşu hiçbir babayiğit, hiçbir anayiğit 20 dakika içerisinde Sulh Ceza’ya tutuklama sebebiyle sevkini yazamaz. 20 dakikada siz kalkıp gerekçeli kararı yazamazsınız. Ya muhtemelen kendisine yazılı karar bu şekilde geldi, ya da kopyala, yapıştır yöntemiyle oldu. On parmak bilgisayar sertifikası olan kim varsa gelsin Türkiye’yi inandırsınlar. Aksi takdirde bizin buna mahkeme dememiz mümkün değil.
“Burada hukuk uygulanmıyor”
İçerdeki süreç şu; avukatlarla her sorgunun şüphelisi giriyor. Sonucu biz de izliyoruz. Ama netice itibarıyla Allah’tan umut kesilmez fakat burada hukuk uygulanmıyor. 40 yıldır hukukun içerisindeyim. Burada uygulanan bir kanun TBMM’de yapılmadı. Ne Anayasa ne de ceza kanunları uygulanıyor. Burada ifadesi alınan Ekrem İmamoğlu bitkin ve yorgun düşürüldüğü gibi hakim de bitkin ve yorgundur. Bir insanın hayatıyla ilgili karar verdiğiniz zaman dinç olmanız gerekir. Dolayısıyla adil bir yargılamanın yapılabilmesi, adil bir kararın çıkması için şüphelinin de yorgun ve bitkin düşmemesi lazım. Adliye’ye akşam 7’de getirildi, şu anda saat 08.00. Üç gün de Vatan Emniyet’teydi. Hukukta bunun adı; kanunsuz bir sorgulamadır, kanunsuz ifade yöntemidir. Hukuka aykırıdır. Hukuka aykırı olması nedeniyle de hükme esas teşkil edilemez. Hele de bu yargı eliyle yapılıyorsa, bunun adı zorbalıktır.
Buradan İstanbul Valisi’ne sesleniyorum; Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün bu adliyeye gelip hangi savcıyla görüştün? Görüştüğün konu nedir? Gelsinler bunu Türkiye’ye anlatsınlar. Vali, yürütmenin emrindedir. Yargı, kendi başına tarafsız ve bağımsızdır. Yürütme organına bağlı olan bir vali, soruşturmanın başladığı gün bu adliyeye geldi mi, gelmedi mi?
“Barikatların arkasında biz hukuk arıyoruz”
Tutuklamayla ilgili umut kesilmez, biz umutsuz değiliz. Ama hukukun olmadığı, hukukun paspas edildiği, hukukun çiğnendiği bir dönemden geçiyoruz. Barikatların arkasında biz hukuk arıyoruz. Burada bir keyfilik, zorbalık, hukuksuzluk ve adaletsizlik var. Allah’ın izniyle sandık geldiği zaman millet getirdiği gibi de götürmesini bilir.
“‘Bu devlette ben de varım’ diyen her duyarlı vatandaşımızı sandık başına davet ediyoruz”
Benim, 86 milyona istirhamım şu; 81 ilimizde ve 973 ilçede CHP, Cumhurbaşkanı ön seçimi için sandık kurmuştur. 86 milyon insanımız dayanışma sandığına gidip oy kullansın. ‘Bu devlette ben de varım’ diyen her duyarlı vatandaşımızı sandık başına davet ediyoruz.”