Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla 2026-2028 yıllarını kapsayan orta vadeli program (OVP) Resmi Gazete’de yayımlandı. Programda enflasyon hedefleri büyük oranda yukarı çekilirken, büyüme ve istihdam projeksiyonları ise düşürüldü. Ücret ve maaş zamları, eski düşük enflasyon hedeflerine göre yapıldığı için emekçilerin alım gücünde ciddi bir kayıp yaşandı.
Evrensel’den Duygu Ayber Gültekin’in haberine göre, iktidarın 2026-2028 dönemini kapsayan yeni orta vadeli programı (OVP), Resmi Gazete’de yayımlandı. Programda dikkat çeken en önemli değişiklikler, enflasyon hedeflerinin büyük oranda yükseltilmesi oldu. 2023-2025 yıllarını kapsayan OVP’de yer alan faiz ödemeleri hedefinden ise sapıldı.
Önceki OVP’de yüzde 17,52 olarak belirlenen 2025 yılı enflasyon hedefi yüzde 28,5’e, 2026 yılı hedefi ise yüzde 9,7’den yüzde 16’ya çıkarıldı. Böylece 2025 enflasyon hedefi yüzde 62,7, 2026 hedefi ise yüzde 64,9 oranında sapmış oldu.
Türkiye’de ücret ve maaş artışları OVP kapsamında, iktidarın açıkladığı hedef enflasyon oranlarına göre belirleniyor. Enflasyon hedeflerinin yukarı çekilmesi, ancak ücretlere yapılan zamların eski düşük hedeflere göre yapılmış olması, emekçilerin reel kayıp yaşaması anlamına geliyor. Yani, enflasyon beklentisi yükseltilirken, ücretli ve emekçilerin alım gücü düşürülmüş oldu.
Faiz ödemelerinde büyük sapma
OVP’de faiz ödemeleri konusunda da ciddi sapmalar yaşandı. 2024 yılı için faiz gideri hedefi 697,8 milyar TL iken, gerçekleşen 1 trilyon 270 milyar TL oldu ve yüzde 82’lik bir sapma yaşandı. 2025 yılı için ise hedef 774,5 milyar TL iken, gerçekleşmesi beklenen faiz ödemesi tutarında 2 trilyon 52 milyar TL ile yüzde 164,9’luk devasa bir sapma görüldü. Bu durum, faiz ödemeleri konusunda iktidarın ‘dizginsiz’ gerçekleştirdiği ödemeleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Büyüme hedefleri de düştü
OVP’de enflasyon hedeflerinin yanı sıra büyüme projeksiyonları da aşağı yönlü revize edildi. 2025, 2026 ve 2027 yılları için büyüme hedefleri düşürülürken, 2028 için yüzde 5 büyüme hedefi belirlendi. Programın değerlendirme bölümünde, enflasyonun hizmet fiyatlarındaki katılık ve gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle öngörülenin üzerinde seyrettiği ifade edildi.
Dezenflasyon süreci ve istihdam kaybı
Haziran 2024 itibarıyla başlayan dezenflasyon sürecine rağmen enflasyon OVP öngörülerinin üzerinde seyrediyor. 2025’in ilk yarısında mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam 261 bin kişi azalırken, iş gücüne katılım oranı yüzde 53,5’e geriledi. Dar tanımlı işsizlik oranı hedefi ise yüzde 8,6 olarak kaydedildi. Yıl genelinde istihdam ve iş gücüne katılım oranlarında düşüş beklenirken, işsizlik oranının yüzde 8,5’e gerileyeceği tahmin ediliyor.
IMF politikaları aynen sürüyor
Program, “yapısal reform” adı altında yüksek faiz ve sıkı maliye politikaları ile sosyal harcamaların kısıldığı bir ekonomik modeli dayatmaya devam ediyor. Türkiye’nin IMF ile resmi bir anlaşması olmasa da onun politikalarının içselleştirildiği ve programın “rasyonel ekonomi” söylemlerine rağmen küresel sermaye beklentilerine paralel hizmet ediyor.
