Yükselen döviz kurlarını kontrol altında tutmak için hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat’ın vatandaşa ve Hazine’ye yükü giderek artarken asıl sorunun uygulama bittiğinde ortaya çıkacağı belirtiliyor.
Kur Korumalı Mevduat Türkiye’de her vatandaşın cebine 555 lira yük getirdi. Son dört ayda kur farkı olarak bütçeden 37.2 milyar lira ödendi. Rekor kıran hazirandaki ödemeler ise 16 milyar lirayı buldu. Döviz kuru arttıkça bütçeden bu hesap sahiplerine yapılan ödeme de artarak devam edecek. Yani ucu açık bir ödeme.
KKM ile ilgili dikkat çeken yazılar kaleme alan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş uygulamanın bittiği gün kıyamet kopacak dedi. Bugünkü yazısında KKM uygulaması bittiğinde dövizin getirisine alışmış tasarruf sahiplerinin dövize hücum edeceğini ifade eden Aktaş “KKM uygulamasını bir anda sona erdirmek hiç mümkün olmayacak ya da bizi bir felaket bekliyor” dedi.
“GELİNEN AŞAMA UYUŞTURUCUNUN ESİRİ OLMAK GİBİ BİR DURUM”
Yazısında Aktaş şunlara dikkat çekti: Kur korumalı mevduat, ‘vatandaş yeter ki döviz talep etmesin, döviz almaya koşmasın, bir talep yaratmasın; ben dövizi almış sayar ve getirisini öderim’ mantığıyla icat edilmiş bir uygulama… Yanlış, yanlışlığı baştan bilinerek başlandı zaten; şimdi gelinen aşamada da uyuşturucunun esiri olmak gibi bir durum var. Başlamaya görün bir kere; öyle bir anda vazgeçemezsiniz.
Gerçi bu uygulamadan şimdi vazgeçilmesi de söz konusu değil. Uygulamanın bitiş süresi olan bu yılın sonu geldiğinde de öyle kolay kolay vazgeçmek mümkün olmayacak. Hem hiç kuşkunuz olmasın, 2022 sonu olan uygulama süresi uzatılacaktır. Mevcut durumda 2022 sonu olan süreyi istediğiniz kadar uzatın, o son kaçınılmaz olarak bir şekilde gelecek. İşte asıl kıyamet o zaman kopacak.
“HER AY 10 MİLYAR LİRALIK ÖDEME”
Bütçeden milyarlarca lira çıkması; örneğin uygulamanın ilk dört ayında 37.2 milyar lira ödenmesi ve her ay 8-10 milyar lira dolayında olacağı tahmin edilen bu ödemelerin sürmesi tabii ki önemli ama asıl felaketle uygulama bittiğinde yüzleşeceğiz.
BDDK verilerine göre kur korumalı mevduat hesabı 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lira düzeyinde. Bu tutarın ne kadarının doğrudan TL cinsinden açılan hesaplardan, ne kadarının DTH dönüşümüyle açılan hesaplardan oluştuğunu bilmiyoruz. Bu detay başlangıçta açıklanıyordu, artık veri karartılıyor. Yine aynı şekilde bu tutarın ne kadarı gerçek kişilere, ne kadarı tüzel kişilere ait, belli değil. Hesabın vadesine ilişkin de bir bilgi yok.
“LİRALAŞMA DEDİKÇE ÖZÜNDE TERSİNİ YAPTILAR”
Ama uygulamanın süresi bittiğinde yaşanacaklar açısından o günkü bakiyenin dağılımı pek de önemli değil. 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lirayı yatırmış olanların bir kısmı zaten döviz hesabı sahibiydi, bir kısmı ise TL mevduatı varken devletin ‘kur artışından yararlandırma’ garantisiyle görünürde TL mevduatta durmakla birlikte aslında dövize geçmiş oldu. Varsayalım 1 trilyon 66 milyarlık KKM’nin yarısı TL cinsi hesaplarla, kalan yarısı DTH dönüşümüyle oluştu. Döviz hesabından KKM’ye geçenler zaten dövizdeydi. TL cinsi tasarruf etmekte olanlar da bu uygulamayla dövize alıştırıldı, adapte edildi. Dolayısıyla liralaşma dedikçe özünde tersini yaptılar.
