Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu zamlarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada zamlara neden olan süreç ve zammın etkileri irdelendi.
Merkez Bankası’nın yıllık enflasyon hedefini yüzde 13.4 olarak açıkladığı gün, elektrik üreticilerine BOTAŞ’ın sattığı doğalgaz fiyatlarına yüzde 49.5 ve elektrik fiyatlarına da enflasyon hedefini yalanlayan zamlar yapıldı.
EMO: “TEKELLEŞTİREN YAPILAŞMA ELEKTRİK FİYAT SİSTEMİNİ DE VURDU”
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu zamlarla ilgili açıklama yaptı. EMO’nun açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Yeni zamla birlikte elektrik fiyatlarında konutlar için bu yılki artış yüzde 22’yi bulurken, diğer tarife gruplarında da yüzde 25’lerin üzerine yükseldi. Konut kullanıcılarının elektrik fiyatlarına 1 Ağustos`tan itibaren geçerli olmak üzere yapılan yüzde 9’luk artışla 230 kilovatsaatlik asgari elektrik tüketimi olan bir ailenin aylık faturası 116 liraya çıktı. Böylece Aralık 2017`de aynı tüketim için 95 lira ödeyen bir aile artık 21 lira daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacak.
24 Haziran seçimlerinin ardından geçilen ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’yle tüm kamu kurumlarını bir taraftan dağıtıp bir taraftan da yetkileri tekelleştiren yapılaşma elektrik fiyat sistemini de vurdu. Yüksek Planlama Kurulu`nun 14 Şubat 2008 tarihli kararı kapsamında 10 yıldır uygulanan ve otomatik fiyatlandırma mekanizması olarak bilinen ‘Maliyet Bazlı Fiyatlandırma’nın dışına çıkılarak, 3 aylık dönem beklenmeden elektriğe zam yapıldı. 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz ve 1 Ekim tarihlerinden itibaren geçerli olmak üzere çeyrek dönemler halinde yapılan elektrik fiyatları ayarlaması, 1 Ağustos`tan geçerli olmak üzere yapılan elektrik zammıyla fiilen ortadan kalktı. OHAL uygulamasını kalıcılaştıran düzenlemenin yürürlüğe sokulduğu gün elektrik fiyatlarına da olağanüstü zam yapılmış oldu.”
“4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AYLIK ÖDEMESİ GEREKEN ELEKTRİK FATURASI 115.62 LİRAYA ÇIKTI”
EMO’da tarafından yapılan açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:
“1 Temmuz 2018`de elektrik fiyatları değiştirilmezken, 1 Ağustos`tan itibaren geçerli olmak üzere dünkü ikinci mükerrer Resmi Gazete`de yayımlanan EPDK kararıyla, vergi-fon ve kesintiler hariç olmak üzere elektrik fiyatlarına farklı abone gruplarına göre değişen yüzde 9 ile 15 arasında zamlar yapıldı. Konutların kullandığı elektrik için;
– ‘Çıplak enerji bedeli ve perakende hizmet bedelini’ kapsayan perakende enerji bedeli kalemine yüzde 9.25;
– ‘İletim hizmet bedeli, dağıtım hizmet bedeli ile kayıp ve kaçak tüketim bedelini’ kapsayan dağıtım bedeli kalemine yüzde 8.5 olmak üzere fon, vergiler ve kesintiler hariç toplam yüzde 9 zam yapılmış oldu.
1 Ağustos’tan itibaren geçerli olan bu zamla birlikte konut kullanıcıları Aralık 2017`de 33.18 kuruşa aldıkları 1 kilovat saat elektrik için 40.46 kuruş ödemek zorunda kalacaklar. Böylece 230 kilovat saatlik asgari tüketim için 4 kişilik bir ailenin aylık ödemesi gereken elektrik faturası da 94.75 liradan yüzde 22 artışla 115.62 liraya çıktı.”
“TARIMSAL SULAMALARIN ARTTIĞI DÖNEMDE YAPILAN ZAM…”
“Elektrik fiyatlarına yapılan zam oranı; sanayi, ticarethaneler, tarımsal sulama, aydınlatma ve genel aydınlatma için daha da yüksek düzeyde gerçekleşti” denilen açıklamada “Alçak gerilimden elektrik alan aboneler içinde yılbaşından itibaren en yüksek elektrik zammı; tarımsal sulama tarifesinde gerçekleştirildi. Bugünden itibaren geçerli olan yüzde 13.9’luk zamla birlikte çiftçiler bu yıl elektriği yüzde 27.2 zamlı kullanacaklar. Tarımsal sulamaların arttığı dönemde yapılan zam tarımsal üretimi olumsuz etkileyeceği gibi temel besin maddelerinde de enflasyonu artırıcı bir etki yapacak” ifadeleri yer aldı.