Ödemeler dengesi krizinden uzaklaşıldı
Ödemeler dengesi krizine girme riskine karşı hazırlanan ve 2023 yılında yayımlanan OVP ile aynı iskeleti taşıyan yeni OVP ile ‘ödemeler dengesi’ krizi riskinin azaldığı ortaya kondu. Ödemeler dengesinin dört kaleminden üçünde iyileşme görüldü.
- Cari işlemler dengesi 2022’de yüzde eksi 5,1 iken bu oran 2023 yılında yüzde eksi 3,5’e, 2024 yılında ise yüzde eksi 0,8’e kadar geriledi.
- Sermaye hareketleri dengesi kalemi (doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer, yatırımlar kalemlerinde net sermaye girişleri) pozitife döndü.
- Program döneminde cari açığın daralmasıyla dış finansman ihtiyacında da azalma görüldü. Buna bağlı olarak rezerv birikimi sağlandı. TCMB rezervleri ağustos 2025 itibarıyla 178 milyar dolar seviyesine ulaştı.
- Kamuoyunda kaynağı belirsiz para olarak bilinen net hata ve noksan kalemi ise negatife döndü. Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte bu kalemde ciddi artış görülmüştü.
Yeni OVP ile yüksek faize dayalı sermaye girişi sağlandı ve emekçiler aleyhine gelişen durum, ekonomiyi ödemeler dengesi krizinden uzaklaştırdı. Enflasyon hedeflerinin yükseltilmesi, büyüme beklentilerinin düşürülmesi ve istihdam kaybı ile emekçiler açısından yaşanan olumsuz tablonun derinleşeceğini ortaya koydu. Ücret ve maaş zamlarının eski hedeflere göre belirlenmesi, enflasyonun yüksek seyretmesi nedeniyle emekçilerin alım gücünü daha da düşürecek. İktidarın “istikrar” vurgusuna rağmen, ekonomi politikalarının toplumsal maliyeti ağırlaşacak.
Hedef esnek çalışmayı derinleştirmek
OVP’de amaçlanan hedeflerden bir başkası ise esnekliğin derinleştirilmesi oldu. Programda şu ifadeler yer aldı: “İş gücü piyasasının sektörel dönüşümlerle değişen ihtiyaçlarına uyum sağlamak, kadın erkek fırsat eşitliğini güçlendirmek ve iş yaşam dengesini korumak amacıyla yeni nesil çalışma biçimlerine yönelik düzenlemeler hayata geçirilerek, güvenceli esneklik geliştirilecek, iş gücünün yeşil ve dijital dönüşümün gerekliliklerine uyumu artırılarak sürdürülebilir istihdam yapısı desteklenecektir.
Yeni nesil çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda iş gücü piyasasının ihtiyaçları ve iş yaşam dengesi gözetilerek sosyal taraflarla diyalog halinde mevzuat düzenlemeleri hayata geçirilecek ve güvenceli esneklik sağlanacaktır.
İş gücü piyasasında güvenceli esnekliği ve erişimi artırmak amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklı pasif iş gücü programlarının yararlanma koşullarının kolaylaştırılması sağlanacaktır.
Yeşil ve dijital dönüşümün iş gücü piyasalarına yansımaları analiz edilerek, uyum ve adil geçiş sürecine yönelik programlar hazırlanacaktır.
İkiz dönüşüm kapsamında iş gücünün becerilerinin geliştirilmesi desteklenecek, iş gücünün ihtiyaç duyulan becerilerle donatılması kamu-özel sektör iş birliğiyle sağlanacaktır.
Sektörel dönüşümler ve yeni nesil çalışma modelleri dikkate alınarak istihdama yönelik destekler bütüncül bir çerçevede gözden geçirilip etkinleştirilecektir.”
KAYNAK: EVRENSEL – DUYGU AYBER GÜLTEKİN