Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrasi ve Adaletin 100. Kara Gününde “100 KARASI” Toplantısı’na katıldı. İktidarın 100 gün önce milletin gözünden de gönlün de düştüğünü söyleyen Özel, “Seçime kadar bekle ulan. Bana diyor ki ‘Özgür Özel neyine güveniyor?’ millete güveniyorum lan, millete” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özel, İmamoğlu’nun tutukluluğunun 100. gününde düzenlenen “100 Karası” toplantısında, yargı sürecini ve medya manipülasyonlarını sert sözlerle eleştirerek, “Bana diyor ki: “Özgür Özel neyine güveniyor?” Millete güveniyorum lan, millete güveniyorum. Milletten başka güvenecek kim var?” dedi.
TRT’de yayınlanan para görüntülerine tepki gösteren Özel, “Seçime kadar bekle ulan. Bana diyor ki ‘Özgür Özel neyine güveniyor?’ millete güveniyorum lan, millete” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. gününde “100 KARASI” adını verdikleri toplantıda konuştu:
“Bir büyük adaletsizliğin karşısında bir demokrasi utancının tam ortasında mücadelemizle dimdik durmak, unutmamak unutturmamak için bir kez daha kenetlenmek için buradayız. Hepinizi umutla dirençle selamlıyorum. Bugün siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 19 Mart darbesinin tam104. Günü. İmamoğlu’nun tutuklanmasının ise tam 100. Günü.

MİLLİ İRADE BOĞULUYOR
Milli iradenin adliyelerde, saray koridorlarında boğulmak istendiği, halkın egemenliğine pusuların kurulduğu bir süreci yaşıyoruz. Bugün 100. Gün demokrasinin adaletin yüz karasıdır. Bu süreç Türkiye siyasi tarihinin yüz karasıdır. Miting için eylem için meydanlardayız. Bir darbeye karşı direnme hakkımız kullanıyoruz. Tarihte zalimler hep var olmuştur var olacaktır ama direniş de vardır. kazananlar hep direnenler olmuştur. İmamoğlu 100 gündür gururuyla onuruyla o hücrede dimdik ayakta duruyor. Atılan iftiraların hiçbiri ona yapışması yapılmıyor. Ekrem başkanı hapse atanlar korkudan insan içine çıkamazken biz omuz omuzayız, birbirimizden güç alıyoruz. Bu millet vicdanı karalara değil size, bana, Ekrem Başkana itibar ediyor.

ERKEN SEÇİM VE ADAY BELİRLEME SÜRECİ
İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olduğunda ve sandıklar açıldığında tabloda kırmızı olmayan hiçbir yer kalmayacaktır! Biz erken seçim istiyorduk, erken seçimin adayı erken belirlenir diye yola çıktık. 23 Mart’ta adayımızı ön seçimle belirleyeceğimizi ilan ettik, telaşla tüm tuşlara birden bastılar, darbe hazırlıklarını erkene çektiler.

ERDOĞAN’A SERT TEPKİ
Ey Erdoğan, bundan 2 – 3 ay önce demiştin ki ‘bir ay geçsin birbirlerinin yüzüne bakacak, ailelerinin gözünün içine bakacak halleri kalmayacak.’ Atılacak iftiralara, yalanlara, gizli tanıklara, ailelerin birbirine düşmesine güveniyordun, bak bu meydanda hep beraberiz! Bu salonu dolduranların gözlerinin içine, Ekrem Başkan’ın değerli eşinin gözlerinin içine, Türkiye’nin gözünün içine bakarak söylüyorum: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız masumdur, atılanlar iftiradır, insan içine çıkamayacaklar siz iftiracılarsınız!

SEÇİLMİŞLERE YÖNELİK YASAKLAMALAR
Seçilmiş kişinin resmini belediyelerin panolarından, sesini seyahat edilen metroların vagonlarından kaldırmaya çalışanlara söylüyorum: Yasaklamalarla, resim indirmeyle bu milletin gönlünden Ekrem Başkanı sökemezsiniz, yenileceksiniz! Bütün resimleri indirtseniz de yenileceksiniz, günü gelecek, Ekrem Başkan’ın bir vesikalık fotoğrafına yenileceksiniz!

AVUKAT VE İFTİRA SORUNU
Ekrem Başkan’ın gencecik avukatını görevini yapıyor diye, iftiraları edinmeye çalışıyor, savunma bütünlüğü oluşturmaya çalışıyor diye içeri tıktılar. Bir MASAK raporunu hallaç pamuğu gibi attığı için, bir babaya, bir evlada atılan iftiraları ortaya çıkardığı için, MASAK ve savcıya suçüstü yaptığı için içeri koydular.

