CHP, TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’na “tespit ve görüşlerini” içeren raporunu sundu. Raporda, entegre tesisinin ünitelerini farklı projeler halinde göstererek ÇED’e ayrı ayrı başvuruda bulunulduğu, “Entegre Tesisler için tek ÇED süreci işletilir” kuralı ihlal edilerek “hile’” yapıldığı kaydedildi.
Erzincan İliç’te Anagold Madencilik A.Ş’ye ait Çöpler kompleks madeninde 13 Şubat 2024’te yığın liç sahasının kaymasıyla beraber 9 işçi hayatını kaybetmişti. Anka Haber Ajansı’ndan Dilan Kutlu’nun haberine göre, CHP, TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu çalışmaları kapsamında hazırladığı raporunu, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın imzasıyla sundu.
“MURAT KURUM BİRİNCİ DERECE SORUMLU”
Raporda, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nda onay imzası verdiği gerekçesiyle İliç Altın Madeni’ndeki faciadan birinci dereceden sorumlu olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum gösterildi. Kurum’un komisyonda dinlenilmek istendiği halde gelmediği ve görüş belirtmediğine dikkat çekildi.
“YÖRE HALKI MADENCİLİK YAPMAK ZORUNDA BIRAKILDI”
İliç’teki “Öncesinde tarım ve hayvancılık üzerine kurulu olan geçim araçlarına süreç içerisinde uzaklaştırılan/yabancılaştırılan yurttaşlar, ekonomik açıdan maden işletmesine bağımlı hale getirilmiştir. Yöre halkı madencilik sektörünü ve madencilik sektörüne bağlı yan sektörlerde çalışmak zorunda bırakılmıştır” tespitine yer verildi.
“DENETİMSİZLİK ÖRGÜTLENDİ”
Maden şirketinin bulunduğu bölgede “belediyeler, üniversiteler, spor kulüpleri, dini inanç merkezleri, gibi kurum ve kuruluşlar ile asfaltlama-parke taşı döşeme gibi bir takım kentsel altyapı hizmetlerine yönelik sponsorluk ilişkileri kurarak” kentin en büyük destekçisi görüntüsü çizdiği kaydedildi. Bu hamlelerle maden şirketinin kendisine meşruiyet sağlamaya çalıştığı ve “denetimsizliği örgütlediğine” dikkat çekildi.
“ŞİRKETİN 222 MİLYON TL VERGİ BORCU SİLİNDİ”
Raporda, “21 Haziran 2022 tarihinde yığın liç sahasına ait boru hattının patlaması sonrasında 16 milyon 440 bin TL idari para cezası verilmiş olsa da şirketin 7 milyon 218 bin dolar tutarındaki güncel kurla yaklaşık 222 milyon TL vergi borcunu silindiği tespitinde” bulunuldu.
“BEŞ BAKANLIK HİÇBİR OLUMSUZ GÖRÜŞ BİLDİRMEDİ”
Anagold Madencilik Şirketi’ne verilen ÇED raporlarına bakıldığında 5 Bakanlığın hiçbir olumsuz görüş bildirmediği ve bugüne kadar maden ocağında 35 mevzuata aykırılık tespit edilmesine rağmen verilen idari para cezalarının da caydırıcılıktan uzak olduğu, bunun yanında su havzalarının koruma altına alınmadığı ve madenden sızan kimyasalların yeraltı suyuna karışma riskinin devam ettiği belirtildi.
“LİÇ YIĞINLARI ÇEVREYE YAYILABİLİR”
Bakanlığın facia ile ilgili sorumluluk almadığına dikkat çekilen raporda, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Altın madenlerinde oluşan yüksek miktarlardaki toprak, atık kaya ve liç yığınları potansiyel çevresel kirlenme kaynaklarıdır ve çevreye yayılabilir. Bu alanlarla ilişkili toksik maddeler siyanür, siyanür-metal kompleksleri, ağır metaller ve asit kaya drenajı ile ortaya çıkabilen maddeler içerebilir. Bu toksik maddeler maden işletme sırasında ve maden kapatıldıktan sonra yeraltı suyu, yüzey suyu, toprak ve hava kalitesini bozabilir. Bu ağır metallerin birçoğu solunum sistemi, kalp, damar, böbrekten, kanserojen gibi sağlık sorununa neden olmaktadır.”
“SU VE TOPRAK KİRLİLİĞİ VAR, UZUN SÜRELİ İZLEM YAPILMALI”
Facianın ardından İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25 Mayıs 2024 tarihli bilirkişi raporunda “su ve toprak kirliliğinin olduğu. Alınan numunelerde civa seviyesinin yüksek olduğuna” dair tespiti hatırlatılarak, “İliç özelinde, en az iki yıl çevresel ölçümlerin ve bu iki yıl içerisinde de insan sağlığıyla ilgili parametrelerin ilk etapta izlenmesi ve buradan elde edilecek verilere göre belki daha sonrasında uzun süreli bir izlem çalışması yapılması gereklidir” denildi.
“İŞ KAZALARI GİZLENDİ; ŞİRKET 403 MİLYON DOLARI ÖDEMEDİ”
Maden sahasında bugüne kadar birçok iş kazası yaşanmasına rağmen bir kısmının kamuoyundan gizlendiği ifade edildi. Şirketin Türkiye’den aldığı “yatırım teşvikleri ve makine teçhizat için vergi indirimi” aldığı belirtilerek, raporda şu ifadelere yer verildi:
Teçhizat alımı yapıldığı dönemde KDV oranı yüzde 18 olmasına rağmen bu firmadan yüzde 0’a yakın KDV alınmıştır. Ülkemizde efektif vergi yükü yüzde 6,38 civarındadır. Bu açıdan baktığımızda, bu firma ülkemizde yürüttüğü faaliyetleri Kanada’da veya Amerika’da yürütseydi yüzde 11,25 oranında efektif vergi ödeyecekti. Çöpler Madeni’nde yapmış olduğu üretimi Kanada’da yapmış olsa vergi ve devlet payı olarak 403 milyon dolar daha fazla para ödeyecekti. Türkiye’de yaptığı üretim sayesinde 403 milyon doları ödemedi.
“ÇED KURALI İHLAL EDİLDİ”
ÇED sürecinde hile yapıldığına ilişkin tespitte bulunulan raporda, liç sahasına oksitli cevheri getirip yığan Kartaltepe Madencilik adında ikinci bir şirket daha olduğuna dikkat çekildi. Entegre tesisinin ünitelerini farklı projeler halinde göstererek ÇED’e ayrı ayrı başvuruda bulunulduğu buna göre; “Entegre Tesisler için tek ÇED süreci işletilir” kuralı ihlal edildiğine işaret edildi.
Üretim kapasitesine dikkat çekilen raporda, “Firma, 2021 tarihli nihai ÇED raporuna aykırı olarak facianın başladığı Faz 4B’yi inşa ederek üretime açmıştır” denildi.