MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani’nin Şırnak’ta katıldığı sempozyumun şova dönüştürüldüğünü belirterek, “Vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku çiğnenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına taammüden saldırıdır” dedi. MHP lideri KCK yürütme Konseyi Eş-Başkanı olarak tanıtılan Bese Hozat kod adlı Hülya Oran’ın çözüm süreci için iki şart getirmesi ve af düzenlemesiyle ilgili “Af istemiyoruz, biz suç işlemedik” özlerine ateş püskürdü; “Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin” diye konuştu. Bahçeli, “Tehdit tonu ziyadesiyle fazla marazi mesajlarla, maksatlı ve mahsurlu görüşlerle bir yere varılamaz” mesajı verdi.
MHP içinde darbe iddiası: Bunların hepsi faso fiso
MHP lideri Türkgün gazetesine verdiği röportajda, dikkati çeken açıklamalarda bulundu. “Terörsüz Türkiye başarılır olmazsa darbe mekaniği devreye girer” iddialarına tepki gösteren Bahçeli, “MHP içinden şahsıma darbe yapılacakmış. Demokrasi sevdalısı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’ten nasıl darbeci çıkacak, işin doğrusu gülümseyerek düşündüm. İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez. Bunların hepsi faso fiso” dedi.
“Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır”
“Terörsüz Türkiye hedefinin, Cumhuriyet tarihinin en müessir adım ve atılımı olduğunu” belirten Bahçeli, “Terörsüz Türkiye milli ve tarihi bir hedeftir. Hedefle ilgili taviz, tehir veya en küçük tereddüt asla söz konusu değildir. Ok yaydan çıkmıştır. Gemiler yakılmıştır. Kararlılığımız aşınmaz ve tartışılmaz düzeydedir” diye konuştu.
“Hevesleri kursaklarında kalır”
“Provokasyon peşinde olanların heveslerinin kursaklarında kalacağını” söyleyen MHP lideri Bahçeli, “Bu yüksek seviyeyi heba ve heder etmeye kimsenin hakkı yoktur. Aksi istikametteki tavır ve tutumları millete ve devlete yönelik karşı direniş olarak yorumlamak kaçınılmazdır. Tarihi bir fırsat eşiği önümüzdedir” açıklamasını yaptı.
PKK’nın açıklamasına: İçi boş polemiklerle vakit kaybetmek lüzumsuz
MHP lideri, KCK yürütme Konseyi Eş-Başkanı Bese Hozat kod adlı Hülya Oran’ın çözüm süreci kapsamında iki şart sunduğu açıklamalarıyla ilgili de konuştu. Bahçeli şunları kaydetti:
“Aslında tartışmanın hiçbir yerindeyim. Doğrusunu isterseniz içi boş polemiklerle vakit kaybetmenin, beyhude yere emek ve enerji sarfetmenin lüzumsuz olduğu kanaatindeyim. Şu hususa bir itirazım yok, şayet tartışma ortamı iyi niyetle temelleniyorsa, farklı görüş ve değerlendirmeler sorumluluk ahlakı içinde tavzih ediliyorsa herhangi bir mahsur olmayacaktır. Ancak yıkıcı ve sinir uçlarıyla oynayan bir dil ve üslup eşliğinde çalı dibi yoklanıyorsa, nalına ve mıhına aynı oranda ve anda vuruluyorsa bunun kabulü pek tabii namümkündür.
“Terörsüz Türkiye’nin önünü kesmek için plan ve kurgu içinde olanlara maşalık yapmaktır!”
Bahsettiğiniz terör örgütü mensubu, 11 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kırsalında silahlarını kazana atmak suretiyle yakan 30 kişilik PKK’lı grubun en önündeydi. 24 Kasım 2025 tarihinde üç kişiden müteşekkil milletvekili heyetinin İmralı’ya gidişinin üzerinden çok geçmeden bu teröristin açıklaması kamuoyuna yansıdı. Bu kapsamda telaffuz edilen iddialar ve ifadeler olgunluktan ve yapıcılıktan son derece uzaktır. Üstelik 27 Şubat 2025 İmralı çağrısıyla taban tabana zıttır. İmralı’ya sadakatleri esas olmalıdır. Tersini düşünmek mümkün değildir. Bölücü terör örgütünün tüm bileşenlerini bağlayan müspet açıklamanın hilafına KCK Eşbaşkanı unvanı kullanılmaktadır. Yanlıştır, art niyetliliktir, ülkemizde ve bölgemizde karanlık emelleri bulunan Siyonist-Emperyalist yapıya alenen hizmetkârlıktır. Hatta bunun bir başka adı, ‘Terörsüz Türkiye’ atılımlarının önünü kesmek için plan ve kurgu içinde olan odaklara maşalık yapmaktır.
