Hollanda merkezli ABN-AMRO bankası yayımladığı raporda, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 3 küçüleceği, dolar / TL kurunun yıl sonunda 8.2, Avro/ TL kurunun 9.4 olacağı ve enflasyonun yüzde 21’i bulacağı öngörüsünde bulundu.
Rapordan öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
*Kur krizi, sorunların uzun süredir birikmesiyle oluştu ve ABD ile diplomatik sorun tetikleyici oldu.
*Reel sektör doğrudan ateş hattında ve kriz bankacılık sektörüne sıçrayacak. Döviz likiditesi daha önemli hale gelecek.
*Hükümet bankaları ve reel sektörü desteklemek zorunda kalacak ve bu da bütçe açığını 2019’da yüzde 4’e yükseltecek
*Enflasyon yüzde 18, cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.5’i buldu. Ekonominin aşırı ısınmasıyla tam bir fırtına başladı.
*Erdoğan’ın başkan seçilmesiyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı daha da azaldı. Kontrol ve denge mekanizmaları büyük oranda ortadan kalktı. Başkan medya, yargı ve bürokrasiyi kontrol ediyor.
*ABD, Türk tahvillerinin yüzde 30’dan fazlasını elinde bulunduruyor ve bu alanda yabancılar arasında birinci sırada. ABD ile sorunların çözülmemesi durumu kötüleştiriyor.
*Tasarruf küçük
*10 yıldır ucuz dövizle sürdürülen kredi büyümesi, inşaat gibi üretken olmayan yatırımlarda kullanıldı. Tasarruflar düşük, tüketim yüksek seyretti. Bunlar da cari açığı büyüttü. Ekonominin sıcak paraya bağımlılığı arttı, cari açığın yaklaşık yüzde 75’i sıcak parayla finanse edildi. Tüm bunlar krizin temel nedenlerini oluşturdu.
*Gelişmekte olan piyasalardaki sorunlar, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi, Fed’in faiz artışları ve güçlü ABD ekonomisiyle birlikte doların da güçlenmesi gibi gelişmeler de Türkiye’yi olumsuz etkiliyor.
*Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler daha da kötüye gidecek. Rahip Brunson, S-400, YPG, F-35, Rusya ile ilişkiler ve Halkbank davası gibi başlıklarda ilişkiler daha da girilebilir ve Adana’daki İncirlik Üssü’nün kapatılması gündeme gelebilir
*Merkez Bankası’ndan enflasyondaki artışa paralel olarak ihtiyatlı faiz artışı gelebilir ancak bu artış TL’deki değer kaybını engelleyecek ve yatırımları tatmin edecek düzeyde olmaz.
*Türkiye, IMF’nin kapısını çalmadan önce tüm diğer seçeneklere başvuracak. IMF’nin kapısını çalması durumunda ABD’nin veto etme olasılığı var.
Döviz açığı 216 milyar dolar
Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyon açığı haziranda mayıs dönemine göre 1.26 milyar dolar azalışla 215.9 milyar dolar oldu. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan geçici verilere göre, 2003=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, tüketici fiyat endeksi bazında ağustosta bir önceki aya kıyasla 11.04 puan azalarak 64.82’ye geriledi. Yurtiçi üretici fiyat endeksi bazında reel efektif döviz kuru endeksi, ağustosta bir önceki aya göre 8.51 puan azalışla 79.81’den 71.30’a geriledi.
Hollanda merkezli ABN-AMRO bankası yayımladığı raporda, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 3 küçüleceği, dolar / TL kurunun yıl sonunda 8.2, Avro/ TL kurunun 9.4 olacağı ve enflasyonun yüzde 21’i bulacağı öngörüsünde bulundu.
Rapordan öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
*Kur krizi, sorunların uzun süredir birikmesiyle oluştu ve ABD ile diplomatik sorun tetikleyici oldu.
*Reel sektör doğrudan ateş hattında ve kriz bankacılık sektörüne sıçrayacak. Döviz likiditesi daha önemli hale gelecek.
*Hükümet bankaları ve reel sektörü desteklemek zorunda kalacak ve bu da bütçe açığını 2019’da yüzde 4’e yükseltecek
*Enflasyon yüzde 18, cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.5’i buldu. Ekonominin aşırı ısınmasıyla tam bir fırtına başladı.
*Erdoğan’ın başkan seçilmesiyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı daha da azaldı. Kontrol ve denge mekanizmaları büyük oranda ortadan kalktı. Başkan medya, yargı ve bürokrasiyi kontrol ediyor.
*ABD, Türk tahvillerinin yüzde 30’dan fazlasını elinde bulunduruyor ve bu alanda yabancılar arasında birinci sırada. ABD ile sorunların çözülmemesi durumu kötüleştiriyor.
*Tasarruf küçük
*10 yıldır ucuz dövizle sürdürülen kredi büyümesi, inşaat gibi üretken olmayan yatırımlarda kullanıldı. Tasarruflar düşük, tüketim yüksek seyretti. Bunlar da cari açığı büyüttü. Ekonominin sıcak paraya bağımlılığı arttı, cari açığın yaklaşık yüzde 75’i sıcak parayla finanse edildi. Tüm bunlar krizin temel nedenlerini oluşturdu.
*Gelişmekte olan piyasalardaki sorunlar, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi, Fed’in faiz artışları ve güçlü ABD ekonomisiyle birlikte doların da güçlenmesi gibi gelişmeler de Türkiye’yi olumsuz etkiliyor.
*Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler daha da kötüye gidecek. Rahip Brunson, S-400, YPG, F-35, Rusya ile ilişkiler ve Halkbank davası gibi başlıklarda ilişkiler daha da girilebilir ve Adana’daki İncirlik Üssü’nün kapatılması gündeme gelebilir
*Merkez Bankası’ndan enflasyondaki artışa paralel olarak ihtiyatlı faiz artışı gelebilir ancak bu artış TL’deki değer kaybını engelleyecek ve yatırımları tatmin edecek düzeyde olmaz.
*Türkiye, IMF’nin kapısını çalmadan önce tüm diğer seçeneklere başvuracak. IMF’nin kapısını çalması durumunda ABD’nin veto etme olasılığı var.
Döviz açığı 216 milyar dolar
Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyon açığı haziranda mayıs dönemine göre 1.26 milyar dolar azalışla 215.9 milyar dolar oldu. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan geçici verilere göre, 2003=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, tüketici fiyat endeksi bazında ağustosta bir önceki aya kıyasla 11.04 puan azalarak 64.82’ye geriledi. Yurtiçi üretici fiyat endeksi bazında reel efektif döviz kuru endeksi, ağustosta bir önceki aya göre 8.51 puan azalışla 79.81’den 71.30’a geriledi.