“SERSERİ MAYIN GİBİ BİR 1.5 TRİLYON LİRA!”
Kur korumalı mevduat her ay yaklaşık yüzde 10 oranında artıyor. Oran her ay bu düzeyde oluşsa KKM yıl sonunda yaklaşık 1.8 trilyona ulaşacak. 1.8 trilyon liralık bakiyeyle yıl sonuna geldiğimizi ve süre uzatımına gidilmediğini düşünelim… KKM hesaplarında ağırlıklı vade üç ay. Dolayısıyla 1.8 trilyonluk hesabın önemli bir kısmının, belki 1.5 trilyonunun vadesi 2023’ün mart ayında dolacak.
Bu paranın bir kısmı, diyelim yarısı zaten özünde döviz. Yani yaklaşık 750 milyar lira bir süreliğine ‘TL görünümlü döviz’ olarak durmuştu. Bu 750 milyarın sahipleri vade bitip ellerine bu kadar TL geçince ne yapacaklar sanıyorsunuz? Tahmininiz doğru! Tabii ki koşa koşa döviz alacaklar.
Öte yandan aslında TL’de dururken dövize ve dövizin getirisine alıştırılan diğer 750 milyarın sahipleri “Bu uygulama bitti, ben artık yine gidip TL mevduat hesabı açtırayım” der mi? Zor değil mi… Muhtemelen onlar da dövize gider. Diyelim üçte biri döviz almadı… Mart 2023… Dedim ya, serseri mayın gibi 1.5 trilyon liranın vadesi doluyor. Hadi diyelim bu hesabın üçte biri dövize yüz vermedi; TL’de kaldı ve ister mevduata, ister konuta, ister hisse senedine, ister altına gitti…
Kaldı 1 trilyon lira.
“FELAKET BAKİYE SINIRLAMASIYLA ÖNLENEBİLİR”
Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın döviz için piyasaya çıktığını… Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın piyasayı nasıl alt üst edeceğini… Felaketin büyüğü bütçeden kur korumalıya şimdi ne kadar ödendiği değil. Şimdi sarsılıyoruz yalnızca, bütçe dengeleri bozuluyor; asıl felaketi bu uygulama bittiğinde yaşayacağız. O yüzden de kur korumalı mevduat uygulaması hiçbir şekilde birden bitirilemeyecek ve nasıl yapılır bilmem, bir şekilde zamana yayılarak sona erdirilecektir.
KKM uygulamasının bitiminde yaşanacak felaketi önlemek ya da hafifletmek, KKM bakiyesinin daha fazla büyümemesiyle, hatta sistemden çıkışların başlamasıyla sağlanabilir. Yıl sonu için mevcut gidişata göre 1.8 trilyon olarak tahmin ettiğim bakiye örneğin bugünlerdeki düzeyinde kalırsa bu sorunun görece hafiflemesi demektir.”
Yükselen döviz kurlarını kontrol altında tutmak için hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat’ın vatandaşa ve Hazine’ye yükü giderek artarken asıl sorunun uygulama bittiğinde ortaya çıkacağı belirtiliyor.
Kur Korumalı Mevduat Türkiye’de her vatandaşın cebine 555 lira yük getirdi. Son dört ayda kur farkı olarak bütçeden 37.2 milyar lira ödendi. Rekor kıran hazirandaki ödemeler ise 16 milyar lirayı buldu. Döviz kuru arttıkça bütçeden bu hesap sahiplerine yapılan ödeme de artarak devam edecek. Yani ucu açık bir ödeme.
KKM ile ilgili dikkat çeken yazılar kaleme alan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş uygulamanın bittiği gün kıyamet kopacak dedi. Bugünkü yazısında KKM uygulaması bittiğinde dövizin getirisine alışmış tasarruf sahiplerinin dövize hücum edeceğini ifade eden Aktaş “KKM uygulamasını bir anda sona erdirmek hiç mümkün olmayacak ya da bizi bir felaket bekliyor” dedi.
