Türk Lirası’nın dolar ve Euro karşısındaki tarihi değer kaybı AVM sahipleriyle perakendeci kiracıları karşı karşıya getirdi.
Türkiyeli inşaat firması Sur Yapı, bundan bir sene kadar önce, Bursa’da inşaa ettiği yepyeni bir AVM’nin açılışında, Bursa’nın ileri gelenlerinden müteşekkil bir kalabalığa teşekkür ediyordu. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik çalkantı yüzünden, bir zamanlar ülkenin ekonomik büyümesinin sembolü olan AVM’ler döviz krizinin sillesini yedi ve bu kutlamalar artık geçmişte kaldı.
Laura Pitel ve Funja Gule imzasıyla Financial Times’ta yayımlanan haberde, Türkiye’de döviz krizinin yansımaları irdeleniyor.
Haber şöyle devam ediyor:
Sur Yapı, geçtiğimiz günlerde Bursa’daki AVM’sinde, dövize endeksli kiralarındaki artışı protesto eden kiracılarının başkaldırısına maruz kaldı.
Protesto eylemine katılan dükkanlardan birinin yöneticisi, “artan maliyetlerin tamamını tüketicilere yansıtamayız” dedi, “aksi takdirde kimse sattığımız malları almaz.”
Aralarında Sur Yapı’nın da olduğu binlerce şirket, yatırımlarını finanse etmek için döviz cinsinden aldıkları kredilerden yararlanmıştı, ancak şimdi Türk Lirasında yaşanan değer kaybının olumsuz etkileriyle boğuşuyorlar.
Türk Lirası sene başından beri Dolar karşısında %40 değer kaybetti ki bu şirketlerin Euro veya Dolar cinsinden fiyatlandırılan mal ve hizmet alımlarının ve borç ödemelerinin maliyetlerinin artması anlamına geliyor.
Perakendeciler ve diğer işletmelerden gelen baskılar üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta çok sayıda sözleşme türünün döviz cinsinden yapılmasını yasakladı. Bu kapsamda, şirketlere hali hazırda döviz cinsinden yapmış oldukları sözleşmeleri Türk Lirasına çevirmeleri için 30 gün süre tanıdı.
Ancak analistler bu adımın, finans şirketi olmayan işletmelerin, Mayıs ayında 337 milyar dolara ulaşmış, dağ gibi döviz cinsinden borçlarından kaynaklanan sorunu çözemeyeceğini dile getiriyorlar.
Atilla Yeşilada, “yasak esas meseleyi ele almıyor,” dedi, “sadece döviz yükünü bir grup ekonomik aktörün omzundan alıp, başka bir grup aktörün omzuna yüklüyor.”
Sur Yapı’nın Bursa’daki alışveriş merkezi, tüketim ve inşaat sektörlerinde yaşanan genişlemeye bağlı olarak son on yılda yüksek ekonomik büyüme oranları yakalamış olan Türkiye’de açılmış yüzlerce AVM’den sadece biri.
Türkiye AVM konseyi verilerine göre, Türkiye’de 2000 yılında sadece 42 AVM vardı. Bugün bu sayı 403’e çıkmış durumda.
Türkiye’deki bir çok proje gibi, Sur yapının 650 milyon dolarlık, uludağ manzaralı üç rezidans kulesini de içeren bu projesi de, küresel finans krizinin ardından gelişmekte olan piyasalara oluk oluk akan yabancı kredilerle finanse edilmiş.
Kiraların yeniden müzakere edilmesi kampanyasına öncülük eden Birleşik Markalar Birliği’nden Sinan Öncel, şimdi bakınca, müteahhitlerin bunu yapmasına izin vermenin “yanlış” olduğunu söylüyor. Bunun sonucu olarak, halen AVM’lerdeki dükkan kiralarının %70’den fazlası döviz cinsinden belirlenmiş durumda.
Öncel, bir çok AVM sahibinin kiracılarına yardımcı olmak amacıyla döviz kurunu sabitlediklerini söyledi.
Sur Yapı geçtiğimiz üç ay boyunca Bursa AVM’deki kira ödemeleri için, geçtiğimiz Çarşamba günü piyasalarda 7.37’den işlem gören Euro kurunu 4.85’te sabitlemişti.
Ancak ekonomik ortamın kötülüğünü ve dükkanlarına gelen müşteri sayısının azaldığını gerekçe gösteren bazı kiracılar kira hesaplamalarında başka ödünler de talep etmişlerdi. Bir grup dükkan sahibinin kepenklerini bir günlüğüne indirmelerinin ardından, AVM’nin sahipleri pes etti.
Enerji ve inşaat alanlarında faaliyetleri olan Sur Yapı, kiracılara ve yerel ekonomiye karşı sorumluluklarını yerine getirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını belirten bir açıklama yayınlandı.
Ancak bu sorumluluklarıyla, döviz cinsinden aldığı kredilerini ödeme sorumluluğunu dengelemek zorunda olduğunu da ekledi.
Şirket yaptığı açıklamada “Döviz kurlarının ve ekonomik güçlüklerin tüm yükünü AVM yatırımcıları taşıyamaz,” dedi, “biz bu yükün yatırımcılar, perakendeciler ve ekonominin diğer katılımcıları tarafından müşterek olarak taşınması gerektiğine inanıyoruz.”
Bazı perakende firmaları satışlarına güçlü bir şekilde devam ediyor olsalar da, bazıları baskıyı hissediyor.
Geçtiğimiz Salı günü, Türkiye’nin ucuz ayakkabı markası Yeşil Kundura son haftalarda konkordato başvurusunda bulunun ikinci ayakkabı perakendecisi oldu.
Firmanın genel müdürü Hüseyin Kızanaklı, şirketin dertlerinin, kredi almakta yaşadıkları güçlüklerden ve ithal girdilerdeki döviz dalgalanmalarından kaynaklandığını söyledi.
Erdoğan vatandaşlara ve işletmelere, döviz kullanmaktan vazgeçmeleri yönünde defalarca çağrı yaptı.
Yayınladığı son kararname Erdoğan’ın bu pozisyonunu yasal yaptırımlara bağlamayı amaçlıyor. Ancak hukukçular bu hamlenin büyük bir kafa karışıklığı yarattığı konusunda uyarıyorlar.
Türkiyeli hukuk firması Gün & Partners’dan Mehmet Gün, bu hamlenin, amaçladığı gibi dolarlaşmayı azaltmak yerine, “piyasada karmaşaya yol açacağını ve sözleşmeye dayalı ilişkilerde kaos yaratacağını” belirterek, bu nedenle binlerce dava açılabileceğini söyledi.
Kararname Dolar veya Euro cinsinden yapılmış sözleşmelerin Türk Lirasına ne şekilde veya hagi kurdan çevrileceğini belirtmiyor.
Öncel, birliğe üye 400 perakendeci adına bu haberi sevinçle karşıladı ve kontratların Türk lirası üzerinden yapılmasının perakendeciler üzerindeki yükü hafifleteceğini belirtti.
Ancak AVM sahiplerinin kararnameye verdikleri yanıt, bir çözüm bulmanın ne kadar güç olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin AVM Konseyi Başkanı Hulusi Belgün, AVM sahiplerinin 15 milyar Dolara yakın döviz borcu olduğunu söyledi.
Belgün, “eğer her kontrat Türk Lirası’na çevrilecekse, bunun o günkü döviz kurundan yapılması gerek,” dedi, “aksi takdirde sektörde büyük sorun yaşanır.”