84 yaşındaki mahpus Sıddık Güler’in hipertansiyon, kalp ve iltihaplı eklem romatizması gibi hastalıkları bulunuyor. Ancak cezaevi yönetimi Güler’e tekerlekli sandalyesini vermiyor.
DURUMU KÖTÜYE GİDİYOR
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; Güler, bir süredir isteği dışında Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyordu. Tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan Güler, 12 Ekim 2024’te “tedaviyi kabul etmediği” gerekçesiyle yeniden İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Ayşe Güler, babasını 7 Aralık’ta bulunduğu cezaevinde ziyaret etti. Ayşe Güler, babasının durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini belirterek, geç olmadan tahliye edilmesini istedi.
BAKIMA MUHTAÇ, CEZAEVİNDE KALACAK DURUMDA DEĞİL
Babasının bakıma muhtaç oluğunu ve cezaevinde kalacak durumda olmadığını söyleyen Ayşe Güler, “Babam 84 yaşında ve 36 yıl ceza aldı. Bu cezanın bitimine 3 yıl kalmış. Babamın hastalıkları ilerlemiş ve tek başına kendine bakacak durumda değil. Yaşadığı sağlık sorunları dışında unutkanlık yaşıyor. Tek başına yürüyemiyor, kişisel ihtiyaçlarını gideremiyor. Cezaevindeki arkadaşları onun ihtiyaçlarını gideriyor ve onlar ilgilenmezse kendi başına hiçbir şey yapamayacak duruma gelmiş. Görüşe bile tek başına çıkamıyor. Görüşe geldiği zaman arkadaşları kolundan tutup, yardım ederek getiriyorlar. En son gittiğimde tek başına sandalyede bile duramıyordu” dedi.
OĞLUNU FARKLI CEZAEVİNE GÖNDERDİLER
Kardeşinin de daha önce babasıyla aynı cezaevinde olduğunu ancak yetkililerin onları ayırdıklarını söyleyen Ayşe Güler, “Kardeşim ve babam cezaevindeler. Kardeşimle babam 1 buçuk yıl aynı cezaevinde kaldılar ama kısa bir süre sonra onları ayırdılar. Kardeşimin bu süreçte babamın yanında olması gerekiyordu. İçeride diğer arkadaşlar babamın ihtiyaçlarını karşılıyor ama kardeşim yanında olsaydı onun için daha iyi olacaktı. Babamın bir refakatçiye ve bakıma ihtiyacı var. Son süreçte telefon hakkını kullanırken bile arkadaşları yardımcı oluyor. Telefon hakkını kullanması gerektiğini bile onlar hatırlatıyor. Onların yardımı olmadan bizi arayamıyor” diye belirtti.
TEKERLEKLİ SANDALYESİ VERİLMİYOR
Babasının tedavi için iki aydır İskenderun T Tipi cezaevine götürüldüğünü ancak herhangi bir tedavi yapılmadığını dile getiren Ayşe Güler, şunları söyledi:
“Babam, Menemene R Tipi cezaevindeydi. Orada sözde tedavi olması için götürülmüş ama tedavi adına hiçbir şey yapılmadı. Babam normalde tekerlekli sandalyedeydi, önceki cezaevine elektrikli (Akülü) tekerlekli sandalye talebimiz olmuştu. Onlar da kabul etmişti ama İskenderun’a götürüldüğünden beri kendisine tekerlekli sandalyesi verilmiyor.
SAVCI TALEBİ KABUL ETTİ
Babama tekerlekli sandalye verilmesi için avukatlar başvuruda bulundu. Babamın durumunu gördükten sonraavukatla konuştum. Savcılığın talebi kabul ettiğini ancak cezaevi yönetimini beklediklerini söyledi. Babama yapılan bu haksızlığın hesabını kim ödeyecek? Babam gözlerimin önünde eriyor. Cezaevlerinde binlerce hasta tutsak var. Tutsaklar cezaevlerinde yaşamlarını yitiriyorlar. Babam da onlardan biri olacak diye korkuyoruz” ifadelerini kullandı.
“CEZAEVİNDE KALABİLİR” RAPORU VERİLDİ
Birçok hastalığı olan babasına “Cezaevinde kalabilir” raporu verildiğini hatırlatan Ayşe Güler, şunları kaydetti:
“Babam kalp hastası, iltihaplı eklem romatizması, tansiyon hastası, 2 gözünden de ameliyat oldu. Gözleri iyi görmüyor ve kulakları da ağır işitiyor. Bulunduğu şehirde ve İstanbul’daki ATK’ye götürüldü ancak bir sonuç çıkmadı. Raporu avukatlarıyla bile paylaşmıyorlar. Sadece ‘cezaevinde kalabilir’ deniliyor. Sadece babam değil onun durumunda olan birçok tutsak var. Onları bir an önce serbest bırakmaları gerekiyor. Bu insanları hayatlarını evlerinde geçirmeli. Sadece bunu istiyoruz.”
“HERKES ELİNİ VİCDANINA KOYMALI”
Adalet ve Sağlık Bakanlığı’na seslenen Ayşe Güler, “Bu konuda sorumluğu olan herkes elini vicdanına koymalı. İktidara, devlet görevlilerine sesleniyoruz; Geç olmadan buna bir çözüm bulunsun. Her partiden bir temsilci cezaevlerine gitmeli ve orada neler yaşanıyor, hasta tutsaklar ne durumda görmeliler. Devletin kendi yasalarını yerine getirmesini istiyoruz. Kendi yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Her şey askıda bu yüzden hangi kapıyı çalacağımızı da bilmiyoruz. Onların kapıları bizlere kapalıdır” dedi.