Et ve sebze fiyatları öyle bir noktada ki tarifi bırakıp isyanını yazdı.
Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Ekonominin hali malum, Euro 4’ü geçip gitti bile, markette pazarda fiyatlar el yakıyor. Daha dün akşam küçük bir market alışverişi yaparken, bir paket organik yumurtanın 15, bir kg somonun 70 TL olduğunu gördüm. Sebzeler meyveler de öyle, örneğin bir demet taze soğan geçtiğimiz hafta bir ara 12 TL fiyata görülebiliyordu. En son Standart&Poors ve Fitch değerlendirmeleri sonunda Pazartesi günü daha da fakirleşeceğimizi de şimdiden biliyoruz ne yazık ki.
Bu yüksek fiyatlar, zaten zorlukla ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca ailenin hayatını çok daha zor hale getiriyor. Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Hal böyle olunca, restoranlar da duruma dayanamıyor. Bir yandan tam güçle gelen ekonomik kriz, bir yandan alkol üzerindeki dehşet orandaki vergiler, zaten işletmeleri çok zorlarken, son 1,5 yılda yeniden ortaya çıkan terör sonrasında insanların da dışarıda vakit geçirmeme tercihleri sonucu, bir çok restoran kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Daha önce Radikal gazetesinde yazdığım dönemde tanıttığım restoranlardan bir çoğu bugün yok.
İşin turizm tarafına bakarsanız, orada da durumun ne kadar kötüye gittiğini size iki örnekle anlatayım. İşim dolayısıyla çok sık seyahat etmem gerekiyor ve İstanbul’da genellikle hep aynı oteli tercih ediyorum. Bu otel, 2015 yılı sonuna kadar gecelik 110 euro fiyat verirken, şu anda geldiğimiz noktada 250 TL, yani yaklaşık 62 euro fiyat veriyor. Yine İstanbul’un en ünlü otellerinden birinde 2015 Aralık’ta 140 euro manzarasız oda fiyatı iken, 2016 Aralık’ta aynı otelde 90 euro bedelle boğaz manzaralı odada kaldım.
Bütün bu düşen fiyatlara rağmen, oteller artık dolmuyor. Turizm zor durumda. İlk olarak hizmet kalitesinde ufak düşüşler başladı, mesela kahvaltı çeşitlerinde ciddi kalite kaybı var. Ancak bu iş böyle devam edecek olursa, ülkemizdeki bir çok otelin de kapılarını kapatması kaçınılmaz olacak.
Kasım 2015 seçimlerinde istikrar sürsün, ekonomi düzelsin, terör olmasın beklentileriyle verilen oylar bu denli vahim şekilde sonuçsuz kaldıktan sonra bile, yine aynı argümanları öne sürerek anayasa değişikliği geçsin de tüm güçler tek kişide toplansın demek, ne yazık ki en kibar dille, insanların zekasını olduğundan düşük görmektir.
Neyse, ben aslen yeme içme konularında yazan bir insanım, bugün gerçekten çok dolmuşum sanırım, somonun fiyatı gerçekten ağrıma gitmiş olmalı. Aslında çok konumun dışına da çıkmış sayılmam herhalde.
Size güzel yemek tarifleri ve restoran değerlendirmeleri yapacağım mutlu huzurlu günlerde görüşmeye devam etmek dileğiyle, Hayırlı Pazarlar dilerim.
Et ve sebze fiyatları öyle bir noktada ki tarifi bırakıp isyanını yazdı.
Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Ekonominin hali malum, Euro 4’ü geçip gitti bile, markette pazarda fiyatlar el yakıyor. Daha dün akşam küçük bir market alışverişi yaparken, bir paket organik yumurtanın 15, bir kg somonun 70 TL olduğunu gördüm. Sebzeler meyveler de öyle, örneğin bir demet taze soğan geçtiğimiz hafta bir ara 12 TL fiyata görülebiliyordu. En son Standart&Poors ve Fitch değerlendirmeleri sonunda Pazartesi günü daha da fakirleşeceğimizi de şimdiden biliyoruz ne yazık ki.
Bu yüksek fiyatlar, zaten zorlukla ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca ailenin hayatını çok daha zor hale getiriyor. Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Hal böyle olunca, restoranlar da duruma dayanamıyor. Bir yandan tam güçle gelen ekonomik kriz, bir yandan alkol üzerindeki dehşet orandaki vergiler, zaten işletmeleri çok zorlarken, son 1,5 yılda yeniden ortaya çıkan terör sonrasında insanların da dışarıda vakit geçirmeme tercihleri sonucu, bir çok restoran kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Daha önce Radikal gazetesinde yazdığım dönemde tanıttığım restoranlardan bir çoğu bugün yok.