“GELİNEN AŞAMA UYUŞTURUCUNUN ESİRİ OLMAK GİBİ BİR DURUM”
Yazısında Aktaş şunlara dikkat çekti: Kur korumalı mevduat, ‘vatandaş yeter ki döviz talep etmesin, döviz almaya koşmasın, bir talep yaratmasın; ben dövizi almış sayar ve getirisini öderim’ mantığıyla icat edilmiş bir uygulama… Yanlış, yanlışlığı baştan bilinerek başlandı zaten; şimdi gelinen aşamada da uyuşturucunun esiri olmak gibi bir durum var. Başlamaya görün bir kere; öyle bir anda vazgeçemezsiniz.
Gerçi bu uygulamadan şimdi vazgeçilmesi de söz konusu değil. Uygulamanın bitiş süresi olan bu yılın sonu geldiğinde de öyle kolay kolay vazgeçmek mümkün olmayacak. Hem hiç kuşkunuz olmasın, 2022 sonu olan uygulama süresi uzatılacaktır. Mevcut durumda 2022 sonu olan süreyi istediğiniz kadar uzatın, o son kaçınılmaz olarak bir şekilde gelecek. İşte asıl kıyamet o zaman kopacak.
“HER AY 10 MİLYAR LİRALIK ÖDEME”
Bütçeden milyarlarca lira çıkması; örneğin uygulamanın ilk dört ayında 37.2 milyar lira ödenmesi ve her ay 8-10 milyar lira dolayında olacağı tahmin edilen bu ödemelerin sürmesi tabii ki önemli ama asıl felaketle uygulama bittiğinde yüzleşeceğiz.
BDDK verilerine göre kur korumalı mevduat hesabı 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lira düzeyinde. Bu tutarın ne kadarının doğrudan TL cinsinden açılan hesaplardan, ne kadarının DTH dönüşümüyle açılan hesaplardan oluştuğunu bilmiyoruz. Bu detay başlangıçta açıklanıyordu, artık veri karartılıyor. Yine aynı şekilde bu tutarın ne kadarı gerçek kişilere, ne kadarı tüzel kişilere ait, belli değil. Hesabın vadesine ilişkin de bir bilgi yok.
“LİRALAŞMA DEDİKÇE ÖZÜNDE TERSİNİ YAPTILAR”
Ama uygulamanın süresi bittiğinde yaşanacaklar açısından o günkü bakiyenin dağılımı pek de önemli değil. 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lirayı yatırmış olanların bir kısmı zaten döviz hesabı sahibiydi, bir kısmı ise TL mevduatı varken devletin ‘kur artışından yararlandırma’ garantisiyle görünürde TL mevduatta durmakla birlikte aslında dövize geçmiş oldu. Varsayalım 1 trilyon 66 milyarlık KKM’nin yarısı TL cinsi hesaplarla, kalan yarısı DTH dönüşümüyle oluştu. Döviz hesabından KKM’ye geçenler zaten dövizdeydi. TL cinsi tasarruf etmekte olanlar da bu uygulamayla dövize alıştırıldı, adapte edildi. Dolayısıyla liralaşma dedikçe özünde tersini yaptılar.
“SERSERİ MAYIN GİBİ BİR 1.5 TRİLYON LİRA!”
Kur korumalı mevduat her ay yaklaşık yüzde 10 oranında artıyor. Oran her ay bu düzeyde oluşsa KKM yıl sonunda yaklaşık 1.8 trilyona ulaşacak. 1.8 trilyon liralık bakiyeyle yıl sonuna geldiğimizi ve süre uzatımına gidilmediğini düşünelim… KKM hesaplarında ağırlıklı vade üç ay. Dolayısıyla 1.8 trilyonluk hesabın önemli bir kısmının, belki 1.5 trilyonunun vadesi 2023’ün mart ayında dolacak.
