Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, 2025 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram başına 25,44 lira olarak açıklamasına tepki gösteren Rizeli çay üreticileri AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 22 yıl önce yaptığı simit-çay hesabını hatırlatarak 1 kilo yaş çay satan üreticilerin çay-simit alamadığını üretici maliyetlerinin dikkate alınarak fiyatın yeniden belirlenmesi istedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025 yılı yaş çay alım fiyatını, yüzde 33 artışla, kilogram başına 25,44 lira olarak açıkladı. Üreticiler ise yaş çay için alımının en az 35 TL olarak belirlenmesini istiyordu.
ANKA’da yer alan habere göre, Bakanlığın açıkladığı yaş çay fiyatına tepki gösteren üretici Yakup Öz, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın 22 yıl önce Rize mitinginde yaptığı çay-simit hesabını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Açıklanan bu fiyat yeterli değil, daha çok bekliyorduk. Öyle sosyal medyadan böyle bir açıklama yapmanız gerekmez, Rize’ye gelip o açıklamayı burada yapacaksın vatandaşın içinde yapacaksın bu açıklamayı, sosyal medyadan değil. Artı destekleme bekliyorduk, desteklemeyi neden kaldırdın, parayı cebinden mi veriyorsun sen, yazık değil mi bu halka? 22 sene önce Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamada simit -çay hesabı vardı, şimdi hesabını yapın bakalım. Bir simit 20 TL, bir çay 15 TL, kaç para etti 35 TL. Bir kilo yaş çay ile çay ve simit alınamıyor, vatandaşa ne anlatıyorsunuz.”
Çay üreticisi Kamil Ustabaş ise fiyat beklentilerinin 35 lira olduğunu, çay üreticisinin 35 lirayla ancak günlük yaşamını idame ettirebileceğini belirterek, “Çayın bugün bir kilosunun maliyeti 26 liradır. Bu 26 TL üzerinde enflasyonu da koyduğunuzda 35 TL gibi bir beklentimiz vardı. Bugün AKP iktidarı, çay üreticilerine 25.44 kuruş fiyatı açıklayarak aslında ‘sizleri ben sefalete yoksulluğa mahkum edeceğim’ diyor. Aslında çay üreticilerini tamamen tarımdan uzaklaştıran ve tarımda, çay işlerinde uğraşmamasını da sağlayacak bir fiyat. Biz çay üreticileri olarak bunun karşısında ürettiğimiz ürüne sahip çıkacağız. Ve bu ürünün aslında bizim yaşamsal olarak geleceğimizi garantiye alabileceği bir biçimde örgütlenmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
”Kendileri çiziyor, kendileri oynuyor”
Bölgesinde en büyük çaycılarından biri olduğunu belirten Nazım Rakıcı, “Yıllardan beri çayın içindeyiz ama şunu söyleyebilirim, çay bizim olmadı, toprak bizim, mahsul bizim ama fiyatı belirleyen, satanlar ayarlayan onlar başkaları. Biz çayımıza sahip çıkamıyoruz, çıkamadık her ne yaptıysak boşa çıkmış. Bugün müstahsil olarak yapmış olduğumuz fiyat 29 TL civarlarında. Merkezi bir araya toplanıp da bizden fiyat alamıyorlar, biz belirlediğimiz fiyatları elinin tersiyle itiyorlar. Kendileri yiyor, kendileri oynuyor, kendileri çiziyor, kendileri oynuyor, oynayın oynadığınız kadar. Herhalde vatandaş olarak bizim de bir sözümüz olur. Bu söz geldiği zaman biz de gerekli olan cevabı veririz diye düşünüyorum” diye konuştu.
”Tek suçlusu AKP iktidarı”
Çay üreticisi Mevlüt Sancaktutan, “Şimdi yıllar önce bir kilo çayla bir kilo zeytin alındığını biliyorum, hatırlıyorum. Yıllar hep üreticiden aldı, yıllar içerisinde üreticilerin alım gücü yok edildi. Hele bu iktidar döneminde çaya verilen maliyetin altındaki fiyatlar üreticiyi perişan etmiştir diye düşünüyorum. Üretici tatmin edilmiyor, üreticilerimiz mağdur. Bunun da tek suçlusunun iktidar olduğunu düşünüyorum. Tarım üreticilerinin, çay üreticilerinin emeğinin zayi edildiğini düşünüyorum beklentimiz 35,36 TL civarındaydı” dedi.
”Fiyat yeniden belirlensin”
“Çiftçi her yıl küçülüyor” diyen Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özsoy da belirlenen çay fiyatına ilişkin şunları söyledi:
“Çay üreticisinin maliyeti bile değil bu, çok üzücü. Çay toplama işçiliği, yardımcı maliyet, işçi, yemek, ulaşım. Temizlik, ot, yabancı ot temizliği, 3 sürgün boyunca çayın bahçeden alım yerinde nakliyesi, gübre bedeli, gübrenin bahçeye nakli ve gübrenin işçiliği, budama işçiliği, hasat öncesi ihtiyaç duyulan aletler, bakımları, çay motoru, teleferik araç bakımı, yani tarlamız kurulumu, kurulumdan sonra üretime geçene kadar süreçteki maliyetler öngörülemeyen giderler, alım evi, bakımı, onarımı, ihtiyaç duyulan masa, sandalye, tırmık, süpürge gibi ve alım evinin elektriği gibi maliyetler var. Bir de bölgemizin çok yağmur almasından ötürü neredeyse bütün çiftçinin her yıl 100 metrekare, 200 metrekare bir dönüm, 2 dönüm gibi çaylık alanları heyelanla yok oluyor. Bu gibi maliyetlerimiz var, bu maliyetlerin totali 29 TL bizim hesaplarımıza göre. Fiyat, maliyetler üzerinden yapılmamış. ”