Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Osman Kavala ve diğer Gezi tutuklularını ziyaret etmek için yaptığı başvuruya geç yanıt verilmesini eleştiren AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in açıklamalarına ilişkin, “Biz, bu konuda ‘Görüştürmeyeceğiz’ gibi bir bildirimde bulunmadan, görüşme gününü kararlaştırmaya çalışırken bir açıklama yaptı. Açıklamasında dosyanın sümenaltı edildiği gibi ifadeler kullanmıştı. Ben kendisini aradım. Adalet Bakanlığı’nda hiçbir dosya sümenaltı edilmez. ‘Hak arama yolu kapanıyor’ dedi ama ben kendisine yakıştıramadım” ifadelerini kullandı.
Gezi davasından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan iş insanı Osman Kavala’nın yanı sıra Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’la cezaevinde görüşme talebini Adalet Bakanlığı’na ilettiğini açıklayan MHP’nin kurucu ismi Alparslan Türkeş’in oğlu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Başkanı AKP’li Tuğrul Türkeş, talebi üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen bir sonuç alamadığını belirterek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u eleştirmişti.
Türkeş’in açıklamalarının ardından Adalet Bakanlığı’ndan söz konusu ziyaretler için onay verildiği açıklanmıştı.
“Çok şık düşmedi, kendisine yakıştıramadım”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, NTV yayınında Türkeş’in “gecikme” yönündeki eleştirilerine ilişkin, “19 Temmuz’da başvuru yaptı, dönüş için gecikme olmadı. Milletvekillerimiz de kendi yakınları olmasa dahi başvurduklarında makul bir süre içerisinde o görüşmeleri biz sağlıyoruz” dedi.
Türkeş’in, “Adalet Bakanı esasa ilişkin görüş beyan ediyor. Hak arama yolunu kapatan bir tutum sergiliyor. Dosya sümenaltı ediliyor” şeklindeki sözlerine yanıt veren Bakan Tunç, şunları kaydetti:
”19 Temmuz tarihinde sayın Türkeş, Meclis Başkanlığı’na bir dilekçeyle Gezi davası hükümlülerinden bazılarını ziyaret etmek istedi. Sayın Türkeş bizim partimizin milletvekili dolayısıyla muhalefet milletvekilleriyle, iktidar milletvekilleriyle bir ayrım söz konusu değil. Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmesine yönelik bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğin 26 ve 40’ıncı maddesi çerçevesinde bu izinler veriliyor. Bugüne kadar Gezi davası hükümlülerini 64 farklı milletvekili ve 340 farklı avukat ziyaret etti. Dolayısıyla bizim hükümlüleri ziyaretçileriyle görüştürmeme gibi bir geleneğimiz yok. Bu zaten Anayasa ve kanunların verdiği mecburiyet. Milletvekillerimiz de kendi yakınları olmasa dahi başvurduklarında makul bir süre içerisinde o görüşmeleri biz sağlıyoruz. Sayın Türkeş’in talebi de bu şekildeydi. Bizim bu konuda ‘Görüştürmeyeceğiz’ gibi bir bildirimde bulunmadan, görüşme gününü kararlaştırmaya çalışırken bir açıklama yaptı. Açıklamasında dosyanın sanki sümen altı edildiği gibi ifadeler kullanmıştı. Ben kendisini aradım. Adalet Bakanlığı’nda hiçbir konu sümen altı edilmez. Bu konuda biraz aceleci davrandınız dediğimde de basının kendisine yönelik bir takım baskısı olduğunu ve böyle bir açıklama yaptığını söyledi. Benim AK Parti grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorusu üzerine verdiğim cevaba değinerek, ‘Adalet Bakanı Gezi Davası ile ilgili esasa ilişkin görüş beyan ediyor. Hak arama yolunu kapatan bir tutum sergiliyor’ şeklinde bir takım açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar çok şık düşmedi, kendisine yakıştıramadım.
“Hak arama yollarını kapatma gibi bir durum söz konusu olmaz”
Kavala ile ilgili yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundu avukatı. Gezi olayları sırasında parlamenter hükümet sistemi vardı, şimdi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtik. Hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik suçun mağdurunun olmadığına yönelik başvuruda bulundu. 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu gerekçeyi reddetti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi de ret kararı verdi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma başvurusunda bulunuldu. Adalet Bakanlığı olarak biz bu gerekçenin uygun olmadığını ifade ettik. Dolayısıyla Yargıtay’dan geçen, kesinleşen dosyalar bakımından kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğini söyledik. Bize yapılan başvurunun hangi gerekçe ile reddedildiğini söylemekten daha doğal bir şey olamaz. Hak arama yollarını kapatma gibi bir durum söz konusu olmaz. Hukukun üstünlüğü için varız. Hiç kimse hiç hak arama yolunu kapatma gibi bir şey olamaz.”