Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’in haberine göre, Diyarbakır ve Mardin’de yaşanan yangınlarda elektrik trafoları ve hatlarında bakım-onarım yapılmadığının ortaya çıkmasıyla gözler bir kez daha elektrik dağım şirketlerine çevrildi. Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’de (TEDAŞ) yaşanan özelleştirmeler de yangınlar sonrası gündeme geldi. AKP’liler, Diyarbakır Valiliği ve onlara yakın medya yangının anız nedeniyle ortaya çıktığını savundu. Hükümet ve onun denetimindeki kurum ve kuruluşların elektrik dağıtım şirketlerini neden savunduğu sorununun yanıtını ise Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş’deki (TEDAŞ) özelleştirmeler gözler önüne seriyor. Yangınla gündeme gelen DEDAŞ’ın bünyesinde bulunduğu Eksim Holding’in kurucu Abdullah Tivnikli hükümetin düşünce kuruluşu olarak bilinen Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) kurucuları arasında yer alıyor. Hükümetin koruması altındaki şirketlerden olan Eksim Holding’in yatırımlarına ilişkin devletin ajansı olan Anadolu Ajansı belli periyotlarla yayınlar yapıyor.
TEDAŞ özelleştirmelerinden de büyük pay kimlere gitti kimler, hangi dağıtım ihalelerini kazandı? Yapılan özelleştirmelerde, Cengiz Holding tek başına Akdeniz Elektrik Dağıtım, Boğaziçi Elektrik Dağıtım (BEDAŞ), Kolin Holding ile birlikte Çamlıbel Elektrik Dağıtım’ı, Alarko Holding ile birlikte ise Meram Elektrik Dağıtım’ı aldı. Çalık Grubu da tek başına Yeşilırmak Elektrik Dağıtım’ı, Kiler Grubu ile birlikte Aras Elektrik Dağıtım’ı alırken, İçtaş Holding Trakya Elektrik Dağıtım’ı, Eksim Holding Dicle Elektrik Dağıtım’ı, Türkerler Holding Vangölü Elektrik Dağıtım’ı, Sabancı Holding ve E.ON iştiraki ise İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım ve Toroslar Elektrik Dağıtım’ı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Afrika’da yaptığı enerji santralleri nedeniyle ödül alan Kazancı Holding ise Çoruh Elektrik Dağıtım ve Aksa Fırat Elektrik Dağıtım’ı aldı. Çanakkale Lapseki’de TÜMAD altın madenini işleten Nurol Holding, Göksu Elektrik Dağıtım’ı, Manisa ve Eskişehir’de nikel madenleri işleten Zorlu Holding Osmangazi Elektrik Dağıtım’ı aldı.
AKP iktidarı döneminde devlet ihalelerine ambargo koyan, vergileri silinen, sürekli korunan yandaş şirketler, bir yandan da ekolojik yıkıma devem etti. Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda kömür ocağı, Kazdağları’nda ise altın madeni açmak için onbinlerce ağaç kesen bu şirketler halkların yaşam alanlarını yok etmek içinde elinden geleni yaptı. Bu şirketlerin bir diğer ortak özelliği ise vergi borçları için sık sık gelen aflar ve kamudan aldıkları yüksek “kazançlı” ihaleler.
CENGİZ İHALELERDE ZİRVEDE
Bunların başında 2020’de Dünya Bankası’nın açıkladığı listeye göre, dünyada kamudan en çok ihale alan ilk 10 şirket arasına giren Cengiz Holding yer alıyor. Cengiz, özelleştirmeler sürecinde ETİ Bakır’ın Küre ve Samsun’daki işletmeleri ile Mardin-Mazıdağı’daki Fosfat tesislerini, Konya’daki ETİ Alüminyum, ETİ Bakır’ın Murgul işletmesini, ETİ’nin Hasköy tesislerini, Alanya Yat Limanı ile Ereğli ve Giresun limanlarını aldı. Yine Elazığ’da Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından bulunan, toplam piyasa değerinin 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen maden rezervinin ihalesini de Halil Bacacı ile birlikte Cengiz Holding aldı.
