İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına yönelik tepki eylemleri sürüyor. Gözaltıların üçüncü gününde de binlerce vatandaş Saraçhane’yi doldurdu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, saat 20.30’da Saraçhane’de toplanan binlerce vatandaşa seslendi.
SARAÇHANE’DE ÜÇÜNCÜ AKŞAM
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve onbinlerce kişi bugün yine Saraçhane’de bir araya geldi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri de bu akşam Saraçhane’de toplandı.
Saraçhane’deki mitinge Halkın Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) dahil muhalif partiler ve sendikalar da katıldı.
Özgür Özel konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz Saraçhane’ye miting için değil 19 Mart darbesine karşı durduğumuz için geldik. Bu bir parti mitingi değildir. Bu CHP’nin mitingi değildir. Burada çok sayıda CHP’li var. Ancak isimlerini gördüğünüz sloganlarını duyduğunuz, birkaç gündür teker teker Ekrem Başkanla dayanışmak için buraya Saraçhane’ye yani İstanbul’da halkın iktidarının simge noktasına koşan gelen tüm siyasi partileri, oluşumları, gençlerimizin dahil olduğu tüm itiraz kurumlarını yürekten selamlıyorum
“TAKSİM’İ GERİ ALACAĞIZ”
- 3 gündür Saraçhane’deyiz. Nerede olmamız gerekiyorsa orada olmamız gerektiği için Saraçhane’deyiz. Bundan yıllar önce Erdoğan, Gezi Parkını yıkıp yerine Topçu Kışlası yapacağım deyip oradaki Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp yerine AVM yaptırmak istediğinde o gün, nerede olmamız gerekiyordu. O gün gezi de o gün Taksim’de olmamız gerekiyordu oradaydık. O gün bugün Taksim’i işçilere, gençlere yasaklıyor. And olsun ki, Taksim’i geri alacağız.
“GEÇMİŞTE MAZBATAYA ÇÖKMEK İSTEDİ”
- Satacak bir şey kalmayınca güzelim İstanbul’a bir hançer çekip Kanal İstanbul yapmana izin vermeyeceğim, zengini değil yoksulu kollayan, gençleri duyan gören, İstanbul’a hizmet edecek aç gözlü değil yüce gönüllü bir evladı var var diyerek burayı Ekrem İmamoğlu’na emanet etti. Ekrem Başkan emaneti almadan önce 19 oylarını çalmak, mazbatasına Çökmek istedi, hep beraber direndik. Oradaydınız, oradaydık hep beraber mazbatayı söke söke aldık. Sonra utanmadan sıkılmadan, Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifi ile YSK verilmiş mazbatayı iptal etti. Seçimleri yeniledi. AKP MHP dediler ki biz 23 Haziran’da İmamoğlu’na Osmanlı tokatı atacağız. O gün fark 13 Bindi. Beyler mehter marşı ile İstanbul’a geldi. Onlarca bakanıyla büroktatıyla geldiler. Ekrem İmamoğlu’nun ise uçakları, bürokratları yoktu ama her yaştan genç yol arkadaşları vardı. Ekrem İmamoğlu beş yıl boyunca yılmadan sizinle beraber arkadaşlarıyla beraber çalışarak, İstanbul’a hizmet etti. 5 yıl sonra karşısında yeni bir bakan çıkardılar. İstanbullular o bakana git işine bak sen dedi.
“EKREM BAŞKAN BEŞ MAÇTA DA YENDİ”
- Ekrem Başkan Tayyip Bey’i beş maçta da yendi. Güya yenilmez Tayyip Bey, Ekrem İmamoğlu’ndan ilk golü Beylikdüzü’nde yemişti. Üstüne de Ekrem İmamoğlu ona burada hat trick yaptı. Bu hazımsızlık bugün de seçimlerin üstünden bir yıl geçmesine her fırsatta Recep Tayyip Erdoğan milli irade demesine rağmen geçen yıl ilk kez kaybettiği seçimden sonra bu kez bu binayı oy ile alamayacağını gördüğü için yargı sopası eliyle bileğini kırmaya bu binaya hile ile girmeye çalışmaktadır. Buradayız, direnişteyiz. Burayı Erdoğan’ın kayyumuna vermeyeceğiz.
“TAKSİM’SE TAKSİM, ÇAĞLAYAN’SA ÇAĞLAYAN…”
- Yarın Ekrem Başkanımız Vatan Emniyet’ten alınıp Çağlayan Adliyesi’ne götürüldüğünde ve tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu en çalışkan en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan’da olduğunda o zaman biz de Çağlayan’da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerekiyorsa orada, ayrıla ayrıla değil birleşe birleşe omuz omuza direnerek orada olacağız. Yarın gelişmelere göre Saraçhane ise Saraçhane, Çağlayan ise Çağlayan, Vatan ise Vatan, Taksim ise Taksim!
“ELİNDEKİ KUMANDAYI FIRLATMIŞSIN”
- Bizi şu anda Türkiye’nin tüm televizyonlarının yanında tabii bunu destekleyenler canlı yayında, köstekleyenler yarın manipülasyon yapmak için dört gözle bizi izliyor. Ancak dünyanın bütün televizyonları, ajansları burada izlerken, biz içindeyiz. Ne kadar görüyorsunuz bilmiyoruz ama dünya ve Türkiye görüyor ki Tayyip Erdoğan’ın istibdat, baskı, yasak rejimi sallanmaktadır, çökmek üzeredir. Tayyip Bey, duydum ki dün TV izlerken elindeki kumandayı fırlatmışsın!