İşin turizm tarafına bakarsanız, orada da durumun ne kadar kötüye gittiğini size iki örnekle anlatayım. İşim dolayısıyla çok sık seyahat etmem gerekiyor ve İstanbul’da genellikle hep aynı oteli tercih ediyorum. Bu otel, 2015 yılı sonuna kadar gecelik 110 euro fiyat verirken, şu anda geldiğimiz noktada 250 TL, yani yaklaşık 62 euro fiyat veriyor. Yine İstanbul’un en ünlü otellerinden birinde 2015 Aralık’ta 140 euro manzarasız oda fiyatı iken, 2016 Aralık’ta aynı otelde 90 euro bedelle boğaz manzaralı odada kaldım.
Bütün bu düşen fiyatlara rağmen, oteller artık dolmuyor. Turizm zor durumda. İlk olarak hizmet kalitesinde ufak düşüşler başladı, mesela kahvaltı çeşitlerinde ciddi kalite kaybı var. Ancak bu iş böyle devam edecek olursa, ülkemizdeki bir çok otelin de kapılarını kapatması kaçınılmaz olacak.
Kasım 2015 seçimlerinde istikrar sürsün, ekonomi düzelsin, terör olmasın beklentileriyle verilen oylar bu denli vahim şekilde sonuçsuz kaldıktan sonra bile, yine aynı argümanları öne sürerek anayasa değişikliği geçsin de tüm güçler tek kişide toplansın demek, ne yazık ki en kibar dille, insanların zekasını olduğundan düşük görmektir.
Neyse, ben aslen yeme içme konularında yazan bir insanım, bugün gerçekten çok dolmuşum sanırım, somonun fiyatı gerçekten ağrıma gitmiş olmalı. Aslında çok konumun dışına da çıkmış sayılmam herhalde.
Size güzel yemek tarifleri ve restoran değerlendirmeleri yapacağım mutlu huzurlu günlerde görüşmeye devam etmek dileğiyle, Hayırlı Pazarlar dilerim.
Et ve sebze fiyatları öyle bir noktada ki tarifi bırakıp isyanını yazdı.
Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Ekonominin hali malum, Euro 4’ü geçip gitti bile, markette pazarda fiyatlar el yakıyor. Daha dün akşam küçük bir market alışverişi yaparken, bir paket organik yumurtanın 15, bir kg somonun 70 TL olduğunu gördüm. Sebzeler meyveler de öyle, örneğin bir demet taze soğan geçtiğimiz hafta bir ara 12 TL fiyata görülebiliyordu. En son Standart&Poors ve Fitch değerlendirmeleri sonunda Pazartesi günü daha da fakirleşeceğimizi de şimdiden biliyoruz ne yazık ki.
Bu yüksek fiyatlar, zaten zorlukla ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca ailenin hayatını çok daha zor hale getiriyor. Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Hal böyle olunca, restoranlar da duruma dayanamıyor. Bir yandan tam güçle gelen ekonomik kriz, bir yandan alkol üzerindeki dehşet orandaki vergiler, zaten işletmeleri çok zorlarken, son 1,5 yılda yeniden ortaya çıkan terör sonrasında insanların da dışarıda vakit geçirmeme tercihleri sonucu, bir çok restoran kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Daha önce Radikal gazetesinde yazdığım dönemde tanıttığım restoranlardan bir çoğu bugün yok.
İşin turizm tarafına bakarsanız, orada da durumun ne kadar kötüye gittiğini size iki örnekle anlatayım. İşim dolayısıyla çok sık seyahat etmem gerekiyor ve İstanbul’da genellikle hep aynı oteli tercih ediyorum. Bu otel, 2015 yılı sonuna kadar gecelik 110 euro fiyat verirken, şu anda geldiğimiz noktada 250 TL, yani yaklaşık 62 euro fiyat veriyor. Yine İstanbul’un en ünlü otellerinden birinde 2015 Aralık’ta 140 euro manzarasız oda fiyatı iken, 2016 Aralık’ta aynı otelde 90 euro bedelle boğaz manzaralı odada kaldım.
Bütün bu düşen fiyatlara rağmen, oteller artık dolmuyor. Turizm zor durumda. İlk olarak hizmet kalitesinde ufak düşüşler başladı, mesela kahvaltı çeşitlerinde ciddi kalite kaybı var. Ancak bu iş böyle devam edecek olursa, ülkemizdeki bir çok otelin de kapılarını kapatması kaçınılmaz olacak.
