AKP ile Cumhur İttifakı ortağı MHP, 31 Mart seçimlerinde 13 bin farkla kaybetmeyi hazmedemedi, seçim sonucuna itiraz etti, YSK de seçimin yenilenmesini istedi.
23 Haziran’da yapılan İstanbul seçimini, İYİ Parti ve HDP’nin tam desteğini alan CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, bu kez 806 bin oy farkıyla kazandı. Yoksa 31 Mart’ta 13 bin farkla kazanmıştı.
Mart sonunda muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu lehine olan 13 binlik fark, üç aydan daha az bir süre içinde 800 bine çıkmasıyla AKP içi tartışmalar, bu partiyle ilgili değerlendirmeler de arttı.
Ümit Akçay da birartıbir.org sitesinde yayımlanan yazısında bu konuyu irdeliyor. Akçay’a göre, AKP iktidarı 2013 sonrasındaki yapısal kriz konjonktüründe, krizi sürekli ileriye ertelemenin formülünü bulabilmişti. Ancak önümüzdeki dönemde ertelenen kemer sıkma tedbirlerinin uygulanması, giderek daha zorlaşacak.
“Bunun nedeni, özellikle İstanbul seçimleri sonrasında AKP-MHP ittifakının toplumsal meşruiyetinin sorgulanır hale gelmesidir” diyen Akçay, devam ediyor:
“Her ne kadar seçim takvimine göre önümüzde dört yıllık seçimsiz bir süre olsa da, güncel konjonktürde Erdoğan’ın bu tip bir programı uygulamaya koyması kendi iktidarı açısından büyük bir risk oluşturmaktadır. Geçtiğimiz ayki yazıda işaret ettiğim, büyük sermaye ile iktidar arasındaki gerilimin altında yatan neden, iktidar bloğunun hegemonik fraksiyonunun siyasi bileşene sınırlarını hatırlatması idi. Kemer sıkma tedbirlerinin uygulanması yönünde verilen bu ültimatomun yerine getirilmemesi durumunda, iktidar bloğunun siyasi kanadında oyuncu değişikliğine girilmesi gündeme gelebilir.”
Ümit Akçay, “23 Haziran sonrasındaki bir haftada, mazot, şeker, çay ve elektriğe yapılan yüksek oranlı zamlar, doğalgaz fiyatında yapılması beklenen büyük artışla birleştiğinde, kemer sıkma paketinin bir işareti olarak görülebilir” olduğunun düşüncesinde. O’na göre, ancak bu şu mekanizma çoktan işlemeye başladı:
1- Yapısal kriz, AKP-MHP ittifakının seçmen desteğini azaltıyor.
2- Destek azalınca, ittifakın iktidar bloğu içindeki gücü geriliyor.
3- Bu durumda, kemer sıkma programının uygulanması baskısı artıyor.
4- Kemer sıkma, ittifakın oylarını geriletiyor.
Yazara göre, kemer sıkma programının uygulanmaması, iktidar bloğu içerisinde büyük sermaye ile hükümet arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir. Ümit Akçay, “AKP-MHP ittifakının bu kısırdöngüden kaçınabilmek için kendi altını oyacağı gerekçesiyle “acı reçetenin” uygulanmasını ertelemesi durumunda ise, iktidar bloğunun hâkim fraksiyonu ve uluslararası yatırımcılar, kendi programlarını uygulayacak yeni siyasi adaylara yönelebilecektir. Toparlamak gerekirse, yapısal kriz konjonktürü AKP’nin seçmen desteğinin azalmasına, bu ise onun iktidar koalisyonu içindeki göreli özerkliğinin aşınmasına neden olmaktadır. Eğer bu aşınma süreci devam ederse, yukarıda işaret ettiğim gibi, AKP’yi iktidardan düşürebilecek bir mekanizma, geri döndürülmesi oldukça zor bir şekilde işlemeye başlayacaktır” diyor.
