İDEF 2025’te sergilenenler, bir yanda görkemli bir ‘gelişmişlik’ sunusuyken bir yandan da katılımcıları etkilemenin amacı. Şirket temsilcileri ise kalabalığın arasında gerçek müşterilerini arıyor.
Evrensel’den Andaç Aydın Arıduru ve Murat Uysal’ın haberine göre, bu yıl gerçekleştirilen savaş sanayi fuarı İDEF 2025, kapılarını hafta sonu yurttaşlara da açarak daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor. Zırhlı araçlardan uzun menzilli balistik füzelere, Uçaklardan tabancalara yerli ve yabancı savaş sanayisinin en büyük firmalarının yanında “Genç girişimcilerin” yeni firmaları, İsrail’e satışlarıyla hafızalara kazınan firmalar, KOBİ düzeyinde yeni müşteriler arayanlar bir yandan da bütün bu anlaşma ve müşteri arayışının müjdeli bir kutlama hali göze çarpıyor. Bir yanda siparişler ve anlaşmalar tasarlanırken sergilere ilgiyle bakan yurttaşlar bu pazara meraklı bir fon oluşturuyor.
Fuara ana giriş kapısından girenleri, TUSAŞ, TEİ, Roketsan ve Aselsan gibi Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bünyesindeki şirketlerin lisanslı giyim ve çeşitli hediyelik eşya ürünlerini satan mağazası karşılıyor. Dizayn ipuçlarını İHA, SİHA ve savaş uçaklarından alan çocuk nevresim takımları, t-shirtler, hoodieler dikkat çekiyor. Genç ve çocuklara hitap ettiği çok açık olan bu koleksiyonun burada satışa sergilenmesi şirketlerin bu alandan da kazanç elde etmelerinin yeni bir girişimi olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, gök tasvirleri, havaya hakimiyet ve özgürlük temalı bu ürünlerin genç kuşakların bu şirketler ile kurdukları bağın yeniden dizayn edilmesiyle ilgili de önemli bir işaret.
Fuar alanının olağan şüphelileri Baykar, Aselsan, Roketsan, TUSAŞ ve TEİ oldukça güçlü görünümlü stantlarıyla kendi ürünlerini oldukça görkemli bir şekilde sunuyor. Alana getirilen ürünlerin büyük bölümü silahlı kuvvetler envanterine girmiş veya anlaşması tamamlanmış ürünlerden oluşmakta. Roketsan’ın fuarda tanıtımını yaptığı hipersonik ve balistik füzeler dahi TSK’ye satış anlaşmaları tamamlanmış ürünler. Özellikle Afrika, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinin silahlı kuvvetlerinden temsilcilerin etrafı birçok şirket elemanıyla doluyor bilgiler veriliyor. Ayrıca Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan gibi ülkelerin yerli savaş sanayilerinin ürettiği ürünler ve teknolojiler için de özel odalarda bolca görüşmeler düzenleniyor.
Fuarın derinliklerinde ‘hedef odaklı’ dizilim
Sermayesi açısından yerli firmalara göre kat kat büyük olan, BAE Systems, HP gibi İsrail’e mühimmat ve teknoloji satışı yaptığı bilinen şirketler “daha mütevazı” alanlarıyla mümkün oldukça da göze batmadan görüşmelerini sürdürüyor. Salonların dağılımı, “sektör profesyoneli” olmayan ve ağırlıklı olarak mühendislik öğrencileri ve alana teknik ilgi duyan katılımcıların tekelleri ve ürünlerini görüp roket, tank, uçaklara göz gezdirip ilerleyeceği ve ardından tabanca ve uzun namlulu silah satıcıları şirketlerin standlarına kümeleceği bir şekilde. Onlarca salondan oluşan bu fuarda sergilenen ürünlerin alıcıları olmayanlar için çok bir anlam ifade etmeyen stantlar daha derinlerde konumlanıyor. Örneğin silah yaralanmalarına acil tıbbi müdahalede kullanılan ürünler satan ve ürünlerini yaralardan temsili kan akıtarak gösteren bir firmanın getirdiği kesik kol ve bacakları görmek için en merkezi alanlardan, temiz uçaklardan, parlayan roketlerden hayli uzaklaşmak gerekiyor. Buralarda standlarda geçen sohbetler ise tanıtım dışında fiyatlar, sertifikasyonlar, ve stoklar üzerinden yapılıyor. KOBİ düzeyinde sermayeli ve son yılların silah ve pompalı tüfek üretiminde birçok firmanın türediği Konya’dan bir şirket temsilcisi görece boş görünen salonlarının aslında iyi durumda olduğunu söylüyor: “İlk iki gün de iyi geçti zaten içeriye yivli tüfek satamıyoruz. Nijerya’dan müşterilerimiz geldi onlara satış yaptık, fuar iyi.”