“Af vaat eden zaten yok, tarih ve maşeri vicdan önünde hangi suçların işlendiği açıktır, bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin”
Şu bayağı sözlere bakar mısınız, hiç kimse suç işlememiş! Bu nedenle de af maf da istemiyorlarmış. Kaldı ki af vaat eden zaten yok, suça gelince, tarih ve maşeri vicdan önünde hangi suçların işlendiği açıktır, nettir, belgelidir. Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin. Tehdit tonu ziyadesiyle fazla marazi mesajlarla, maksatlı ve mahsurlu görüşlerle bir yere varılamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tip ucuz ve ucube yaklaşımlara aldırış etmez. Doğru bir istikamette tekeri dönen kervanımızı taşa tutanların provokasyonları boşunadır. Hevesleri kursaklarında kalacaktır.”
“Terörsüz Türkiye, devlet ve milletin ortak kararıdır. Arkasında çok güçlü bir halk desteği vardır ve bu tartışma götürmez bir hakikattir” diyen MHP lideri, “Tarihimize bakınız, devletle milletin tam kenetlendiği, sükûnet ve suhulet ortamının temin edildiği, birlik ve dirliğin hakim olduğu dönemlerde muhteşem başarılara imza atılmış, zaferler peşi sıra sökün etmiştir. Bununla da kalmamış refah ve bereket medeniyet ve milletimizi sarıp sarmalamıştır. İşte bunun yeniden tekerrür edecek olması, Anka Kuşu’nun kanatlanması bilindik mihrakları panikletmekte, fitneyle teçhiz olmalarını tetiklemektedir” görüşlerini ifade etti.
Mesut Barzani açıklaması: Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarına, egemen vasfına taammüden saldırı
Şırnak Valiliği tarafından düzenlenen “4’üncü Uluslararası Melaye Ciziri Sempozyumuna” davet edilen Mesut Barzani ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu:
“Ağırlanması milletimizin alicenaplığının ve misafirperverliğinin alametidir. ‘Terörsüz Türkiye’ karşılıklı saygı ve sevginin, birlik ve dayanışmanın coğrafyamızı yoğuran vuslat hamurudur. Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku maalesef çiğnenmiştir. Adına ister protokol kuralları deyin, ister teamül deyin, ne var ne yok ihlal edilmiştir. Barzani’nin an itibariyle herhangi bir devlet görevi yoktur. Sadece misafir olarak ülkemize giriş yapmıştır. Buna rağmen sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar, bunun yanında vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarına, saygınlığına, tarihi itibarına ve egemen vasfına taammüden saldırıdır. Devletimiz, ülkemize gelen her misafiri koruyacak güç, kabiliyet ve yeterliliktedir. Ayrıca ülkemize gelen yabancı korumaların taşıyacakları veya kullanacakları silahların marka, miktar ve çaplarının daha önceden Türkiye’ye bildirilmesi esastır. Fakat ülkemize yabancı asker ya da korumaların üniformalı vaziyetleriyle uzun namlulu silah getirmeleri diye bir şey yoktur. Şunun bilinmesinde özellikle yarar olacaktır; Türk milletinin helali hakkı olan ve şehit kanlarıyla sınırları çizilen aziz vatanımızın hiçbir şekilde tartışmaya açılmasına, üzerinde hesap yapılmasına, sis ve şaibeye havale edilmesine tahammül edemeyiz. Asla hoş göremeyiz. Misafir başımızın üstündedir, ama adı üstünde sadece misafire kapımız açıktır. Bunun haricinde topraklarımız üzerinde kuşku uyandıracak her muamele ve potansiyel müdahaleye prim veya geçit vermeyiz, vermeyeceğiz.”






















