Türkiye’de reel sektörün nabzını tutan öncü göstergelerden biri olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi), Temmuz ayında da olumsuz sinyaller vermeye devam etti. S&P Global işbirliğiyle hazırlanan endeks, Temmuz 2025’te 47,2’ye gerileyerek son sekiz ayın en düşük seviyesini gördü. Endeks, Haziran ayında 48,2 seviyesindeydi.
Hatırlanacağı üzere, PMI endeksinde 50’nin altı sektörel daralmaya, 50’nin üzeri ise büyümeye işaret ediyor. Temmuz verisiyle birlikte imalat sektöründe daralma üst üste ikinci ayda da sürdü. Bu durum, Türkiye ekonomisinin üretim ayağında yaşanan yavaşlamanın geçici değil, yapısal riskler taşıyan bir sürece evrildiği yönünde yorumlandı.
Üretim ve siparişlerde eş zamanlı düşüş
İSO raporuna göre Temmuz ayında hem iç hem dış talepte belirgin bir yavaşlama yaşandı. İç pazarda tüketici güveninin zayıf seyretmesi, firmaların yeni sipariş alma kapasitesini düşürürken, dış pazarlarda da jeopolitik gerilimler ve küresel durgunluk etkili oldu. Yeni ihracat siparişleri, pandemi sonrası dönemdeki en sert düşüşlerden birini yaşadı.
Karar Gazetesi’nde yer alan habere göre, sanayiciler özellikle enerji maliyetleri, krediye erişimdeki zorluklar ve artan kur baskısı nedeniyle üretim planlarını küçültmeye başladı. Ayrıca bazı firmaların üretim vardiyalarında azaltmaya gittiği, bu durumun ilerleyen aylarda istihdama da olumsuz yansıyabileceği dile getiriliyor.
Hammaddeye ulaşmak zorlaştı
Raporda öne çıkan bir başka önemli unsur ise tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar oldu. Girdi maliyetlerinde kur kaynaklı artış devam ederken, hammadde tedarikinde yaşanan gecikmeler firmaları üretim planlarını revize etmeye zorladı.
Sanayiciler, enflasyondaki yüksek seyrin fiyatlama davranışlarını da bozduğunu, bu durumun ihracat rekabetçiliğini zayıflattığını ifade ediyor. Fiyatlar tarafında ise firmaların, maliyet artışlarını satış fiyatlarına tam olarak yansıtamadığı raporda özellikle vurgulandı.
İstihdamda yavaşlama
İstihdam tarafında ise artış sürse de ivme belirgin şekilde azaldı. Bazı sektörlerde işçi çıkarmaların gündeme geldiği, özellikle küçük ve orta ölçekli firmalarda kapasite düşüşünün insan kaynağına doğrudan yansıdığı görülüyor.
Anket katılımcılarının büyük kısmı, önümüzdeki üç aylık dönemde belirsizliklerin devam edeceği görüşünde. Seçim sonrası ekonomik reformlar ve teşviklerin şekli henüz netleşmemişken, firmalar “bekle-gör” pozisyonunu sürdürüyor.
Ekonomistlerden uyarı
Uzmanlar, sanayi üretimindeki yavaşlamanın sadece PMI endeksiyle sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki dönemde büyüme rakamlarına da olumsuz yansıyacağını belirtiyor. Türkiye ekonomisinin yaklaşık üçte birini oluşturan sanayi sektöründe üretim çarklarının yavaşlaması, ihracat, istihdam ve hanehalkı gelirleri üzerinde zincirleme etki yaratabilir.
Yapısal reform çağrısında bulunan ekonomistler, mali disiplin, düşük enflasyon ve yatırım dostu ortam sağlanmadığı sürece PMI gibi öncü verilerin yukarı yönlü ivme kazanmasının zor olduğunu belirtiyor.
Temmuz 2025 İSO PMI verileri, Türkiye’de imalat sanayiinin ciddi bir durgunluk sürecine girdiğine işaret ediyor. Girdi maliyetleri, dış talepte azalma, iç tüketimde durgunluk ve belirsizliklerin birleşimi, sektörün performansını baskılamaya devam ediyor. Politika yapıcılar açısından bu tablo, hem ekonomi yönetimi hem de yatırımcı güveni açısından kritik bir sınav niteliğinde.