Uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan yolsuzluk haritalarında Türkiye listenin hep en üst sıralarında. Yani en çok yolsuzluk yapılan ülkeler arasında.
1 Temmuz Çarşamba tarihli yazısında Cömert, ekonomide İslamilik indeksine göre, ekonomisi en İslami olan ülkelerin İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg olduğunu, Türkiye’nin 72., Suudi Arabistan’ın 91. ve İran’ın 139. olduğuna dikkat çekti.
İki Müslüman akademisyenin, George Washington Üniversitesinin neşrettiği Global Economic Journal’de, özgürlük, fırsat eşitliği, adalet, dürüstlük gibi kriterleri baz alarak bir indeks hazırladığını ifade eden Cömert, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu kötü tablo karşısında, “Halbuki, fakir de olsak, dürüst olmalıydık” eleştirisini getirdi.
Ardından da, “Çünkü biz Müslümanız, ahlaklıyız, adaletliyiz. Değil mi? Yeryüzündeki duruşumuz, ne kadar yalan!” yorumunu yapan Cömert, bu konudaki tespit ve eleştirilerini şu satırlarla sürdürdü:
“Önümde başka bir harita var. Dünyanın ‘yolsuzluk’ haritası. Ülkeler, yolsuzluk derecelerine göre boyanmışlar. Açık sarıdan kirli sarıya, turuncudan bayrak kırmızısına. Yolsuzluk arttıkça renkler koyulaşıyor. En yolsuz ülkeleri vişne rengine boyamışlar.
Danimarka, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Finlandiya, Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya’nın rengi açık sarı.
Açık sarı alanda tek Müslüman ülke Singapur. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Japonya, Şili, Uruguay, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler kirli sarı.
Kirli sarıdaki ‘kirli’ sıfatı kafa karıştırmasın. Haritayı boyayanlar ‘az yolsuzluk’ için bu rengi tercih etmişler.
‘Temiz’ bölgedeki Müslümanlar, dünyadaki Müslüman nüfusun yüzde birine bile tekabül etmiyor.
Biz, yani Türkiye, Balkan ülkeleri, Brezilya, Güney Afrika, Tunus, Suudi Arabistan, Ürdün’le birlikte kırmızıya yakın turuncuyuz. Mısır, Cezayir, Fas, Çin, Hindistan’da kızıllık yoğunlaşıyor.
Rusya, İran, Meksika, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri, Afrika’daki bir çok ülke, Latin Amerika’daki Peru, Ekvador, Kolombiya ve saire biraz daha koyu kırmızı.
Vişne rengi olanlar… Venezuela, Kongo, Libya, Sudan, Irak.
Manzaramız şu:
Müslümanların yüzde 90’ından fazlası yolsuzluğun yaygın ya da çok yaygın olarak irtikap edildiği ülkelerde yaşıyorlar.”
Müslüman ülkelerdeki, yöneticiler, elitler, siyasetçiler ve bürokratların, Avrupa’daki, Kuzey Amerika’daki emsallerine göre çok daha fazla yolsuzluk yaptıklarına değinen Cömert, yolsuzluğu yöneticilerin yaptığını kabul etmekle birlikte, işin toplum tarafının da kirli olduğundan dem vurdu.
“Bu değneğin iki ucu da kirli” yorumunu yapan Cömert, Müslüman yöneticilerin, ülkelerindeki Müslüman ahaliyle beraber yolsuzluk yaptıklarını hatırlattı. Bu kötü karnenin sadece yöneticilerin değil aynı zamanda toplumun da olduğunu ifade eden Cömert, yazısını, “Şimdi ne oldu bizim Müslümanlığımız” sorusuyla sürdürdü.
Bu liste nedeniyle Müslümanların utanması gerektiğini kaydeden Cömert, satırlarını şöyle sürdürdü:
“Utanmamız gerekiyor mu bu liste yüzünden? Kimden utanacağız, eğer yüzümüzde utanmadan eser kaldıysa? Boş verin listenin temiz yerinde duran ülkeleri… Allah’tan, Peygamber’den utanmaz mıyız? Listeyi hazırlayanlara rüşvet verseydik, bizi biraz yukarılara yazarlar mıydı acaba?”
Uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan yolsuzluk haritalarında Türkiye listenin hep en üst sıralarında. Yani en çok yolsuzluk yapılan ülkeler arasında.
1 Temmuz Çarşamba tarihli yazısında Cömert, ekonomide İslamilik indeksine göre, ekonomisi en İslami olan ülkelerin İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg olduğunu, Türkiye’nin 72., Suudi Arabistan’ın 91. ve İran’ın 139. olduğuna dikkat çekti.
İki Müslüman akademisyenin, George Washington Üniversitesinin neşrettiği Global Economic Journal’de, özgürlük, fırsat eşitliği, adalet, dürüstlük gibi kriterleri baz alarak bir indeks hazırladığını ifade eden Cömert, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu kötü tablo karşısında, “Halbuki, fakir de olsak, dürüst olmalıydık” eleştirisini getirdi.
Ardından da, “Çünkü biz Müslümanız, ahlaklıyız, adaletliyiz. Değil mi? Yeryüzündeki duruşumuz, ne kadar yalan!” yorumunu yapan Cömert, bu konudaki tespit ve eleştirilerini şu satırlarla sürdürdü:
“Önümde başka bir harita var. Dünyanın ‘yolsuzluk’ haritası. Ülkeler, yolsuzluk derecelerine göre boyanmışlar. Açık sarıdan kirli sarıya, turuncudan bayrak kırmızısına. Yolsuzluk arttıkça renkler koyulaşıyor. En yolsuz ülkeleri vişne rengine boyamışlar.
Danimarka, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Finlandiya, Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya’nın rengi açık sarı.
Açık sarı alanda tek Müslüman ülke Singapur. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Japonya, Şili, Uruguay, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler kirli sarı.
Kirli sarıdaki ‘kirli’ sıfatı kafa karıştırmasın. Haritayı boyayanlar ‘az yolsuzluk’ için bu rengi tercih etmişler.
‘Temiz’ bölgedeki Müslümanlar, dünyadaki Müslüman nüfusun yüzde birine bile tekabül etmiyor.
Biz, yani Türkiye, Balkan ülkeleri, Brezilya, Güney Afrika, Tunus, Suudi Arabistan, Ürdün’le birlikte kırmızıya yakın turuncuyuz. Mısır, Cezayir, Fas, Çin, Hindistan’da kızıllık yoğunlaşıyor.
Rusya, İran, Meksika, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri, Afrika’daki bir çok ülke, Latin Amerika’daki Peru, Ekvador, Kolombiya ve saire biraz daha koyu kırmızı.
Vişne rengi olanlar… Venezuela, Kongo, Libya, Sudan, Irak.
Manzaramız şu:
Müslümanların yüzde 90’ından fazlası yolsuzluğun yaygın ya da çok yaygın olarak irtikap edildiği ülkelerde yaşıyorlar.”
Müslüman ülkelerdeki, yöneticiler, elitler, siyasetçiler ve bürokratların, Avrupa’daki, Kuzey Amerika’daki emsallerine göre çok daha fazla yolsuzluk yaptıklarına değinen Cömert, yolsuzluğu yöneticilerin yaptığını kabul etmekle birlikte, işin toplum tarafının da kirli olduğundan dem vurdu.
“Bu değneğin iki ucu da kirli” yorumunu yapan Cömert, Müslüman yöneticilerin, ülkelerindeki Müslüman ahaliyle beraber yolsuzluk yaptıklarını hatırlattı. Bu kötü karnenin sadece yöneticilerin değil aynı zamanda toplumun da olduğunu ifade eden Cömert, yazısını, “Şimdi ne oldu bizim Müslümanlığımız” sorusuyla sürdürdü.
Bu liste nedeniyle Müslümanların utanması gerektiğini kaydeden Cömert, satırlarını şöyle sürdürdü:
“Utanmamız gerekiyor mu bu liste yüzünden? Kimden utanacağız, eğer yüzümüzde utanmadan eser kaldıysa? Boş verin listenin temiz yerinde duran ülkeleri… Allah’tan, Peygamber’den utanmaz mıyız? Listeyi hazırlayanlara rüşvet verseydik, bizi biraz yukarılara yazarlar mıydı acaba?”
Uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan yolsuzluk haritalarında Türkiye listenin hep en üst sıralarında. Yani en çok yolsuzluk yapılan ülkeler arasında.
1 Temmuz Çarşamba tarihli yazısında Cömert, ekonomide İslamilik indeksine göre, ekonomisi en İslami olan ülkelerin İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg olduğunu, Türkiye’nin 72., Suudi Arabistan’ın 91. ve İran’ın 139. olduğuna dikkat çekti.
İki Müslüman akademisyenin, George Washington Üniversitesinin neşrettiği Global Economic Journal’de, özgürlük, fırsat eşitliği, adalet, dürüstlük gibi kriterleri baz alarak bir indeks hazırladığını ifade eden Cömert, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu kötü tablo karşısında, “Halbuki, fakir de olsak, dürüst olmalıydık” eleştirisini getirdi.
Ardından da, “Çünkü biz Müslümanız, ahlaklıyız, adaletliyiz. Değil mi? Yeryüzündeki duruşumuz, ne kadar yalan!” yorumunu yapan Cömert, bu konudaki tespit ve eleştirilerini şu satırlarla sürdürdü:
“Önümde başka bir harita var. Dünyanın ‘yolsuzluk’ haritası. Ülkeler, yolsuzluk derecelerine göre boyanmışlar. Açık sarıdan kirli sarıya, turuncudan bayrak kırmızısına. Yolsuzluk arttıkça renkler koyulaşıyor. En yolsuz ülkeleri vişne rengine boyamışlar.
Danimarka, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Finlandiya, Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya’nın rengi açık sarı.
Açık sarı alanda tek Müslüman ülke Singapur. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Japonya, Şili, Uruguay, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler kirli sarı.
Kirli sarıdaki ‘kirli’ sıfatı kafa karıştırmasın. Haritayı boyayanlar ‘az yolsuzluk’ için bu rengi tercih etmişler.
‘Temiz’ bölgedeki Müslümanlar, dünyadaki Müslüman nüfusun yüzde birine bile tekabül etmiyor.
Biz, yani Türkiye, Balkan ülkeleri, Brezilya, Güney Afrika, Tunus, Suudi Arabistan, Ürdün’le birlikte kırmızıya yakın turuncuyuz. Mısır, Cezayir, Fas, Çin, Hindistan’da kızıllık yoğunlaşıyor.
Rusya, İran, Meksika, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri, Afrika’daki bir çok ülke, Latin Amerika’daki Peru, Ekvador, Kolombiya ve saire biraz daha koyu kırmızı.
Vişne rengi olanlar… Venezuela, Kongo, Libya, Sudan, Irak.
Manzaramız şu:
Müslümanların yüzde 90’ından fazlası yolsuzluğun yaygın ya da çok yaygın olarak irtikap edildiği ülkelerde yaşıyorlar.”
Müslüman ülkelerdeki, yöneticiler, elitler, siyasetçiler ve bürokratların, Avrupa’daki, Kuzey Amerika’daki emsallerine göre çok daha fazla yolsuzluk yaptıklarına değinen Cömert, yolsuzluğu yöneticilerin yaptığını kabul etmekle birlikte, işin toplum tarafının da kirli olduğundan dem vurdu.
“Bu değneğin iki ucu da kirli” yorumunu yapan Cömert, Müslüman yöneticilerin, ülkelerindeki Müslüman ahaliyle beraber yolsuzluk yaptıklarını hatırlattı. Bu kötü karnenin sadece yöneticilerin değil aynı zamanda toplumun da olduğunu ifade eden Cömert, yazısını, “Şimdi ne oldu bizim Müslümanlığımız” sorusuyla sürdürdü.
Bu liste nedeniyle Müslümanların utanması gerektiğini kaydeden Cömert, satırlarını şöyle sürdürdü:
“Utanmamız gerekiyor mu bu liste yüzünden? Kimden utanacağız, eğer yüzümüzde utanmadan eser kaldıysa? Boş verin listenin temiz yerinde duran ülkeleri… Allah’tan, Peygamber’den utanmaz mıyız? Listeyi hazırlayanlara rüşvet verseydik, bizi biraz yukarılara yazarlar mıydı acaba?”
Uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan yolsuzluk haritalarında Türkiye listenin hep en üst sıralarında. Yani en çok yolsuzluk yapılan ülkeler arasında.
1 Temmuz Çarşamba tarihli yazısında Cömert, ekonomide İslamilik indeksine göre, ekonomisi en İslami olan ülkelerin İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg olduğunu, Türkiye’nin 72., Suudi Arabistan’ın 91. ve İran’ın 139. olduğuna dikkat çekti.
İki Müslüman akademisyenin, George Washington Üniversitesinin neşrettiği Global Economic Journal’de, özgürlük, fırsat eşitliği, adalet, dürüstlük gibi kriterleri baz alarak bir indeks hazırladığını ifade eden Cömert, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu kötü tablo karşısında, “Halbuki, fakir de olsak, dürüst olmalıydık” eleştirisini getirdi.
Ardından da, “Çünkü biz Müslümanız, ahlaklıyız, adaletliyiz. Değil mi? Yeryüzündeki duruşumuz, ne kadar yalan!” yorumunu yapan Cömert, bu konudaki tespit ve eleştirilerini şu satırlarla sürdürdü:
“Önümde başka bir harita var. Dünyanın ‘yolsuzluk’ haritası. Ülkeler, yolsuzluk derecelerine göre boyanmışlar. Açık sarıdan kirli sarıya, turuncudan bayrak kırmızısına. Yolsuzluk arttıkça renkler koyulaşıyor. En yolsuz ülkeleri vişne rengine boyamışlar.
Danimarka, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Finlandiya, Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya’nın rengi açık sarı.
Açık sarı alanda tek Müslüman ülke Singapur. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Japonya, Şili, Uruguay, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler kirli sarı.
Kirli sarıdaki ‘kirli’ sıfatı kafa karıştırmasın. Haritayı boyayanlar ‘az yolsuzluk’ için bu rengi tercih etmişler.
‘Temiz’ bölgedeki Müslümanlar, dünyadaki Müslüman nüfusun yüzde birine bile tekabül etmiyor.
Biz, yani Türkiye, Balkan ülkeleri, Brezilya, Güney Afrika, Tunus, Suudi Arabistan, Ürdün’le birlikte kırmızıya yakın turuncuyuz. Mısır, Cezayir, Fas, Çin, Hindistan’da kızıllık yoğunlaşıyor.
Rusya, İran, Meksika, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri, Afrika’daki bir çok ülke, Latin Amerika’daki Peru, Ekvador, Kolombiya ve saire biraz daha koyu kırmızı.
Vişne rengi olanlar… Venezuela, Kongo, Libya, Sudan, Irak.
Manzaramız şu:
Müslümanların yüzde 90’ından fazlası yolsuzluğun yaygın ya da çok yaygın olarak irtikap edildiği ülkelerde yaşıyorlar.”
Müslüman ülkelerdeki, yöneticiler, elitler, siyasetçiler ve bürokratların, Avrupa’daki, Kuzey Amerika’daki emsallerine göre çok daha fazla yolsuzluk yaptıklarına değinen Cömert, yolsuzluğu yöneticilerin yaptığını kabul etmekle birlikte, işin toplum tarafının da kirli olduğundan dem vurdu.
“Bu değneğin iki ucu da kirli” yorumunu yapan Cömert, Müslüman yöneticilerin, ülkelerindeki Müslüman ahaliyle beraber yolsuzluk yaptıklarını hatırlattı. Bu kötü karnenin sadece yöneticilerin değil aynı zamanda toplumun da olduğunu ifade eden Cömert, yazısını, “Şimdi ne oldu bizim Müslümanlığımız” sorusuyla sürdürdü.
Bu liste nedeniyle Müslümanların utanması gerektiğini kaydeden Cömert, satırlarını şöyle sürdürdü:
“Utanmamız gerekiyor mu bu liste yüzünden? Kimden utanacağız, eğer yüzümüzde utanmadan eser kaldıysa? Boş verin listenin temiz yerinde duran ülkeleri… Allah’tan, Peygamber’den utanmaz mıyız? Listeyi hazırlayanlara rüşvet verseydik, bizi biraz yukarılara yazarlar mıydı acaba?”