MİLLETE GÜVEN VURGUSU
Diyorlar ki Özgür Özel neye güveniyor; millete güveniyorum lan millete! Milletten başka güvenecek kim var! Erdoğan, yurt dışına çıkışımı fırsat bilmiş; onu men ettiğim bir işe girmiş. Ahtapot diyordu, kolları orayı burayı sarıyor diyordu. Ben ona, ben sana ahtapotu göstereceğim deyip de gerçek ahtapotu gösterince suspus oldu! Ahtapot dersen izleyeceksin dedim. Ben yurt dışındayken bir cümlenin içinde hızlı hızlı ahtapot demiş, radara girdin Erdoğan, yakalandın!

HUKUK VE SİYASET İLİŞKİSİ
Benim kefil olduklarım alnı açık, başı dik geziyor; ama Erdoğan siyaseten birilerini karalamak için savcıya verdiği görevi hukuka dair bir şeymiş gibi kullanmaya çalışıyor. Bazen de bana ‘Özel, gel etkin pişmanlıktan faydalan, Ekrem Başkan’a sırtını dön, ailelerine sırtını dön, gel burada partinin başında otur’ diyor. Beni partime yapılan yargı kumpasıyla CHP’yi yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif ederek, partiye çökmeyi, partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmemi istiyor. Kendisine cevabım şudur: Gerçek Cumhuriyetçilerde menfaat için makam için enkin pişmanlık yapacak kimse yok, arkadaş satacak kimse yok ama senin son pişmanlığın fayda etmeyecek! Başıma ne gelir demeden ya da buradan ne fırsat bulurum demeden arkadaşlarına sahip çıkanlara selam olsun! Gerçek CHP’liler onlardır!

LEMAN DERGİSİ VE KARİKATÜR TARTIŞMASI
Dün akşam saatlerinde Türkiye’de yaygınlaşan ve hızla tansiyonu yükselten olayı ilk duyduğumda, Leman dergisi Hz. Peygamber’in karikatürünü çizmiş. İlk tepkim: Yanlış olmuş, peygamberin resmi mi olur! İkinci tepkim: Ya yapmamışlardır, Leman öyle bir dergi değildir! Vicdan sahibi muhafazakarlara, yazarına çizerine sesleniyorum, dönün bakın. Ben baktığımda Gazze’de bombardıman altında hayatını kaybetmiş bir melek görüyorum, başında haresiyle, kanadıyla. Bir başka bombanın öldürdüğü bir melekle karşılaşıyor. Bunu Hz. Muhammed’i resmetmişler olarak söylüyorlar. Hz. Muhammed peygamber katındadır, melek falan değildir. Orada Muhammed, Gazze’de öldürülmüş, ismini Muhammed SAV’dan alan bir çocuktur. Gökyüzünde bir başka peygamberden alan bir başka çocuk, bir başka Gazzelidir. Peygamberin adını alanlar burada ölüyor diye resmedilmiş ve bu şekilde açıklanmış bir karikatürdür. Ama kolay, fırsat var; ‘peygamberin resmini çizdiler, saldırın Leman’a’! O Leman, hepiniz susarken Mavi Marmara’ya destek karikatürü çizdi, İsrail’e ticarete karşı cephe alan Leman’dır, motokurye Samet’i kapak yaptı. Hz. Muhammed’e bir saygısızlığa da izin vermem ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden o toplumsal lince de sessiz kalmam, herkes doğru yerde kalmayı bilecek!
YAPILMASI GEREKENLER VE TALEPLER
Bu yüz karası tablonun ortadan kalkması için yapılacaklar bellidir; hukuksuzluklar bitmeden düze çıkamayız. Demokrasiye, adalete dönülmesi zorunluluktur. Tutukluluklar ve ailelere yönelik tehdit ve kötü muameleye, baskılara, avukatsız ifade uygulamasına son verilmelidir. Tutuksuz yargılamaya geçilmelidir. Açıkça suç işleyen yargı mensuplarına el çektirilmeli, mesleki soruşturulmalar başlatılmalıdır. İddianame bir an önce yazılmalıdır.
KÜRTLER VE DEMOKRATİK MÜCADELE
Bir yandan terörsüz Türkiye deyip bir yandan Kürtlerin belediye meclislerine girmesine suç sayan saçmalık sona ermeli, kayyım atanan belediyeler sahiplerine iade edilmeli. Ve CHP’nin Türkiye ittifakı, İstanbul ittifakı, Şişli ittifakı, Esenyurt ittifakı bir suç değil, Kürtlerin demokratik demine daveti ve kardeşçe siyasi mücadelenin en önemli göstergesidir, arkalarındayız, yanlarındayız! Yargılamaların da TRT’den canlı yayınlanmasını istiyoruz, tüm milletin suçlamalarını görmesini istiyoruz, Türkiye ancak böyle uyanacaktır bu kabustan!”