Kısa vadeli borcu karşılayacak döviz kalmadı. Rezerv 2002’nin gerisine düştü.
Saray-AKP iktidarını cari açığı kısa vadeli sermaye akışları ve rezervlerle finanse etmesi ekonomideki riskleri artırmaya başladı.
Dış borç krizine girmemek için, borcun vadesi geldiğinde ve piyasalardan döviz toplanamadığı durumlarda kullanılan Merkez Bankası rezervleri, neredeyse cari açık oranında eridi.
Kısa vadeli dış borçlar, krizlere karşı önlem olarak biriktirilen rezervlerden daha yüksek bir seviyeye erişti.
Bu rezervlerin enerji gibi alanlarda kullanıldığı da düşünüldüğünde, söz konusu manzara sermaye için de alarm anlamına geldi.
Döviz rezervi 2002 seviyesinde, kısa vadeli dış borcu karşılayamaz halde
Cumhuriyet’in Merkez Bankası’nın 3 Mart tarihli açıklamasına dayandırdığı haberine göre; Kasım 2016 itibariyle 100 milyar doların altına inen brüt döviz rezervi 89 milyar 234 milyon dolara kadar geriledi. Böylece döviz rezervi, 24 Ağustos 2002’den bu yana en düşük seviyesine geldi.
Buna karşın yine Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Aralık 2016 itibariyle 98,1 milyar dolardı.
Bu da döviz rezervlerinin 8,9 milyar dolarlık kısa vadeli borcu karşılayamaması sonucunu doğurdu.
Buna ilaveten Borcun yüzde 51,7’sinin dolar, yüzde 30,6’sının avro, yüzde 15’inin TL, yüzde 2,7’siin ise diğer döviz cinslerinden olduğu ve TL’nin aylardır değer kaybettiği düşünüldüğünde, bu, borcun daha da katlanıyor olduğu anlamına geldi.
Net rezerv, kısa vadeli borcun dörtte birinden az
Öte yandan 89,2 milyar dolar, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervini ifade ediyor. Net döviz rezervini bulmak için yükümlülükleri düşmek gerekiyor.
Merkez Bankası’nın aylık yayımladığı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi verilerine göre Merkez’in ocak ayındaki toplam yükümlülüğü yani borcu 66 milyar 759 milyon doları buluyor.
Resmi rezervlerden altın rezervleri, IMF rezerv pozisyonu ve SDR’leri çıkarıldığında doğrudan alım satıma konu olan döviz varlıkları 89 milyar 57 milyon dolar ediyor. Bundan Merkez Bankası’nın borçluları düşüldüğünde ise net döviz rezerv miktarının 22 milyar 298 milyon dolar olduğu görülüyor.
Bu da net rezervin, brüt rezervlerin ve kısa vadeli borcun dörtte birinden daha az olduğu durumunu ortaya çıkarıyor.
Son dış ticaret verilerinde ocak ithalatının 15,6 milyar dolar olması ise net rezervlerin ithalatı sadece 6 hafta karşılayabilmesi anlamına geliyor.
Rezerv satışı rekor kırsa da cari açık fırlamıştı
Merkez Bankası, Ocak 2017 verilerinde cari açığın bir önceki yılın aynı ayına göre 561 milyon dolarlık artışla 2 milyar 762 milyar dolar olduğunu, 12 aylık açığın ise 33 milyar 163 milyar doları bulduğunu açıklamıştı.
Verilerde bu borcun, 11,7 milyarı rezervlerden, 5,8 milyar doları ise kaynağı belirsiz olmak üzere 17,5 milyar dolarlık dolar satışına karşın gerçekleştiği görülmüştü.
Bu, Ocak 2017 itibariyle rezerv kullanımının Ocak 2016’ya göre yüzde 5400 artması anlamına gelmişti.
Kısa vadeli borcu karşılayacak döviz kalmadı. Rezerv 2002’nin gerisine düştü.
Saray-AKP iktidarını cari açığı kısa vadeli sermaye akışları ve rezervlerle finanse etmesi ekonomideki riskleri artırmaya başladı.
Dış borç krizine girmemek için, borcun vadesi geldiğinde ve piyasalardan döviz toplanamadığı durumlarda kullanılan Merkez Bankası rezervleri, neredeyse cari açık oranında eridi.
Kısa vadeli dış borçlar, krizlere karşı önlem olarak biriktirilen rezervlerden daha yüksek bir seviyeye erişti.
Bu rezervlerin enerji gibi alanlarda kullanıldığı da düşünüldüğünde, söz konusu manzara sermaye için de alarm anlamına geldi.
Döviz rezervi 2002 seviyesinde, kısa vadeli dış borcu karşılayamaz halde
Cumhuriyet’in Merkez Bankası’nın 3 Mart tarihli açıklamasına dayandırdığı haberine göre; Kasım 2016 itibariyle 100 milyar doların altına inen brüt döviz rezervi 89 milyar 234 milyon dolara kadar geriledi. Böylece döviz rezervi, 24 Ağustos 2002’den bu yana en düşük seviyesine geldi.