Özelleştirmelerin yanı sıra aldığı inşaat, maden ve taş ocağı ihaleleri ile ekolojik yıkım yaratan Cengiz sadece İstanbul Havalimanı için Kuzey Ormanlarında 13 milyon ağacı kesti, Rize İyidere’de denize dolgu yapmak için İkizdere’de dünyaca ünlü İşkencedere Vadisi’ni taş ocağı ile yok etti. Cengiz Holding, Çanakkale Karabiga’da da mahkeme kararına rağmen zeytinlik alanlara ve arkeolojik alanlara yakın bir bölgede termik santral kurdu. Kuzey Marmara Otoyolu, Ordu-Giresun Havalimanı ile birlikte birçok yol, köprü ve baraj ihalesi alan Cengiz Rize-Artvin Havalimanı’nı ise ASL İnşaat ile ortak yaptı. Yine Artvin’de Cerattepe’yi yok eden Cengiz Holding, Muğla Bodrum’da bulunan Cennet Koy’da ise koruma altında olan 678 bin metrekarelik araziye turistik tesis ve rezidans yapmak için çalışmalarını sürdürüyor.
LİMAK: ENEJİ, MADEN
Muğla Milas’taki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini ortağı İÇTAŞ ile birlikte alan Limak ise bu santrallere kömür sağlamak için Akbelen Ormanı’nında binlerce ağacı kesti, köylüleri susuz bıraktı, evlerin yakınında dinamit patlatmaya devam ediyor. Türkiye’nin neresinde bir talan varsa karşımıza çıkan Limak, Fırat ve Dicle Nehri, Botan Çayı, Munzur Suyu, Peri Suyu üzerinde Hidroelektrik Santral ve barajlar kurdu, Aydın’da Jeotermal Enerji Santrali, Sakarya Nehri üzerinde 2 tana baraj yaparak su kaynaklarını talan etti. Son olarak MNG Holding ile birlikte “Silvan Tüneli İkmali” ihalesini alan Limak, Çanakkale Köprüsü, Kuzey Marmara Çevreyolu, Yusufeli Barajı gibi eko-kırıma neden olan ihalelerin yanı sıra yine birçok baraj, yol ve inşaat ihalesinin de sahibi oldu.
KALYON-KOLİN: DÖRT BİR YANDA İNŞAAT
İstanbul Havalimanı inşaatının ortaklarından Kalyon ise inşaat ve enerji gibi sektörlerde kendisini gösteriyor. Devlet ihalelerinin bir numaralı kazananlarından Kalyon, Ordu, Giresun ve Gümüşhane’de HES’ler kurdu, Kuzey Marmara Otoyolu için de milyonlarca ağacı kesti. Yine bu ortaklardan Kolin Holding de Edirne’de mera alanına taş ocağından, Manisa Soma’da zeytinliğe termik santrale kadar birçok talanın içinde yer aldı. Malatya’dan Gümüşhane’ye, Antalya’dan İstanbul’a kadar ülkenin neredeyse dört bir yanında baraj, HES, otoyol ve termik santral gibi onlarca talana imza attı. Şirketin en büyük talanı ise Cengiz İnşaat ile birlikte girdikleri ve Karadeniz’in 8 ilindeki yaylaları talan ve ranta açan “Yeşil Yol” projesi oldu. Bu proje için çıkarılan ihalelerin de büyük kısmını bu iki firma alırken, yaylalar bir bir talan edildi.
ŞİRKETLER ZENGİN OLDU, HALK YOKSUL KALDI
Bu firmaların yanı sıra Maslak’taki askeri alanın boşaltılması sonrasında ormanları keserek inşaat yapan, Muğla’da Bargilya Tuzlası Sulak Alanı’na inşaat yapmak isteyen Ağaoğlu, koruma altında olan Artvin Arhavi’deki Kamilet Vadisi’ni HES yapan MNG gibi holdinglerde eko-kırım ile para kazanmaya devam ediyor. Bu şirketler ihalelerle servetlerine servet katarken, yurttaşlar ise bir yandan sağlıklarını bir yandan da doğasını, toprağını, suyunu kaybediyor. Dersim’den Giresun’a yapılan HES’ler su kaynaklarını kuruttu, Soma’dan Akbelen’e madenler ormanları ve yaşam alanlarını yok etti, Malatya’dan Diyarbakır’a yol, baraj ve köprüler şirketleri zengin, halkı yoksul yaptı.