Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma, Türkiye’nin gündemine oturdu. Savcılığın iddianamesine göre, çok sayıda üst düzey kamu kurumu yöneticisinin elektronik imzası kopyalanarak birçok kişiye sahte diploma ve belge düzenlendi.
Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre kamuoyunda, “Sahte diploma çetesi” olarak adlandırılan şebekeye yöneltilen suçlar, sahte diploma ve belge düzenlemekle de sınırlı kalmadı. Şüphelilerin, para karşılığı not ortalaması yükselttiği, sahte ehliyet belgesi düzenlediği ve ehliyet yazılı sınav ve direksiyon notunu değiştirdiği belirtildi.
REKOR DOSYA SAYISI
Türkiye’nin gündemine oturan skandalın ardından Türkiye’nin dolandırıcılık karnesindeki artış dikkatleri çekti. Ceza mahkemelerindeki dolandırıcılık dosyaların sayısında 2024 yılında rekor kırıldığı belirlendi.
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023 yılında dolandırıcılıktan mahkemelerde 214 bin 230 dava açıldı. Dava sayısı 2024 yılında ise yüzde 37’lik artışla 292 bin 484’e yükseldi. Dolandırıcılık suçlamasıyla görülen davaların sayısı, bazı yıllara göre şöyle sıralandı:
2006: 17 bin 986
2010: 78 bin 312
2018: 121 bin 710
2024: 292 bin 484
YÜZ BİNLERCE SUÇ
Dolandırıcılık dosyalarındaki sanık ve sanıklara isnat edilen suç sayılarındaki artış da dikkati çekti. 2023 yılında dolandırıcılıktan 211 bin 796 olan dolandırıcılıktan sanık olan sayısı, 2024 yılında kayıtlara 257 bin 170 olarak geçti. Benzer bir tablo sanıklara isnat edilen suç sayısında da yaşandı. 2023’te 756 bin 179 olan dolandırıcılık dosyalarındaki suç sayısı, 2024’ün sonunda 911 bin 695’e kadar ulaştı.
HALK ÇARESİZ BIRAKILIYOR
Türkiye’nin dolandırıcılık verilerine yönelik değerlendirmelerde bulunan CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, şunları kaydetti:
“Dolandırıcılık artık münferit bir olay değil, sistemin ürettiği bir sonuç hâline gelmiş durumda. Bu kadar yaygın dolandırıcılık vakası, halkın suça meyilli olduğu anlamına gelmez. Asıl sorun, halkın çaresiz bırakılmasıdır. Günden güne artan geçim sıkıntısı, insanların gözünü karartmasına yol açıyor. İş bulamayan, faturasını ödeyemeyen, borcunu kapatamayan bir toplum yaratıldı. İktidar ise halen bu rakamları görmezden geliyor, yargı sisteminin çığlıklarını duymuyor.”
Uzun vadeli karşılaştırmaların durumun ciddiyetini daha da net gösterdiğini belirten İlgezdi, “2006 yılında dolandırıcılık nedeniyle açılan dava sayısı yalnızca 18 bin civarındaydı. Bugün bu sayı 292 bine çıktı. Aradaki fark yüzde bin 526. Bu, sadece niceliksel bir artış değil; adalet sisteminin geldiği noktanın, toplumsal yapının ve kamu düzeninin ne kadar hasar gördüğünün bir göstergesidir. Her yeni dava; güven kaybının, toplumsal çöküşün resmidir” dedi.