Özellikle son yıllarda, Türkiye’ye düzenli olarak kaynağı belirsiz döviz girişi gerçekleşiyor. Ödemeler dengesinde kaynağı belirlenemeyen bu döviz giriş ve çıkışlarının yazıldığı kaleme de net hata noksan deniyor.
Aktaş, net hata ve noksanın sadece Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını belirtiyor ve Türkiye’nin bu alanda dünya lideri olmadığını kaydediyor. “Türkiye, net hata noksanın döviz gelirlerine oranı açısından ortalarda yer almaktadır” diye yazan Aktaş, net hata noksanı oluşturan tutara, ‘kaynağı belirlenemeyen para deme’nin pek de doğru olmadığını savunuyor.
Aktaş, yazısını şu satırlarla sürdürüyor:
“… buradaki tutar ödemeler dengesinde hangi kaleme kaydedilmesi gerektiğine ilgili ay karar verilemeyen paradır. Dördüncü gerçek; net hata noksan baştan oluşan bir kalem değil, tüm veriler yazıldıktan sonra pozitif ya da negatif olarak ödemeler dengesini sıfırlayan kalıntı kalemidir.
Ve genellikle gözden kaçırdığımız beşinci gerçek; herhangi bir dönem için açıklanan net hata noksanın zaman içinde değişmekte ve genellikle azalmakta olduğudur. 2018 yılındaki net hata ve noksan pozitif 21.2 milyar dolarla rekor bir düzeyde oluştu. Ama bu demek değil ki önümüzdeki dönemde 2018 yılının net hata ve noksanı bu düzeyde kalacak. Muhtemeldir ki bu tutar azalacak.
Geçmişte bunun örneklerini gördük. Bazı yıllarda çok büyük farklar oluştu. Örneğin 2009 yılı için ilk açıklanan net hata noksan pozitif 8.4 milyar dolardı, son durumda 2009’un net hata noksanı 2.3 milyara kadar indi. Sonraki beş yılda da net hata ve noksanın ilk açıklandığı düzeye göre belirgin şekilde küçüldüğünü gördük.
Net hata noksan aradan ancak birkaç yıl geçtikten sonra gerçek düzeye geliyor demek yanlış olmasa gerek. Dolayısıyla 2015, 2016 ve 2018 yılları için açıklanan tutarlar zaman içinde büyük olasılıkla daha farklı düzeylerde oluşacaktır.”