Bloomberg salı günü küresel piyasalarda yaşanan kan banyosunu “son yılların en kötü günü” olarak tanımladı.
S&P500’ün %1.82 değer kaybedip yıllık kazancını sildiği Salı seansında, Trump’ın Kaşıkçı cinayetinde azmettirici olsa dahi veliaht prens Muhammed bin Salman’la ilişkisini sürdüreceğini beyan etmesiyle Brent petrol %6 kadar değer yitirdi. MSCI GOP Hisse Endeksi %1.85 değer yitirirken, JP Morgan F/X devlet tahvili endeksinde ABD DİBS’le faiz makası (spread) 387 baz puana sıçradı. Başta TL GOÜ ülke para birimleri dolara karşı yine tökezledi.
New York menşeli Instinet LLC’nin baş traderı Larry Weiss Bloomberg’e “sokakta panik yok, ama traderlar yakında satışların duracağına da inanmıyor. Yatırımcıları pozisyon almaya ikna etmek çok zor. Şu anda nakitte kalmak istiyorlar” yorumunu yaptı.
Borsalardaki korkunun arkasında dünya büyüme görümünün bulanıklaşmasına rağmen Powell başkanlığındaki Fed’in faiz artırımlarına ara vermeye niyeti olmadığı şüphesi var. Son yıllarda 5 trilyon dolar genişleyen kurumsal tahvil pazarında çatlaklar oluşmaya başladı.
Tarihi iyi bilen yatırımcılar için bono-tahvil ve paketlenmiş kredi ürünlerinden oluşan kredi pazarındaki stres en büyük tehlike, çünkü hem finansal krizler, hem de resesyonlar bu pazarda ahengin bozulmasını takip eder. Salı günü yatırım yapılabilir nota sahip kurumsal tahvil getirileri 2008’den bu yana zirvelerini denedi.
Çarşamba sabahı Asya açılışında Japon Nikkei 225 daha ilk işlem saatinde %1.22 değer yitirdi. TL ise dünkü sarsıntının ardından biraz daha sakin ve dolara karşı 3.40’ın altında seyrediyor.
Nereye gidiyoruz?
Yatırımcıları rahatsız eden sorun çok. Brexit İngiltere’de hükümeti sarsıyor. Theresa May kendi partisi tarafında alaşağı edilebilir. Bugün AB Komisyonu İtalya bütçesi hakkında nihai kararı verecek. İtalya’ya cezai yaptırım uygulama kararı çıkması halinde, İtalyan tahvillerinde satış dalgası diğer çevre Euro-bölgesi kredi pazarlarına sıçrayabilir.
Son günlerde bazı Fed üyelerinin piyasalarda yükselen dalga boyu ve bozulan büyüme görünümünden ürkmeye başladığına dair utangaç açıklamalar duyduk. Eğer Fed faiz artırımlarını öteleyecekse, piyasalar bir süreliğine sukunete kavuşabilir.
Nihayetinde en önemli olay, ay sonunda Arjantin’de G-20 zirvesinde bir araya gelecek Trump ve Xi’nin gümrük vergileri hakkında alacağı karar. Beijing uzlaşmaya daha yakın, ama Beyaz Saray her gün yeni bir açıklamayla baskının dozunu artırıyor. Dün gece bu konuda elimizdeki en taze raporu yazan Rabobank uzlaşma ihtimali olmadığını kaydetti. Bu senaryoda, satışların yıl boyunca sürmesi beklenir.
Fakat, tüm bu olayların gizlediği gerçeği gözden uzak tutmamak lazım. Fed ve AMB arıtk para basmıyor. Faizler artsın veya artmasın, QE dönemi sona ererken, Fed de oldukça hızlı bir tempoda bilançosunu daraltıyor. ETF ve hedge fonlara yığılan paranın dünyanın her bucağında ne pahasına olursa olsun getiri avladığı pervasız günler geride kaldı. Artık hata yapan şirket ve ülkelerin hemen cezalandırılacağı bir dünyaya girdik.