Yıldırım hoca adının da karıştırıldığı spekülasyona cevap verdi..
Mesele bu şekilde ortaya konursa, hüküm vermek pek kolay: Yapılacak iş, bir kitabı değerlendirmekten ibaret. İşin eni boyu belli. Tezi hazırlayan Adil Öksüz, bir terör örgütüne yer açıyorsa veya Kur’an ve Tevrat’a uydurmaya çalışarak batıl bir mezhep çıkarıyorsa, yahut tefsir ve fıkıh âlimlerinin bilimsel disiplinlerine aykırı teklifler getiriyorsa bunlar kolaylıkla gösterilebilir. Jüri üyeleri böylesi yerleri eleştirmeden tezi kabul etmişlerse suçlanabilirler.
Tez danışmanı olarak, diğer dört hocadan önce, böyle bir durum varsa, sorumluluğun bana ait olduğunu ben ilan ediyorum. Tez hakkındaki 9 Eylül 2003 tarihli inceleme raporumu da kamu oyuna sunabilirim.
Müthiş bir şüphe ve vehim anaforunda, aylardan sonra hele şükür, itiraza yol açmayacak kolay bir sorun bulabildik diye sevindim.
Fakat heyhat! Milletimizin akıl dengesini bozmaya yeltenen bazı medya organları, konuyu yine çarpıtmak istiyorlar. Tezin kapağını ve imzalayan öğretim üyelerini ekranlarda teşhir ediyor, esas konu olan kitaptan mahkûm edecek bir cümle bile vermeden onları karalamak istiyorlar. Aziz halkım! Sizi aptal yerine koymak isteyenlerden, lütfen delil sorun.
Vermezlerse o haysiyet düşmanlarından yüz çevirin! Ali Erbaş ve diğer dört hoca, bu jüride kendilerini utandıracak hiçbir şey yapmadılar. Böylece aptal olmadığınızı ispatlayıp kendi insanlığınızı kurtarın.
Saygılarımla.
19 Eylül 2017