Kasım 2015 seçimlerinde istikrar sürsün, ekonomi düzelsin, terör olmasın beklentileriyle verilen oylar bu denli vahim şekilde sonuçsuz kaldıktan sonra bile, yine aynı argümanları öne sürerek anayasa değişikliği geçsin de tüm güçler tek kişide toplansın demek, ne yazık ki en kibar dille, insanların zekasını olduğundan düşük görmektir.
Neyse, ben aslen yeme içme konularında yazan bir insanım, bugün gerçekten çok dolmuşum sanırım, somonun fiyatı gerçekten ağrıma gitmiş olmalı. Aslında çok konumun dışına da çıkmış sayılmam herhalde.
Size güzel yemek tarifleri ve restoran değerlendirmeleri yapacağım mutlu huzurlu günlerde görüşmeye devam etmek dileğiyle, Hayırlı Pazarlar dilerim.
Et ve sebze fiyatları öyle bir noktada ki tarifi bırakıp isyanını yazdı.
Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Ekonominin hali malum, Euro 4’ü geçip gitti bile, markette pazarda fiyatlar el yakıyor. Daha dün akşam küçük bir market alışverişi yaparken, bir paket organik yumurtanın 15, bir kg somonun 70 TL olduğunu gördüm. Sebzeler meyveler de öyle, örneğin bir demet taze soğan geçtiğimiz hafta bir ara 12 TL fiyata görülebiliyordu. En son Standart&Poors ve Fitch değerlendirmeleri sonunda Pazartesi günü daha da fakirleşeceğimizi de şimdiden biliyoruz ne yazık ki.
Bu yüksek fiyatlar, zaten zorlukla ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca ailenin hayatını çok daha zor hale getiriyor. Ülkemizde bir çok aile evine ayda 1-2 kg eti zor götürüyor. Et dediğiniz de zaten uçtu gitti, bir kg yağsız kıyma alayım deseniz minimum 50 TL’yi gözden çıkartıyorsunuz.
Hal böyle olunca, restoranlar da duruma dayanamıyor. Bir yandan tam güçle gelen ekonomik kriz, bir yandan alkol üzerindeki dehşet orandaki vergiler, zaten işletmeleri çok zorlarken, son 1,5 yılda yeniden ortaya çıkan terör sonrasında insanların da dışarıda vakit geçirmeme tercihleri sonucu, bir çok restoran kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Daha önce Radikal gazetesinde yazdığım dönemde tanıttığım restoranlardan bir çoğu bugün yok.
İşin turizm tarafına bakarsanız, orada da durumun ne kadar kötüye gittiğini size iki örnekle anlatayım. İşim dolayısıyla çok sık seyahat etmem gerekiyor ve İstanbul’da genellikle hep aynı oteli tercih ediyorum. Bu otel, 2015 yılı sonuna kadar gecelik 110 euro fiyat verirken, şu anda geldiğimiz noktada 250 TL, yani yaklaşık 62 euro fiyat veriyor. Yine İstanbul’un en ünlü otellerinden birinde 2015 Aralık’ta 140 euro manzarasız oda fiyatı iken, 2016 Aralık’ta aynı otelde 90 euro bedelle boğaz manzaralı odada kaldım.
Bütün bu düşen fiyatlara rağmen, oteller artık dolmuyor. Turizm zor durumda. İlk olarak hizmet kalitesinde ufak düşüşler başladı, mesela kahvaltı çeşitlerinde ciddi kalite kaybı var. Ancak bu iş böyle devam edecek olursa, ülkemizdeki bir çok otelin de kapılarını kapatması kaçınılmaz olacak.
Kasım 2015 seçimlerinde istikrar sürsün, ekonomi düzelsin, terör olmasın beklentileriyle verilen oylar bu denli vahim şekilde sonuçsuz kaldıktan sonra bile, yine aynı argümanları öne sürerek anayasa değişikliği geçsin de tüm güçler tek kişide toplansın demek, ne yazık ki en kibar dille, insanların zekasını olduğundan düşük görmektir.
Neyse, ben aslen yeme içme konularında yazan bir insanım, bugün gerçekten çok dolmuşum sanırım, somonun fiyatı gerçekten ağrıma gitmiş olmalı. Aslında çok konumun dışına da çıkmış sayılmam herhalde.
Size güzel yemek tarifleri ve restoran değerlendirmeleri yapacağım mutlu huzurlu günlerde görüşmeye devam etmek dileğiyle, Hayırlı Pazarlar dilerim.