‘Arayın iş konuşalım’
Çinli firmalara ayrılan yine derinliklerde bir salonda bir firmanın yaptığı tanıtım tam da bu bağlamda dikkat çekiyor. Rusya- Ukrayna savaşında iki tarafın da kullanımıyla gündeme gelen intihar dronları burada ilginç bir taktikle sergileniyor. Firma İran’ın Rusya’ya da sattığı ve İsrail’e cevap saldırılarında kullandığı “Shaed” dronlarına oldukça benzeyen bir dronunun altına beyaz bir tahta koyuyor ve tahtada şu ifadeler yazılı, “Menzil 200 KM, faydalı yük taşıma kapasitesi 5 kg, ayda 27 bin adet set üretimi, Whatsapp no” numarayı not alan yabancı bir temsilci numarayı kaydederken iş arkadaşına etkilendiğini söylüyor.
Bir yandan ‘Kurma kolu çek, bırak’, bir yandan ‘İyi sattık, işte bu’
Tabanca ve tüfeklerin sergilendiği bölüm elbette fuarın en kalabalık salonu. İlginin yoğunluğu üniversite bölümlerinde övülen savaş sanayisinin elle tutulabilir bir formu olması, mahalle/çete kültüründe silahların yerinin her geçen gün güç kazanmasından kaynaklanıyor. Burada Sarsılmaz, Canik, TİSAŞ, Girsan ve Glock gibi firmaların oldukça büyük standları, tanıtım alanları, poligonları bulunuyor. Fuar katılımcılarının özellikle genç bölümü tabancaları ellerinde deniyor, tüfeklerin kurma kollarını çekiyor, şarjörler sökülüp takılıyor. Yandaki arkadaşlarla kritikler yapılıyor. Metalin, metale, polimere ve kimi zaman yanlışlıkla ellere çarpması bu salonu oldukça gürültülü hale getirirken firmaların satış temsilcileri önlerinden geçen yüzlerce yurttaşa soru sorulmaması halinde çok da ilgi göstermiyor. Ancak zaman zaman satış temsilcileri birden önlerindeki dolaplardan çeşitli eşantiyonlar, tanıtım dokümanları ve taşıma çantaları çıkartıyorlar. Silahları inceleyen kitlenin arasından 1 kişiyle el sıkışılıyor hediyeleri teslim ediliyor ve istekleri soruluyor.
Saydığımız büyük firmalar da daha küçük firmalar da tabanca ve tüfek üretimi açısından özellikle ABD pazarında bireysel silahlanma pazarında önemli yer tutuyorlar. ABD’li ve Avrupalı, kendilerine göre daha köklü firmalardan teknoloji ve ürün kalitesi olarak çok da uzakta değiller. Kullanılan malzeme ve teknoloji seviyesinin görece daha ulaşılabilir olduğu bu sektörde yerli firmalara avantaj sağlayan 1 konu var; o da ucuz emek. Sarsılmaz benzer özellikli ve aynı materyal kullanılan tabancaları için Amerikalı ve Avusturyalı rakipleri Sig Sauer ve Glock’tan neredeyse yüzde 100 indirimli satışlar yapıyor. Birçok patent yabancı firmalara aitken lisans alınması usulüyle yerli üretim yapan bu şirketler silahları inceleyen yüzlerce yurttaşın arasından ABD Afrika ve Ortadoğu’ya ihracat yapacak aracılara kilitleniyor. Standında H&K markasına ait silahların lisans altında üretimini yapan bir şirket biz de ürünleri incelerken böyle bir satış gerçekleştiriyor ve bu çok hızlı oluyor. Satış temsilcisi arkadaşına, “Sivil model, 1500 adet, 2 dakikada ABD’ye gitti. İyi satış, işte bu be” diyor. Aslında fuarı da bizler için biraz olsun özetliyor. Bu sektörün tüketicisi değil, emeği ucuz üreticileri haline getirilen mühendisler teknikerler, satıcılar ve yurttaşlar izliyor, deniyor ve merakla inceliyor. Savaş sermayesi ise satıcı buluyor, anlaşmalar yapıyor, kendi kültürünü yerleştirmenin deneyini düzenliyor.
KAYNAK: EVRENSEL – ANDAÇ AYDIN ARIDURU / MURAT UYSAL