AKP ile Cumhur İttifakı ortağı MHP, 31 Mart seçimlerinde 13 bin farkla kaybetmeyi hazmedemedi, seçim sonucuna itiraz etti, YSK de seçimin yenilenmesini istedi.
23 Haziran’da yapılan İstanbul seçimini, İYİ Parti ve HDP’nin tam desteğini alan CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, bu kez 806 bin oy farkıyla kazandı. Yoksa 31 Mart’ta 13 bin farkla kazanmıştı.
Mart sonunda muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu lehine olan 13 binlik fark, üç aydan daha az bir süre içinde 800 bine çıkmasıyla AKP içi tartışmalar, bu partiyle ilgili değerlendirmeler de arttı.
Ümit Akçay da birartıbir.org sitesinde yayımlanan yazısında bu konuyu irdeliyor. Akçay’a göre, AKP iktidarı 2013 sonrasındaki yapısal kriz konjonktüründe, krizi sürekli ileriye ertelemenin formülünü bulabilmişti. Ancak önümüzdeki dönemde ertelenen kemer sıkma tedbirlerinin uygulanması, giderek daha zorlaşacak.
“Bunun nedeni, özellikle İstanbul seçimleri sonrasında AKP-MHP ittifakının toplumsal meşruiyetinin sorgulanır hale gelmesidir” diyen Akçay, devam ediyor:
“Her ne kadar seçim takvimine göre önümüzde dört yıllık seçimsiz bir süre olsa da, güncel konjonktürde Erdoğan’ın bu tip bir programı uygulamaya koyması kendi iktidarı açısından büyük bir risk oluşturmaktadır. Geçtiğimiz ayki yazıda işaret ettiğim, büyük sermaye ile iktidar arasındaki gerilimin altında yatan neden, iktidar bloğunun hegemonik fraksiyonunun siyasi bileşene sınırlarını hatırlatması idi. Kemer sıkma tedbirlerinin uygulanması yönünde verilen bu ültimatomun yerine getirilmemesi durumunda, iktidar bloğunun siyasi kanadında oyuncu değişikliğine girilmesi gündeme gelebilir.”
Ümit Akçay, “23 Haziran sonrasındaki bir haftada, mazot, şeker, çay ve elektriğe yapılan yüksek oranlı zamlar, doğalgaz fiyatında yapılması beklenen büyük artışla birleştiğinde, kemer sıkma paketinin bir işareti olarak görülebilir” olduğunun düşüncesinde. O’na göre, ancak bu şu mekanizma çoktan işlemeye başladı:
1- Yapısal kriz, AKP-MHP ittifakının seçmen desteğini azaltıyor.
2- Destek azalınca, ittifakın iktidar bloğu içindeki gücü geriliyor.
3- Bu durumda, kemer sıkma programının uygulanması baskısı artıyor.
4- Kemer sıkma, ittifakın oylarını geriletiyor.
Yazara göre, kemer sıkma programının uygulanmaması, iktidar bloğu içerisinde büyük sermaye ile hükümet arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir. Ümit Akçay, “AKP-MHP ittifakının bu kısırdöngüden kaçınabilmek için kendi altını oyacağı gerekçesiyle “acı reçetenin” uygulanmasını ertelemesi durumunda ise, iktidar bloğunun hâkim fraksiyonu ve uluslararası yatırımcılar, kendi programlarını uygulayacak yeni siyasi adaylara yönelebilecektir. Toparlamak gerekirse, yapısal kriz konjonktürü AKP’nin seçmen desteğinin azalmasına, bu ise onun iktidar koalisyonu içindeki göreli özerkliğinin aşınmasına neden olmaktadır. Eğer bu aşınma süreci devam ederse, yukarıda işaret ettiğim gibi, AKP’yi iktidardan düşürebilecek bir mekanizma, geri döndürülmesi oldukça zor bir şekilde işlemeye başlayacaktır” diyor.