İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Pazar sabahı X’te ‘büyük operasyon’ başlığı ile paylaşım yapmıştı. Yaptırdığı hukuksuz ev baskınlarını her zamanki gibi açıklayan Yerlikaya, son bir hafta içinde 39 ilde 97 KHK’lıya işlem yaptıklarını, 16 kişinin de tutuklandığını yazdı. 4 Haziran 2023’te İçişleri Bakanı olan Yerlikaya, göreve geldiği günden bu yana 11 bin 667 ‘f…’ operasyonu gerçekleştirdiklerini, 9 bin 25 kişiye işlem yapıldığını, 3 bin 512 kişinin tutuklandığını, 4 bin 41 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulandığını da paylaşımına ekledi.
Gazeteci Sevinç Özarslan TR724’te yayınlanan haberinde, Yerlikaya’nın normalde salı ya da cuma günü duyurduğu ev baskınlarını neden pazar günü duyurduğunu yazdı.
Özarslan’ın haberi şu şekilde;
KHK’lılara yapılan ev baskınlarını normalde salı ya da cuma günleri duyuran bakan beyin pazartesini bile beklemeden bu kadar acele etmesinin sebebi neydi? Keyfini kaçıran ne? Suyu ısındı da ondan. Koltuğunu yakında kaybedeceğini anladı da ondan.
Gazeteci Tolga Şardan’ın iki gün önce yazdığı yazıya göre, Yerlikaya’nın dört yardımcısından biri olan Bülent Turan, bayağı patronunun kuyusunu kazıyor. “Geçen hafta Erdoğan ile uzun bir görüşme yapan Turan, Yerlikaya’nın kendisine üvey evlat muamelesi yaptığını söyleyerek patronunu Erdoğan’a şikayet eti.
Erdoğan da Turan’ı dinledikten sonra Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’a “Hasan Bey, bunlardan bizim neden haberimiz yok?” diye tepki gösterdi. Şardan’ın iddiasına göre önümüzdeki günlerde kabinede gerçekleşmesi beklenen değişimde bu görüşmenin etkisinin olup olmadığı anlaşılacak.”
Bu olay üzerine Yerlikaya boş durur mu? Yemedi, içmedi çareyi bir haftadır KHK’lılara yaptıkları operasyonların istatistiğini çıkarmakta buldu. Koltuklarını kaybetmemek için yapamayacakları hiçbir şey yok. Makam sevdası gözlerine perde çekmiş durumda.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NDA ÇALIŞAN BİR KURAN ÖĞRETMENİYDİ
Pazar pazar ‘Teröristleri yakaladık’ diye ortalığı ayağa kaldıran Yerlikaya’nın ve adamlarının yaptığı bu operasyonların iç yüzü ise bambaşka.
Tutuklananlardan biri kim biliyor musunuz? 7 Temmuz 2022 Diyanet İşleri Genel Başkanlığı’ndan ihraç edilen KHK’lı Kuran hocası M.K.
18 Eylül 2025’te Afyonkarahisar’da tutuklanan M.K. aslında yakalanmadı. Verilen cezayı Yargıtay onadığı için gidip kolluk kuvvetlerine kendisi teslim oldu. Ali Yerlikaya da büyük operasyon yaptık diye Saray ahalisine kendini ispat etmeye çalışıyor.
En son Keçiören İlçe Müftülüğü’nde Kursu Kursu Öğreticisi olarak görev yapan M.K., 1994’te Bolvadin İmam Hatip Lisesi’nden mezun olmuş, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde ilahiyat okumuş bir öğretmen.
OHAL ilan edilir edilmez, 16 Ağustos 2016’da gözaltına alındı. Bir gün sonra ise serbest bırakıldı. Ama amacı Kuran öğretmekten başka bir şey olmayan kadını rahat bırakmadılar. 26 Mayıs 2017’de açığa alındı. Açığa alındıktan beş yıl sonra da ihraç edildi. Tutuksuz yargılanan M.K’ya, 14 Ekim 2021’de 7 yıl 6 ay ceza verildi.
BANKAYA PARA YATIRMAK, BİTMEYEN FİŞLEMELER, ÇOCUKLARININ OKUDUĞU OKUL…
Afyon Emniyeti’nin, Afyonkarahisar T Tipi Cezaevinin önünde fotoğrafını çekip servis edilen M. K., suçu ne peki? Hangi gerekçeyle 7 yıl özgürlüğünden mahrum ettiler: Eşinin telefonunda tespit edilen ByLock’u kullandığı iddiası, Bank Asya’ya para yatırmak, çocuklarını kapatılan okullara göndermek, kapatılan öğenci yurdunda kalmak vs. ve Keçiören İl Müftüsü’nün mahkemede hakkında itirafçılık yapması. Yani bu da ‘terörist’ diye ifade vermesi. Birlikte çalıştığı iş arkadaşını fişlemesi…
“HEP VATANIM, MİLLETİM İÇİN ÇALIŞTIM”
M.K., Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Eylül 2019’da yaptığı savunmada, “Ben açığa alındığım sürede 10 yıllık memurdum zaten. Memuriyet hayatım boyunca da hep devletim için, vatanım, milletim için çalıştım, gayret ettim, çabaladım. Asla ve asla herhangi bir dernek, örgüt veya bir şey adına çalış adım, onların faaliyetlerini yürütmedim, hiç kimseden herhangi bir destek görmedim. Hiç kimseye herhangi bir destek de vermedim… Başkanım ben kendi halimde kendi kendine yeten bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm. Gerçekten binbir zorlukla üniversiteyi kazanıp daha sonra da görev girmek için çok uğraştım. Herhangi bir grupla, örgütle, cemaatle hiçbir şekilde bağlantım olmadı. Hiçbir kimseyi bir yere davet etmedim. Tek davet ettiğim yer Kuran kursuydu. Ve kurumumun adını da üstün hale getirebilmek için elimden geleni yaptım. Bunu hem öğrencilerim, hem müftülük hem çalışma arkadaşlarım bilmekteler zaten…” dedi.
Ama söylediği hiçbir söz dikkate alınmadı. Çünkü amaçları adalet değil. İnsanları yok etmek.
Kuran öğreten bir kadını bile terörist ilan eden koltuk sevdası, eninde sonunda hukukun ve vicdanın önünde yargılanacaktır.
Koltuğu için adaleti gömenler, yarın hukukun ve vicdanın karşısında hesap vereceklerdir.
KAYNAK: TR724 – SEVİNÇ ÖZARSLAN