Asgari ücretle sürünen İzmirli işçiler: “Milli iradeye gidelim, referandum yapıp halka soralım”
OHAL İLE BİRLİKTE İŞÇİLER ÜZERİNDE BASKI ATTI
İşten çıkartılma kaygısından kaynaklı ismini vermek istemeyen işçilerden bazıları, “Evet asgari ücret tartışmalarını takip ediyoruz. Ancak, basına konuşursak işimizden oluruz. Burada bulunan işverenlerin en hasas oldukları konu bu” diyerek kameraya konuşmayı red ettiler. Bunun yanı sıra işçiler, işverenlerin son zamanlarda OHAL’in güvenlikçi uygulamalarını bahane ederek kendilerini daha fazla fabrikalara haps ettiğini ve yine OHAL’le beraber çıkan ‘kiralık işçi’ yasası ve KHK’lar kapsamında uygulamaya konan torba yasaların maddelerine de güvenerek onları tazminat ödemeden işten atmayla tehtid ettiklerini aktardılar.
‘BİN 300 TL İNSANLARLA DALGA GEÇMEKTİR’
Bin 300 TL’nin insanlarla dalga geçmek gibi bir şey olduğunu ifade eden Dilek, “Ev kirası, gıda, çocukların okul masrafı, elektirik, su derken hiç bir ayı borçsuz kapatamıyorum. Yani benim şartlarımda bir ailenin eline ayda en az 2500 TL geçmeli ki bu paraylada az önce saydığım temel ihtiyaçlar karşılanabilir” diye konuştu.
‘ASGARİ ÜCRET 3 BİN TL OLMALI’
Geçtiğimiz yıl evlenen ve belediye işçisi olan Özkan Keser, sendikalı olduğu halde eline ayda en fazla 2000 TL geçtiğini ifade etti. Düzenin zenginden ve güçlüden yana olduğunun altını çizen Keser, “Bugün meclisin asgari ücreti tartışması herşeyden önce ayıptır. Eğer tartışmaya açılacaksa herşeyden kendi maaşlarını tartışmaya açsınlar. Bizim oylarımızla gittikleri meclisten milyarder olarak çıkıyorlar” diye konuştu. Temel ihtiyaçların giderilmesi için asgari ücretin en az 3 Bin lira olmasu gerktiğini söyleyen Keser, “Bu rakamı abartmıyorum. Tek çocuklu bir ailenin temel giderleri bugün bu fiyata karşılanıyor” şeklinde konuştu.
‘UTANMADAN BİN 300 TLYE DE GÖZ DİKİYORLAR’
Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evlilik ve 3 çocuk çağrısını hatılatan Keser, “Geçtiğimiz yıl bankalardan kredi çekip evlendim. Evet borçla da olsa bir yuva kurdum ama borçlar yüzünden yuvam yıkılmak üzere. Asgari ücretle çalışmadığım halde geçinemiyorum” d,ye konuştu. Devletin, emekçinin maaşından gelir vergisi almaması gerektiğini aktaran Keser, “Utanmadan işçinin 1300 lirasına göz dikiyorlar. Eğer demokrasiden, emekten bahsedeceksek işçiden gelir vergisi alınmaz. O vergiyi patronlardan almaları gerekir” diye konuştu.
‘İŞÇİNİN YARARINA BİR ŞEY ÇIKACAĞINA İNANMIYORUM’
Hükümete yakın medyanın herşeyi tozpembe göstermeye çalıştığını aktaran ağır metal sanayi işçisi Serkan Doğan ise, havuz medyanın bilinçli bir şekilde asgari ücret tartışmalarını 1600 TL’ye sıkıştırdığını ifade ederek, “Masa, ayda 30 Bin lira alan Çalışma Bakanı, ne olduğunu herkesin bildiği Türk-İş ve patronlardan oluşuyor. Yani bu masadan emekçilerin yararına bir şeyin çıkacağına inanmıyorum” dedi.
‘OHAL’İN SONUÇLARI’
OHAL ile beraber meclisten geçen yasalara dikkat çeken Doğan, “4 aylık OHAL sürecin de, işçilerin kıdem tazminatına saldırılıyor, işçi mahkemeleri kaldırıldı sözde arabulucular getiriliyor, sendikal haklarımız olan grev ve eylemlere kısıtlama geldi. Yine OHAL’le beraber bireysel emeklilik yasası adı altında işçilerin maaşının bir kısımı el konuldu. Yani diyeceği şu ki bu şartlarda tabiki patronlar daha da pervasızlaşır” diye konuştu.
‘MİLLİ İRADEYE SORALIM’
Hükümete referandum çağrısında bulunan Doğan, şöyle devam etti, “İdamdan tutun Başkanlık sistemine kadar her fırsatta milli irade diyorsunuz. O zaman ben de bir emekçi olarak şunu söylüyorum: Gelin asgari ücreti de milli iradeye soralım ve referanduma gidelim. Oradan çıkan sonucu kabul edecek misiniz merak ediyorum” diye belirtti.