“YILLARDIR SÜRDÜRÜLEN DIŞA BAĞIMLI ENERJİ POLİTİKALARININ SONUCUDUR”
Zamların yansımalarına ve bu sürece nasıl gelindiğine de değinilen EMO’nun açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Sanayi aboneleri için yüzde 14`lük zamla yılbaşından itibaren kümülatif olarak yapılan elektrik fiyat artışı yüzde 26.7`ye ulaşmış oldu. EPDK kararıyla 1 Nisan 2018`den itibaren uygulanmaya başlanan son kaynak tedarik tarifesiyle büyük sanayi kuruluşlarının elektrik fiyatlarına da zaten yüksek oranlı zamlar, aylık olarak yansıtılır hale getirilmişti. Ticarethanelerde 1 Ağustos`tan geçerli yüzde 13.9`luk artışla, 2017 yılsonuna göre yapılan zam oranı yüzde 27.1`e tırmandı.
Tarife grupları içinde en yüksek zam; görevli tedarik şirketinden enerji alan iletim sistemi kullanıcılarına yapıldı. Bu gruba Ağustos 2018`den itibaren geçerli yüzde 15.9 oranında yapılan zamla yılbaşından itibaren gerçekleşen elektrik fiyat artışı yüzde 29’u aştı.
Başkanlık yapılanmasıyla TETAŞ lağvedilip EÜAŞ`a devrolurken, kayıp ve kaçak enerji tüketimleri ile genel aydınlatma tüketimlerini karşılamak üzere dağıtım şirketlerinin TETAŞ yerine artık EÜAŞ`tan satın almak zorunda oldukları elektrik fiyatları da yine dünkü Resmi Gazete`nin ikinci mükerrer sayısında yayımlanan EPDK kararıyla zamlandırıldı. Devlet bütçesinden karşılanan genel aydınlatma giderlerine seçimler öncesinde TETAŞ üzerinden sağlanan “gizli sübvansiyon” 1 Ağustos 2018 itibarıyla kaldırıldı. Aydınlatma için EÜAŞ`ın elektrik satış fiyatı, 1 Nisan 2018`de yayımlanan tarifeye göre yüzde 16.75 zamla 25.46 kuruşa çıkarıldı. Kayıp ve kaçak elektrik tüketimleri için yapacağı elektriğin satış fiyatı da yüzde 23.1 oranında zamla 17.36 kuruşa yükseldi. Kayıp ve kaçak tüketim için yapılan elektrik satış fiyatları seçimlerden önce Nisan ayında yüzde 21.7 oranında aşağı çekilerek 18 kuruştan 14.1 kuruşa indirilmişti. EÜAŞ`ın yaptığı zamlar; EPDK`nın kararıyla nihai tarife gruplarındaki aydınlatma ve genel aydınlatmaya yüzde 13.86 ve 13.90 oranlarında yansıtıldı.
Doğalgaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan bu gelişmeler, yıllardır sürdürülen dışa bağımlı enerji politikalarının sonucudur. ‘Yerli ve milli’ söyleminin perde arkasında ithal kaynakların egemenliği devam etmektedir. Cari açık üzerinde de büyük etkisi olan enerji ithalatı kapsamında kurdaki yükselmeler, seçim sonrasında zam yağmuru olarak fiyatlara yansıtılmaktadır. Enerjinin sanayinin ana girdisi olduğu dikkate alındığında ülke ekonomisi büyük bir açmaza sokulmuş bulunmaktadır. Enerjiye yapılan zamlar iğneden ipliğe yeni zamların da tetikleyicisi olacaktır. İnsanların günlük ihtiyaçlarını karşılamalarını doğrudan etkileyecek bu zamlar, günümüzde temel insan hakları kapsamında sayılan enerji kullanım hakkını da büyük ölçüde kısıtlayacaktır. Yine yapılan zamlar, özelleştirme ve serbestleştirme politikaları adı altında dış borçla büyütülen enerji sektörünün de girdiği krizin göstergesidir.
Enerji politikalarının iflas ettiği kabul edilip, artık kamu yararına uygulamalara geçiş yapılması bu krizden çıkış için zorunludur.”