Bu paranın bir kısmı, diyelim yarısı zaten özünde döviz. Yani yaklaşık 750 milyar lira bir süreliğine ‘TL görünümlü döviz’ olarak durmuştu. Bu 750 milyarın sahipleri vade bitip ellerine bu kadar TL geçince ne yapacaklar sanıyorsunuz? Tahmininiz doğru! Tabii ki koşa koşa döviz alacaklar.
Öte yandan aslında TL’de dururken dövize ve dövizin getirisine alıştırılan diğer 750 milyarın sahipleri “Bu uygulama bitti, ben artık yine gidip TL mevduat hesabı açtırayım” der mi? Zor değil mi… Muhtemelen onlar da dövize gider. Diyelim üçte biri döviz almadı… Mart 2023… Dedim ya, serseri mayın gibi 1.5 trilyon liranın vadesi doluyor. Hadi diyelim bu hesabın üçte biri dövize yüz vermedi; TL’de kaldı ve ister mevduata, ister konuta, ister hisse senedine, ister altına gitti…
Kaldı 1 trilyon lira.
“FELAKET BAKİYE SINIRLAMASIYLA ÖNLENEBİLİR”
Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın döviz için piyasaya çıktığını… Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın piyasayı nasıl alt üst edeceğini… Felaketin büyüğü bütçeden kur korumalıya şimdi ne kadar ödendiği değil. Şimdi sarsılıyoruz yalnızca, bütçe dengeleri bozuluyor; asıl felaketi bu uygulama bittiğinde yaşayacağız. O yüzden de kur korumalı mevduat uygulaması hiçbir şekilde birden bitirilemeyecek ve nasıl yapılır bilmem, bir şekilde zamana yayılarak sona erdirilecektir.
KKM uygulamasının bitiminde yaşanacak felaketi önlemek ya da hafifletmek, KKM bakiyesinin daha fazla büyümemesiyle, hatta sistemden çıkışların başlamasıyla sağlanabilir. Yıl sonu için mevcut gidişata göre 1.8 trilyon olarak tahmin ettiğim bakiye örneğin bugünlerdeki düzeyinde kalırsa bu sorunun görece hafiflemesi demektir.”
Yükselen döviz kurlarını kontrol altında tutmak için hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat’ın vatandaşa ve Hazine’ye yükü giderek artarken asıl sorunun uygulama bittiğinde ortaya çıkacağı belirtiliyor.
Kur Korumalı Mevduat Türkiye’de her vatandaşın cebine 555 lira yük getirdi. Son dört ayda kur farkı olarak bütçeden 37.2 milyar lira ödendi. Rekor kıran hazirandaki ödemeler ise 16 milyar lirayı buldu. Döviz kuru arttıkça bütçeden bu hesap sahiplerine yapılan ödeme de artarak devam edecek. Yani ucu açık bir ödeme.
KKM ile ilgili dikkat çeken yazılar kaleme alan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş uygulamanın bittiği gün kıyamet kopacak dedi. Bugünkü yazısında KKM uygulaması bittiğinde dövizin getirisine alışmış tasarruf sahiplerinin dövize hücum edeceğini ifade eden Aktaş “KKM uygulamasını bir anda sona erdirmek hiç mümkün olmayacak ya da bizi bir felaket bekliyor” dedi.
“GELİNEN AŞAMA UYUŞTURUCUNUN ESİRİ OLMAK GİBİ BİR DURUM”
Yazısında Aktaş şunlara dikkat çekti: Kur korumalı mevduat, ‘vatandaş yeter ki döviz talep etmesin, döviz almaya koşmasın, bir talep yaratmasın; ben dövizi almış sayar ve getirisini öderim’ mantığıyla icat edilmiş bir uygulama… Yanlış, yanlışlığı baştan bilinerek başlandı zaten; şimdi gelinen aşamada da uyuşturucunun esiri olmak gibi bir durum var. Başlamaya görün bir kere; öyle bir anda vazgeçemezsiniz.
Gerçi bu uygulamadan şimdi vazgeçilmesi de söz konusu değil. Uygulamanın bitiş süresi olan bu yılın sonu geldiğinde de öyle kolay kolay vazgeçmek mümkün olmayacak. Hem hiç kuşkunuz olmasın, 2022 sonu olan uygulama süresi uzatılacaktır. Mevcut durumda 2022 sonu olan süreyi istediğiniz kadar uzatın, o son kaçınılmaz olarak bir şekilde gelecek. İşte asıl kıyamet o zaman kopacak.
