ABD’li şirket Yum Brands ile İş Gıda arasındaki anlaşmanın sona ermesiyle Türkiye’deki KFC ve Pizza Hut’ta çalışan 6 bin işçi işsiz kaldı. Hakları ödenmeyen işçiler hakları için eylemde.
6 bin işçinin ‘konkordato’ ilan edilerek haklarına el konulmasına itiraz ediyor.
İlke TV’den Şerif Karataş’a konuşan 20 yıllık KFC işçisi Orhan Sarıateş, şirketteki son durumu şöyle özetledi:
‘MAAŞ, TAZMİNAT VE KIDEMLERİMİZ ÖDENMEDİ’
“Ocak ayının sonunda şirket konkordato ilan etti. Şirket tarafından bize herhangi bir bildirim yapılmadı. Maaşlarımız ödenmedi. Tazminatlarımız, kıdemlerimiz ödenmedi. Bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülüp haklarımızın bize teslim edilmesini istiyoruz.”
9 yıldır KFC’de çalışan Buse Nur Pulgir franchise sözleşmesinin faturasının çalışanlara kesildiğini belirtti. Gerektiğinden fazla çalıştıklarını ve haklarını almadıklarını anlatan Pulgir, “Bize son gününe kadar herhangi bir açıklama yapılmadı. Hatta açıklamanın öncesinde de patronumuz bir hafta öncesinde bizimle bir toplantı yapmıştı. Toplantıda ‘Ben ekmeğimin peşindeyim ve ekmeğim için sonuna kadar savaşacağım’ demişti fakat bakıyoruz ki şu an karşımızda görebileceğimiz bir muhatap bile yok” dedi.
‘İNSANLAR EVLERİNE EKMEK GÖTÜREMİYOR, KİRALAR ÖDENEMEDİ’
Pulgir, kimsenin seslerini duymadığını da belirtti ve şunları ekledi: “İnsanlar evlerine ekmek götüremiyorlar. Kredi ödeyen, kira ödeyen bir sürü insan mağdur durumdalar. Sadece haklarımızı istiyoruz. Bize maaşlarımızı ve tazminatlarımızı versinler. Bu süreçte alana kadar da sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası, hükümetin süreci şeffaf yürütmesini istedi. Sendika, çalışanların sendikalı olmamaları durumunda benzer durumların yaşanabileceğini konusunda da uyardı.
DİSK’e bağlı Gıda- İş Genel Başkanı Olcay Ozak, şirketin bünyesinde çalıştırdığı işçilerin haklarını ödemediğini ve bir bilgilendirme yapmadığını söyledi.
‘KAÇIRILAN MALLAR ONLARIN DEĞİL, İŞÇİLERİNDİR’
İşverenin farklı iş kollarında yatırım yaptığına dair işçilerin ifadeleri olduğunu anlatan Ozak, iş yerine kayyım atandığını belirtti. Yetkililerin incelemelerini şeffaf yapması gerektiğini anlatan Ozak, “Çünkü hepimizin çıplak gözle bile görebileceği bir sermaye aktarımı söz konusu. Aile bireylerinde çeşitli işlemler yaparak, işinden ayrılıp birtakım malları bunun üzerine devrederek şirket isimlerini değiştirip yine kendi aile bireylerine devrederek mal kaçırma söz konusu. Bu kaçırılan mallar onların değil işçi arkadaşlarımızın yarattığı emektir” diye konuştu.
İşçilerle birlikte mücadele edeceklerini anlatan Ozak, sendikalı çalışmanın önemine vurgu yaptı: “Eğer biz örgütlü değilsek eğer biz çalışma koşullarına ücret pazarlığı yapma hakkına sahip değilsek eğer biz emeğimizin korunması için içeride birliklerimizi, örgütlerimizi kuramazsak benzer, İlker Şahinler bitmez, benzer sorunları da yaşamaya devam ederiz.”