31 Mart yerel seçimleri sonrasında, Türkiye’nin acı ilacı içeceği ve radikal kararlarla ekonomiyi yeniden yapılandırması gerekeceği yorumları yapılıyor.
Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Alaattin Aktaş da, seçimlerden sonra yapısal değişimler yapılacağı, radikal kararlar alınacağı yönündeki beklentilerle ilgili de çok ümitlenilmemesi gerektiğini belirtiyor.
Göstergeler üzerinden ekonomideki gidişatı yorumlayan Aktaş, “İthalat gerilemeye devam ediyor. Yıllıklandırılmış ithalat bir buçuk yıl önceki düzeye indi. Türkiye özellikle sanayi ürünlerinde giderek daha az üreten, bu yüzden de daha az ithalat yapan bir ülke konumuna geldi. Dolayısıyla ithalattaki bu düşüş ekonomik gidişatın pek iyi olmadığının bir göstergesi…” yorumunu yapıyor.
Aktaş, ithalattaki bu düşüşün geçen yılın son çeyreğinde çok belirginleşen üretim düşüşünün ve bağlı olarak negatif büyümenin en tipik göstergelerinin başında geldiğine dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Evde yemek pişmiyorsa ya da çok az pişiyorsa bu yemek için gereken malzemeleri de daha az alırsınız. Türkiye’de de yemek giderek az pişiyor ve biz mutfak masrafını kısıyoruz. Yaşadığımızın özeti bu!
İthalatın gerilemesi yeni bir durum değil. Aylardır yaşıyoruz bunu. Yıllıklandırılmış ithalat geçen yıl mayısta 249.2 milyar dolarla şimdiye kadarki en yüksek düzeye çıkmıştı. Sonrasında düşüş başladı ve ocak ayı itibarıyla 217.2 milyar dolara inildi.
Ocakta oluşan yıllık ithalat, 2017’nin ağustosundan bu yana olan dönemin en düşük düzeyine işaret ediyor.
Türkiye özellikle sanayi ürünlerinde az satabilen, bundan dolayı az üreten, az ürettiği için az ithalat yapan, az büyüyen, hatta küçülme evresine giren, üretimdeki kısıntıdan dolayı istihdamını artıramayan, tam tersine azaltmak durumunda kalan bir süreç yaşıyor.
Bu ne kadar devam ettirilebilir, kestirmek zor. Şimdi herkes gözünü 31 Mart sonrasına çevirmiş durumda. Seçimin geride kalmasıyla birlikte ekonomide radikal adımlar atılacağı beklentisi yaygın.
Ama ekonomide emir demiri kesmiyor, bir düğmeye basılarak işler düzeltilemiyor. Dolayısıyla beklentiyi çok yüksek tutmamakta yarar var. Kaldı ki ekonomide sıkıntıların aşılmasında geçilecek yollar hep engebelidir, bunu da unutmamak gerekiyor.”