“HER AY 10 MİLYAR LİRALIK ÖDEME”
Bütçeden milyarlarca lira çıkması; örneğin uygulamanın ilk dört ayında 37.2 milyar lira ödenmesi ve her ay 8-10 milyar lira dolayında olacağı tahmin edilen bu ödemelerin sürmesi tabii ki önemli ama asıl felaketle uygulama bittiğinde yüzleşeceğiz.
BDDK verilerine göre kur korumalı mevduat hesabı 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lira düzeyinde. Bu tutarın ne kadarının doğrudan TL cinsinden açılan hesaplardan, ne kadarının DTH dönüşümüyle açılan hesaplardan oluştuğunu bilmiyoruz. Bu detay başlangıçta açıklanıyordu, artık veri karartılıyor. Yine aynı şekilde bu tutarın ne kadarı gerçek kişilere, ne kadarı tüzel kişilere ait, belli değil. Hesabın vadesine ilişkin de bir bilgi yok.
“LİRALAŞMA DEDİKÇE ÖZÜNDE TERSİNİ YAPTILAR”
Ama uygulamanın süresi bittiğinde yaşanacaklar açısından o günkü bakiyenin dağılımı pek de önemli değil. 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lirayı yatırmış olanların bir kısmı zaten döviz hesabı sahibiydi, bir kısmı ise TL mevduatı varken devletin ‘kur artışından yararlandırma’ garantisiyle görünürde TL mevduatta durmakla birlikte aslında dövize geçmiş oldu. Varsayalım 1 trilyon 66 milyarlık KKM’nin yarısı TL cinsi hesaplarla, kalan yarısı DTH dönüşümüyle oluştu. Döviz hesabından KKM’ye geçenler zaten dövizdeydi. TL cinsi tasarruf etmekte olanlar da bu uygulamayla dövize alıştırıldı, adapte edildi. Dolayısıyla liralaşma dedikçe özünde tersini yaptılar.
“SERSERİ MAYIN GİBİ BİR 1.5 TRİLYON LİRA!”
Kur korumalı mevduat her ay yaklaşık yüzde 10 oranında artıyor. Oran her ay bu düzeyde oluşsa KKM yıl sonunda yaklaşık 1.8 trilyona ulaşacak. 1.8 trilyon liralık bakiyeyle yıl sonuna geldiğimizi ve süre uzatımına gidilmediğini düşünelim… KKM hesaplarında ağırlıklı vade üç ay. Dolayısıyla 1.8 trilyonluk hesabın önemli bir kısmının, belki 1.5 trilyonunun vadesi 2023’ün mart ayında dolacak.
Bu paranın bir kısmı, diyelim yarısı zaten özünde döviz. Yani yaklaşık 750 milyar lira bir süreliğine ‘TL görünümlü döviz’ olarak durmuştu. Bu 750 milyarın sahipleri vade bitip ellerine bu kadar TL geçince ne yapacaklar sanıyorsunuz? Tahmininiz doğru! Tabii ki koşa koşa döviz alacaklar.
Öte yandan aslında TL’de dururken dövize ve dövizin getirisine alıştırılan diğer 750 milyarın sahipleri “Bu uygulama bitti, ben artık yine gidip TL mevduat hesabı açtırayım” der mi? Zor değil mi… Muhtemelen onlar da dövize gider. Diyelim üçte biri döviz almadı… Mart 2023… Dedim ya, serseri mayın gibi 1.5 trilyon liranın vadesi doluyor. Hadi diyelim bu hesabın üçte biri dövize yüz vermedi; TL’de kaldı ve ister mevduata, ister konuta, ister hisse senedine, ister altına gitti…
Kaldı 1 trilyon lira.
“FELAKET BAKİYE SINIRLAMASIYLA ÖNLENEBİLİR”
Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın döviz için piyasaya çıktığını… Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın piyasayı nasıl alt üst edeceğini… Felaketin büyüğü bütçeden kur korumalıya şimdi ne kadar ödendiği değil. Şimdi sarsılıyoruz yalnızca, bütçe dengeleri bozuluyor; asıl felaketi bu uygulama bittiğinde yaşayacağız. O yüzden de kur korumalı mevduat uygulaması hiçbir şekilde birden bitirilemeyecek ve nasıl yapılır bilmem, bir şekilde zamana yayılarak sona erdirilecektir.
KKM uygulamasının bitiminde yaşanacak felaketi önlemek ya da hafifletmek, KKM bakiyesinin daha fazla büyümemesiyle, hatta sistemden çıkışların başlamasıyla sağlanabilir. Yıl sonu için mevcut gidişata göre 1.8 trilyon olarak tahmin ettiğim bakiye örneğin bugünlerdeki düzeyinde kalırsa bu sorunun görece hafiflemesi demektir.”
Yükselen döviz kurlarını kontrol altında tutmak için hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat’ın vatandaşa ve Hazine’ye yükü giderek artarken asıl sorunun uygulama bittiğinde ortaya çıkacağı belirtiliyor.
Kur Korumalı Mevduat Türkiye’de her vatandaşın cebine 555 lira yük getirdi. Son dört ayda kur farkı olarak bütçeden 37.2 milyar lira ödendi. Rekor kıran hazirandaki ödemeler ise 16 milyar lirayı buldu. Döviz kuru arttıkça bütçeden bu hesap sahiplerine yapılan ödeme de artarak devam edecek. Yani ucu açık bir ödeme.
KKM ile ilgili dikkat çeken yazılar kaleme alan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş uygulamanın bittiği gün kıyamet kopacak dedi. Bugünkü yazısında KKM uygulaması bittiğinde dövizin getirisine alışmış tasarruf sahiplerinin dövize hücum edeceğini ifade eden Aktaş “KKM uygulamasını bir anda sona erdirmek hiç mümkün olmayacak ya da bizi bir felaket bekliyor” dedi.
“GELİNEN AŞAMA UYUŞTURUCUNUN ESİRİ OLMAK GİBİ BİR DURUM”
Yazısında Aktaş şunlara dikkat çekti: Kur korumalı mevduat, ‘vatandaş yeter ki döviz talep etmesin, döviz almaya koşmasın, bir talep yaratmasın; ben dövizi almış sayar ve getirisini öderim’ mantığıyla icat edilmiş bir uygulama… Yanlış, yanlışlığı baştan bilinerek başlandı zaten; şimdi gelinen aşamada da uyuşturucunun esiri olmak gibi bir durum var. Başlamaya görün bir kere; öyle bir anda vazgeçemezsiniz.
Gerçi bu uygulamadan şimdi vazgeçilmesi de söz konusu değil. Uygulamanın bitiş süresi olan bu yılın sonu geldiğinde de öyle kolay kolay vazgeçmek mümkün olmayacak. Hem hiç kuşkunuz olmasın, 2022 sonu olan uygulama süresi uzatılacaktır. Mevcut durumda 2022 sonu olan süreyi istediğiniz kadar uzatın, o son kaçınılmaz olarak bir şekilde gelecek. İşte asıl kıyamet o zaman kopacak.
“HER AY 10 MİLYAR LİRALIK ÖDEME”
Bütçeden milyarlarca lira çıkması; örneğin uygulamanın ilk dört ayında 37.2 milyar lira ödenmesi ve her ay 8-10 milyar lira dolayında olacağı tahmin edilen bu ödemelerin sürmesi tabii ki önemli ama asıl felaketle uygulama bittiğinde yüzleşeceğiz.
BDDK verilerine göre kur korumalı mevduat hesabı 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lira düzeyinde. Bu tutarın ne kadarının doğrudan TL cinsinden açılan hesaplardan, ne kadarının DTH dönüşümüyle açılan hesaplardan oluştuğunu bilmiyoruz. Bu detay başlangıçta açıklanıyordu, artık veri karartılıyor. Yine aynı şekilde bu tutarın ne kadarı gerçek kişilere, ne kadarı tüzel kişilere ait, belli değil. Hesabın vadesine ilişkin de bir bilgi yok.
“LİRALAŞMA DEDİKÇE ÖZÜNDE TERSİNİ YAPTILAR”
Ama uygulamanın süresi bittiğinde yaşanacaklar açısından o günkü bakiyenin dağılımı pek de önemli değil. 8 Temmuz itibarıyla 1 trilyon 66 milyar lirayı yatırmış olanların bir kısmı zaten döviz hesabı sahibiydi, bir kısmı ise TL mevduatı varken devletin ‘kur artışından yararlandırma’ garantisiyle görünürde TL mevduatta durmakla birlikte aslında dövize geçmiş oldu. Varsayalım 1 trilyon 66 milyarlık KKM’nin yarısı TL cinsi hesaplarla, kalan yarısı DTH dönüşümüyle oluştu. Döviz hesabından KKM’ye geçenler zaten dövizdeydi. TL cinsi tasarruf etmekte olanlar da bu uygulamayla dövize alıştırıldı, adapte edildi. Dolayısıyla liralaşma dedikçe özünde tersini yaptılar.
“SERSERİ MAYIN GİBİ BİR 1.5 TRİLYON LİRA!”
Kur korumalı mevduat her ay yaklaşık yüzde 10 oranında artıyor. Oran her ay bu düzeyde oluşsa KKM yıl sonunda yaklaşık 1.8 trilyona ulaşacak. 1.8 trilyon liralık bakiyeyle yıl sonuna geldiğimizi ve süre uzatımına gidilmediğini düşünelim… KKM hesaplarında ağırlıklı vade üç ay. Dolayısıyla 1.8 trilyonluk hesabın önemli bir kısmının, belki 1.5 trilyonunun vadesi 2023’ün mart ayında dolacak.
Bu paranın bir kısmı, diyelim yarısı zaten özünde döviz. Yani yaklaşık 750 milyar lira bir süreliğine ‘TL görünümlü döviz’ olarak durmuştu. Bu 750 milyarın sahipleri vade bitip ellerine bu kadar TL geçince ne yapacaklar sanıyorsunuz? Tahmininiz doğru! Tabii ki koşa koşa döviz alacaklar.
Öte yandan aslında TL’de dururken dövize ve dövizin getirisine alıştırılan diğer 750 milyarın sahipleri “Bu uygulama bitti, ben artık yine gidip TL mevduat hesabı açtırayım” der mi? Zor değil mi… Muhtemelen onlar da dövize gider. Diyelim üçte biri döviz almadı… Mart 2023… Dedim ya, serseri mayın gibi 1.5 trilyon liranın vadesi doluyor. Hadi diyelim bu hesabın üçte biri dövize yüz vermedi; TL’de kaldı ve ister mevduata, ister konuta, ister hisse senedine, ister altına gitti…
Kaldı 1 trilyon lira.
“FELAKET BAKİYE SINIRLAMASIYLA ÖNLENEBİLİR”
Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın döviz için piyasaya çıktığını… Düşünebiliyor musunuz 1 trilyon liranın piyasayı nasıl alt üst edeceğini… Felaketin büyüğü bütçeden kur korumalıya şimdi ne kadar ödendiği değil. Şimdi sarsılıyoruz yalnızca, bütçe dengeleri bozuluyor; asıl felaketi bu uygulama bittiğinde yaşayacağız. O yüzden de kur korumalı mevduat uygulaması hiçbir şekilde birden bitirilemeyecek ve nasıl yapılır bilmem, bir şekilde zamana yayılarak sona erdirilecektir.
KKM uygulamasının bitiminde yaşanacak felaketi önlemek ya da hafifletmek, KKM bakiyesinin daha fazla büyümemesiyle, hatta sistemden çıkışların başlamasıyla sağlanabilir. Yıl sonu için mevcut gidişata göre 1.8 trilyon olarak tahmin ettiğim bakiye örneğin bugünlerdeki düzeyinde kalırsa bu sorunun görece hafiflemesi demektir.”