Buna karşın yine Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Aralık 2016 itibariyle 98,1 milyar dolardı.
Bu da döviz rezervlerinin 8,9 milyar dolarlık kısa vadeli borcu karşılayamaması sonucunu doğurdu.
Buna ilaveten Borcun yüzde 51,7’sinin dolar, yüzde 30,6’sının avro, yüzde 15’inin TL, yüzde 2,7’siin ise diğer döviz cinslerinden olduğu ve TL’nin aylardır değer kaybettiği düşünüldüğünde, bu, borcun daha da katlanıyor olduğu anlamına geldi.
Net rezerv, kısa vadeli borcun dörtte birinden az
Öte yandan 89,2 milyar dolar, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervini ifade ediyor. Net döviz rezervini bulmak için yükümlülükleri düşmek gerekiyor.
Merkez Bankası’nın aylık yayımladığı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi verilerine göre Merkez’in ocak ayındaki toplam yükümlülüğü yani borcu 66 milyar 759 milyon doları buluyor.
Resmi rezervlerden altın rezervleri, IMF rezerv pozisyonu ve SDR’leri çıkarıldığında doğrudan alım satıma konu olan döviz varlıkları 89 milyar 57 milyon dolar ediyor. Bundan Merkez Bankası’nın borçluları düşüldüğünde ise net döviz rezerv miktarının 22 milyar 298 milyon dolar olduğu görülüyor.
Bu da net rezervin, brüt rezervlerin ve kısa vadeli borcun dörtte birinden daha az olduğu durumunu ortaya çıkarıyor.
Son dış ticaret verilerinde ocak ithalatının 15,6 milyar dolar olması ise net rezervlerin ithalatı sadece 6 hafta karşılayabilmesi anlamına geliyor.
Rezerv satışı rekor kırsa da cari açık fırlamıştı
Merkez Bankası, Ocak 2017 verilerinde cari açığın bir önceki yılın aynı ayına göre 561 milyon dolarlık artışla 2 milyar 762 milyar dolar olduğunu, 12 aylık açığın ise 33 milyar 163 milyar doları bulduğunu açıklamıştı.
Verilerde bu borcun, 11,7 milyarı rezervlerden, 5,8 milyar doları ise kaynağı belirsiz olmak üzere 17,5 milyar dolarlık dolar satışına karşın gerçekleştiği görülmüştü.
Bu, Ocak 2017 itibariyle rezerv kullanımının Ocak 2016’ya göre yüzde 5400 artması anlamına gelmişti.
Kısa vadeli borcu karşılayacak döviz kalmadı. Rezerv 2002’nin gerisine düştü.
Saray-AKP iktidarını cari açığı kısa vadeli sermaye akışları ve rezervlerle finanse etmesi ekonomideki riskleri artırmaya başladı.
Dış borç krizine girmemek için, borcun vadesi geldiğinde ve piyasalardan döviz toplanamadığı durumlarda kullanılan Merkez Bankası rezervleri, neredeyse cari açık oranında eridi.
Kısa vadeli dış borçlar, krizlere karşı önlem olarak biriktirilen rezervlerden daha yüksek bir seviyeye erişti.
Bu rezervlerin enerji gibi alanlarda kullanıldığı da düşünüldüğünde, söz konusu manzara sermaye için de alarm anlamına geldi.
Döviz rezervi 2002 seviyesinde, kısa vadeli dış borcu karşılayamaz halde
Cumhuriyet’in Merkez Bankası’nın 3 Mart tarihli açıklamasına dayandırdığı haberine göre; Kasım 2016 itibariyle 100 milyar doların altına inen brüt döviz rezervi 89 milyar 234 milyon dolara kadar geriledi. Böylece döviz rezervi, 24 Ağustos 2002’den bu yana en düşük seviyesine geldi.
Buna karşın yine Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Aralık 2016 itibariyle 98,1 milyar dolardı.
Bu da döviz rezervlerinin 8,9 milyar dolarlık kısa vadeli borcu karşılayamaması sonucunu doğurdu.
Buna ilaveten Borcun yüzde 51,7’sinin dolar, yüzde 30,6’sının avro, yüzde 15’inin TL, yüzde 2,7’siin ise diğer döviz cinslerinden olduğu ve TL’nin aylardır değer kaybettiği düşünüldüğünde, bu, borcun daha da katlanıyor olduğu anlamına geldi.
Net rezerv, kısa vadeli borcun dörtte birinden az
Öte yandan 89,2 milyar dolar, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervini ifade ediyor. Net döviz rezervini bulmak için yükümlülükleri düşmek gerekiyor.
Merkez Bankası’nın aylık yayımladığı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi verilerine göre Merkez’in ocak ayındaki toplam yükümlülüğü yani borcu 66 milyar 759 milyon doları buluyor.
Resmi rezervlerden altın rezervleri, IMF rezerv pozisyonu ve SDR’leri çıkarıldığında doğrudan alım satıma konu olan döviz varlıkları 89 milyar 57 milyon dolar ediyor. Bundan Merkez Bankası’nın borçluları düşüldüğünde ise net döviz rezerv miktarının 22 milyar 298 milyon dolar olduğu görülüyor.