- Ey Tayyip Erdoğan, 19 Mart darbesine kalkıştığın sabah beş gün süreyle İstanbul’da eylem yapmayı, yürüyüş yapmayı yasaklamış, ‘kalkışanlar dağıtılacak’ demiştin… Tayyip Bey, ilk gece bu meydanda 120 bin kişi vardı. ‘Yarına yok’ dedin, dün gece bu meydanda 160 bin kişi vardı. Dün TV izlerken elindeki kumandayı kırmışsın, yere atmışsın, fırlatmışsın!
“ERDOĞAN, İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ’NÜ GÖREVDEN ALMAZSAN HATIRIM KALIR!”
- O sırada ben 21 il 14 büyükşehir ve tüm Türkiye’de örgütümüzü belediyelerimizi eyleme davet ederken, demişsin ki ‘İstanbul başta olmak üzere yarın akşam Özgür Özel’in çağrısıyla Saraçhane’de ve herhangi bir şehirde bir kalabalık toplanır eylem olursa o valiyi o emniyet müdürünü görevden alacağım’ demişsin. Anadolu’yu tehdit ettin, bugün hiçbir ilde eylem olmayacak dedin, Tayyip Bey bak bugün burada 210 bin kişiyiz.
- Sayın Erdoğan, İçişleri Bakanı telefonunu bekliyor, İstanbul Valisi’ni İstanbul Emniyet Müdürü’nü görevden almazsan hatırım kalır! Ama performans ölçün buysa ne valine ne emniyet müdürüne kıyma. Çünkü değil yenileri, kendin gelsen İstanbul’a vali olsan yine toplanacağız. Ant olsun ki Saraçhane bizimdir, Vatan Emniyet bizimdir, Çağlayan bizimdir, Taksim bizimdir.
NEVRUZ MESAJI
- Türklerin ve Kürtlerin Nevruz’unu kutluyorum. Barışın önünde eğiliyorum. Buradan, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Alaattin Köseler, Resul Emrah Şahan ve Murat Çalık’ı selamlıyorum. Vatan’daki, Silivri’deki canları selamlıyorum.
- Arkadaşlarım beni düzeltiyor. Şu anda burada 300 bin kişi var. Yarın yiğidimizi Çağlayan’dan alacak mıyız? Bugün öğlen saatlerinde telefon geldi, dediler ki ‘Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi başlayacak.’ Avukatlarıyla birbirimize sarıldık, bir selam yolladık. Emniyet’teki ifade başladı ve tam 6 saat boyunca onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı, o utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi ne cana kıydı. Elinde ne kan ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım bu akşam da sizden ayrı orada Vatan’da yatıyor. Gün gelecek devran dönecek, bu zalimler hesap verecek, Ekrem Başkan hepimizin haklarını verecek.
- Buradan bir kez daha uyarıyorum; bu meydandaki gençleri kadınları koşup gelenleri lekelemeye çalışanlara, marjinal diyenlere şunu söylüyorum; marjinal demek bütünden ayrı olan aykırı olan demektir. Bu meydanda birbirini sevmeyen yok, ülkesini sevmeyen yok, kadın düşmanı yok, farklı düşünene farklı giyinene nefret duyan yok, dine inanca karışan yok, cinsel tercihlere karışan yok. Bu meydan bir bütün olarak insanı seviyor, doğayı hayatı hayvanı birbirini seviyor. Bu meydandan farklı olan marjinal olan sensin Erdoğan, sensin marjinal! Bu meydandaki gençlerin karşısına polisi dikiyor.
- Bir kere şunu bilelim, polis kim? Polis bu vatanın evladıdır. Polis holding sahibinin evladı değil, para babalarının çocuğu değil; polis gariban. Sen polisi bu vatanın evladını, bu vatanın evladına kırdıramazsın! Polis kardeşim, bu meydandaki senin üniversitedeki heyecanını yaşayan ve belki de Erdoğan iktidarda kalırsa senin gibi hayal kırıklığına uğrayacak gençlerdir. Ne bu meydan marjinaldir, ne de bu polis katildir… Ama Anayasa dışı, kanunsuz emir verenler hainlerdir, yolsuzlardır. Marjinal olan Erdoğan’dır. Demokratlar meydandan korkmaz, diktatörler meydandan korkar. Erdoğan, eğer sen bu meydandan korkuyorsan, sen de bir diktatörsün!
- Türkiye laiktir, laik kalacak! İstanbul Barosu’nu da geri alacağız.
“KAFAMIZI BOZARLARSA TAKSİM’DE OLACAĞIZ”
- Türklerin ve Kürtlerin Nevruz’unu kutluyorum. Barışın önünde eğiliyorum. Buradan, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Alaattin Köseler, Resul Emrah Şahan ve Murat Çalık’ı selamlıyorum. Vatan’daki, Silivri’deki canları selamlıyorum.
- Yarın duruma göre Saraçhane’de, duruma göre Çağlayan’da ama kafamızı bozarlarsa Taksim’de olacağız. Edip Akbayram’a selam olsun. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler…