İBB iddianamesinde cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen casusluk suçlamasında sadece bir kez görüştüğü Hüseyin Gün de örgüt yöneticisi olarak yer aldı. Necati Özkan ise ifadesinde Gün’ün ‘iş almak için sülük gibi yapıştığını’ ve dolandırıcı olduğunu düşündüklerini ifade etti. Gazeteci ve BirGün yazarı Timur Soykan, iddianamede zamansal akışta da sorun olduğunu ifade ederek; “2019 yılından hiçbir bağlantı kurmadan 2021 yılına ışınlanıyor. Senaryodaki büyük bir devamlılık hatasıyla olay Kasım 2021 yılında İBB’nin kullanıma açtığı ‘İstanbul Senin’ uygulamasına bağlanıyor” dedi.
Gazeteci Timur Soykan, İBB iddianamesindeki casusluk ile suçlanan Hüseyin Gün ile ilgili çelişkileri derledi. Soykan’ın yazısı şu şekilde:
“İBB iddianamesindeki çok sayıdaki absürtlükten biri; Hüseyin Gün’ün örgüt yöneticisi olarak nitelendirilmesi. Savcılık örgütün yöneticilerini şöyle sıraladı:
Murat Ongun, Ertan Yıldız, Fatih Keleş, Adem Soytekin, Murat Gülibrahimoğlu ve Hüseyin Gün.
‘Hüseyin Gün ne alaka’ sorusu çok haklı… Çünkü… Hüseyin Gün, Ekrem İmamoğlu ile sadece bir kez görüştü. 23 Haziran 2019’daki seçimlerden sonra ‘manevi annem’ dediği iş insanı Seher Elçili Alaçam ile tebrik ziyaretine gelmişti. Beş dakika görüşüp İmamoğlu ile poz verdikten sonra gittiler.
Ama savcılık İBB iddianamesinin 13. Eylem bölümünde büyük bir casusluk iddiasının temellerini atıyor. Bu iddianamede Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Hüseyin Gün’ü arasında olduğu 27 kişiye Kişisel Verileri Başkasına Verme, Yayma veya Ele Geçirme suçlaması yöneltiliyor. Ancak casusluk iddialarına daha fazla yer veriliyor.
Yandaş medyada etkin pişmanlık ifadesi veren Hüseyin Gün’ün ajan olduğunu itiraf ettiği, casusluk faaliyetlerini açıkladığı yönünde yayınlar yapıldı. Oysa Hüseyin Gün, 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul seçimlerinden 13 gün önce sosyal medya analizi için Necati Özkan ile anlaştıklarını ve İBB veri tabanını bunun için kullandıklarını iddia etmişti, ajanlık, casusluk itirafı yoktu. İbb.gov.tr verilerini ise Necati Özkan’ın “OSİNT/DarkWeb’te var mı” diye sorması üzerine orada bulduklarını söyledi. Hüseyin Gün bu verileri karanlık internete kimin yüklediğini bilmediğini anlattı.
Savcılığın iddiasının aksine bu verileri, İmamoğlu ve ekibi, DarkWeb’e yüklemiş olamaz. İptal edilen 31 Mart 2019’daki seçim ile 23 Haziran 2019’da yenilenen seçim arasındaki dönemde İmamoğlu ve ekibi, İBB veri tabanına ulaşamadı. AKP seçim sonuçlarını kabul etmedi ve AKP döneminin Bilgi İşlem Başkanı, sadece kendisinin bildiği şifreyi İmamoğlu ekibine vermediğini açıkladı.
Zaten 31 Mart 2019’dan 6 gün sonra 6 Mayıs 2019’da İmamoğlu’nun mazbatası iptal edildi ve İBB yönetimi dönemin İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya geçti.
Ayrıca sızdırıldığı iddia edilen İBB verilerinde 2015 yılında kurumdan ayrılmış kişilerin mail adresleri ve şifreleri var. Kurumla ilişiği kesilen kişilerin mail adresleri silindiği için bu verilerin yıllar önce 2015 veya öncesinde sızdırıldığı savunuluyor.
Özkan iddiaları reddetti
Hüseyin Gün, seçime kadar sosyal medya analizleriyle raporlar hazırlayıp Necati Özkan’a gönderdiğini savundu. Necati Özkan ise bunu kabul etmedi. Aksine Hüseyin Gün’ün kendilerine yaptığı sunumun çok yetersiz ve bağlı olduğu için reddettiklerini anlattı. Bu kişinin dolandırıcı olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Seçimden sonra, 2019’un Eylül ayında Hüseyin Gün, bir kez daha İBB’nin kapılarını zorladı. Bu kez sosyal medya analizi ile sosyal yardımların dağıtılacağı yerlerin tespit edileceğini, Facebook, X gibi platformlardaki şikayet verilerini analiz ederek belediyenin daha iyi hizmet sağlamasını sağlayacaklarını savunuyordu.
Necati Özkan, bu sunum toplantısına bilişim konusunda uzman olan İBB çalışanı Ulaş Yılmaz’ı da çağırmıştı. Ulaş Yılmaz’ın ifadesinden ve yine bilişimci olan Engin isimli arkadaşıyla Whatsapp yazışmalarından Hüseyin Gün hakkındaki fikirlerini anlıyoruz. Ulaş Yılmaz ifadesinde şöyle dedi: “Necati Özkan’a ‘Hüseyin Gün’ün bahsetmiş olduğu açık kaynaktan (Facebook, X platformları) çekeceği şikayet verileriyle belediyenin daha iyi hizmet sağlaması için hazırlayacağı çalışmalar inandırıcı gelmedi’ dedim. Beyaz Masa ve Çözüm Merkezi’nin gayet iyi çalıştığını, buradaki verilerden çözüm üretilebileceğini söyledim.
Daha sonra Hüseyin Gün’ün şirketini Engin isimli bir arkadaşıyla incelediklerini ve vasat bir bireysel girişim olduğunu, işleri ile ilgili hiç detay olmadığını tespit ettiklerini anlattı. “Hatta işi yapacak kapasitelerinin olmadığının internet sitesinden bile anlaşıldığı tespitini yaptık” dedi. Engin isimli arkadaşıyla Whatsapp yazışmalarını da savcılığa sunan Ulaş Yılmaz şöyle devam etti:
“Bu tespitlerimi Necati Özkan ile de paylaştım. Necati Özkan bana Hüseyin Gün’ün tabiri caizse sülük gibi yapıştığını, bir demo tanıtmak istediğini söyledi. ‘Son kez dinleyelim, kurtulalım’ dedi. Belediyeye iş yapmak isteyen birçok firma farklı zamanlarda sunum yapıyordu.” Ancak ‘sülük’ ifadesine karşın savcılık, Ulaş Yılmaz’ın ifadesini çarpıtıyor ve mantık dışı şu analizi yapıyor:
“Ulaş Yılmaz’ın sunduğu mesaj içeriklerinden örgüt yöneticisi Hüseyin Gün ile planladığı kişisel verileri ele geçirme ve kullanma projesinin doğrudan örgüt lideri Ekrem İmamoğlu tarafından takip edildiği ve örgütün ‘Cambride Analitica Skandalı’ olarak bilinen veri hırsızlığı çalışmalarını örnek aldığı anlaşılmıştır.” Savcılık bu sonuca nasıl varmış, anlamak mümkün değil.
Gerek Hüseyin Gün’ün etkin pişmanlık ifadesinde gerek tanık anlatımlarında bu tarihten sonra Hüseyin Gün’ün İBB ile çalıştığına dair tek bilgi yok. Ama savcılık onu kişisel verilerin sızdırılması ve devam eden ‘casusluk’ soruşturmasının göbeğine koymakta çok ısrarcı.
(…)
İddianame 2019 yılından hiçbir bağlantı kurmadan 2021 yılına ışınlanıyor. Senaryodaki büyük bir devamlılık hatasıyla olay Kasım 2021 yılında İBB’nin kullanıma açtığı ‘İstanbul Senin’ uygulamasına bağlanıyor. ‘İstanbul Senin’deki verilerin ABD ve Almanya’ya sızdırıldığı iddia ediliyor. Aslında ‘İstanbul Senin’ uygulamasıyla Hüseyin Gün’ün hiçbir bağlantısı yok. Hatta Hüseyin Gün’ün Eylül 2025’teki etkinlik pişmanlık ifadesinin sonunda ‘İstanbul Senin’ uygulaması örnek gösterilerek tek soru soruluyor. Hüseyin Gün ilgisinin olmadığını anlatıyor. Onun sunum yaptığı proje çok farklı ve çoktan reddedilmiş.”






