Bu da net rezervin, brüt rezervlerin ve kısa vadeli borcun dörtte birinden daha az olduğu durumunu ortaya çıkarıyor.
Son dış ticaret verilerinde ocak ithalatının 15,6 milyar dolar olması ise net rezervlerin ithalatı sadece 6 hafta karşılayabilmesi anlamına geliyor.
Rezerv satışı rekor kırsa da cari açık fırlamıştı
Merkez Bankası, Ocak 2017 verilerinde cari açığın bir önceki yılın aynı ayına göre 561 milyon dolarlık artışla 2 milyar 762 milyar dolar olduğunu, 12 aylık açığın ise 33 milyar 163 milyar doları bulduğunu açıklamıştı.
Verilerde bu borcun, 11,7 milyarı rezervlerden, 5,8 milyar doları ise kaynağı belirsiz olmak üzere 17,5 milyar dolarlık dolar satışına karşın gerçekleştiği görülmüştü.
Bu, Ocak 2017 itibariyle rezerv kullanımının Ocak 2016’ya göre yüzde 5400 artması anlamına gelmişti.
Kısa vadeli borcu karşılayacak döviz kalmadı. Rezerv 2002’nin gerisine düştü.
Saray-AKP iktidarını cari açığı kısa vadeli sermaye akışları ve rezervlerle finanse etmesi ekonomideki riskleri artırmaya başladı.
Dış borç krizine girmemek için, borcun vadesi geldiğinde ve piyasalardan döviz toplanamadığı durumlarda kullanılan Merkez Bankası rezervleri, neredeyse cari açık oranında eridi.
Kısa vadeli dış borçlar, krizlere karşı önlem olarak biriktirilen rezervlerden daha yüksek bir seviyeye erişti.
Bu rezervlerin enerji gibi alanlarda kullanıldığı da düşünüldüğünde, söz konusu manzara sermaye için de alarm anlamına geldi.
Döviz rezervi 2002 seviyesinde, kısa vadeli dış borcu karşılayamaz halde
Cumhuriyet’in Merkez Bankası’nın 3 Mart tarihli açıklamasına dayandırdığı haberine göre; Kasım 2016 itibariyle 100 milyar doların altına inen brüt döviz rezervi 89 milyar 234 milyon dolara kadar geriledi. Böylece döviz rezervi, 24 Ağustos 2002’den bu yana en düşük seviyesine geldi.
Buna karşın yine Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Aralık 2016 itibariyle 98,1 milyar dolardı.
Bu da döviz rezervlerinin 8,9 milyar dolarlık kısa vadeli borcu karşılayamaması sonucunu doğurdu.
Buna ilaveten Borcun yüzde 51,7’sinin dolar, yüzde 30,6’sının avro, yüzde 15’inin TL, yüzde 2,7’siin ise diğer döviz cinslerinden olduğu ve TL’nin aylardır değer kaybettiği düşünüldüğünde, bu, borcun daha da katlanıyor olduğu anlamına geldi.
Net rezerv, kısa vadeli borcun dörtte birinden az
Öte yandan 89,2 milyar dolar, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervini ifade ediyor. Net döviz rezervini bulmak için yükümlülükleri düşmek gerekiyor.
Merkez Bankası’nın aylık yayımladığı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi verilerine göre Merkez’in ocak ayındaki toplam yükümlülüğü yani borcu 66 milyar 759 milyon doları buluyor.
Resmi rezervlerden altın rezervleri, IMF rezerv pozisyonu ve SDR’leri çıkarıldığında doğrudan alım satıma konu olan döviz varlıkları 89 milyar 57 milyon dolar ediyor. Bundan Merkez Bankası’nın borçluları düşüldüğünde ise net döviz rezerv miktarının 22 milyar 298 milyon dolar olduğu görülüyor.
Bu da net rezervin, brüt rezervlerin ve kısa vadeli borcun dörtte birinden daha az olduğu durumunu ortaya çıkarıyor.
Son dış ticaret verilerinde ocak ithalatının 15,6 milyar dolar olması ise net rezervlerin ithalatı sadece 6 hafta karşılayabilmesi anlamına geliyor.
Rezerv satışı rekor kırsa da cari açık fırlamıştı
Merkez Bankası, Ocak 2017 verilerinde cari açığın bir önceki yılın aynı ayına göre 561 milyon dolarlık artışla 2 milyar 762 milyar dolar olduğunu, 12 aylık açığın ise 33 milyar 163 milyar doları bulduğunu açıklamıştı.
Verilerde bu borcun, 11,7 milyarı rezervlerden, 5,8 milyar doları ise kaynağı belirsiz olmak üzere 17,5 milyar dolarlık dolar satışına karşın gerçekleştiği görülmüştü.
Bu, Ocak 2017 itibariyle rezerv kullanımının Ocak 2016’ya göre yüzde 5400 artması anlamına gelmişti.