Ekonomideki kötü gidişatın en önemli göstergelerinden olan işsizlik bir kez daha arttı.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, BBC Türkçe’de kaleme aldığı yazısında, işsizlik oranıyla ilgili eldeki son verileri bir önceki yılın temmuz ayı ve yıl sonu verileriyle karşılaştırmalı olarak bir tabloda gösteriyor.
Tabloya göre Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısında gerek 2017 Temmuz’una gerekse 2017 yıl sonuna göre artış var.
Buna karşılık bu artışlar işgücü sayısındaki artışların gerisinde kaldığı, bir başka deyişle Türkiye, işgücüne katılanların hepsine istihdam olanağı sağlayamadığı için işsiz sayısı da artmış bulunuyor.
2017 Temmuz ayında yüzde 10.7 olan ve 2017 yılsonunda yüzde 10.4’e gerilemiş bulunan resmi işsizlik oranı, bu yılın temmuz ayında yüzde 10’e tırmanmış durumda.
Eğilmez’e göre Türkiye’nin içinden geçtiği reel kesim krizinin finans kesimine yansıması kaçınılmaz görünüyor. “Konu bununla bitmiyor” diyen Eğilmez, “Bu krizin savrulma etkisiyle ekonominin tamamını etkileyeceği artık çok net biçimde görülüyor” ifadesini kullanıyor.
Resmi işsizlik oranı içinde yer alan işsizler, işsizlik oranının ölçüldüğü günden geriye doğru son 4 hafta içinde işsiz olan ve iş arayan kişilerden oluşuyor. Bunların sayısı kabaca 3.5 milyon dolayında.
Temmuz ayında mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranının yüzde 11 olduğunu hatırlatan ekonomist, “Bu sayıyı toplam işgücüne oranladığımızda karşımıza geniş işsizlik oranı denilen bir oran çıkıyor ki bu oran yüzde 16.5” diyor.
İşsizlik oranında yaşanan yükselişlerin ilkinin 2017 yılındaki yüksek büyüme hızının devam etmemesi olduğunu söyleyen Eğilmez, özellikle enflasyonda yaşanan yüksek artışın kamu hesaplarının da ciddi biçimde sıkıntıya girmesine yol açtığını kaydediyor.
“Dünyada likiditenin bol olduğu dönemde denetimli yavaşlama şansını kullanamayan Türkiye ister istemez denetimsiz bir küçülme gerçeğiyle karşı karşıya bulunuyor” diyen Eğilmez, “Büyümenin düşmesi cari açığın düşmesine buna karşılık işsizlik oranının artmasına yol açıyor. Bütçe açığının artması bu kez yüksek enflasyonla mücadeleyi bozucu etki yaratıyor” ifadesini kullanıyor.