Terörist diye ağır cezada yargılanan bir ihraç öğretmenin, karne günü telefonu çaldı. Bir veli onu aşağı çağırıyordu.
Dün öğrencilerin karne günü idi. İhraç olmadan önce çalıştığım okul evimize çok yakın bir yerde olduğu için çocuk sesleri zil sesleri hiç eksik olmuyordu evimizden.
Şu an küçük çapta esnaflık yapsam da aslında çok sevdiğim mesleğimi ve ögrencilerimi hiç unutmadım. Bir gün mutlaka mesleğime geri döneceğime inancım tamdır.
Dün saat 11 gibi bir telefon çaldı. Arayan üç yıl emek verdiğim ve bu sene dördüncü sınıfı bitiren öğrencilerimden birisinin velisi idi. “Hocam aşağı bir inseniz görüşmek istiyorum sizinle” dedi. Herhalde çocuk karnesini aldı ve benimle de görüşmeye geldi diye düşündüm. Apartmandan aşağı ya indim. Tam apartman kapısını açınca bir alkış tufanı koptu. Neye uğradığımı bilemedim. Bütün öğrencilerim ve bütün velilerim apartmanın önündeydi.
Ellerinde karneleri ve takdir belgeleri beni ziyarete gelmişler. Veliler ve öğrencilerim ayrı ayrı teşekkür edip helallik dilediler. Ben de tek tek öğrencilerimin gözlerinden öptüm. Plaket hazırlamışlar. Sokaktaki bütün evlerin balkon ve pencerelerinden bakan meraklı gözler önünde bana plaket verdiler.
Sınıfın dört yıldır bütün işlerine kosturan velimiz öğrencilerimiz kazandığı bütün davranışları size borçlular, hakkınızı ödeyemeyiz mealinde kısa bir konuşma yaptı. “En kısa sürede okuldaki görevinize dönmemiz için sürekli dua ediyoruz” dedi.
Dört beş tane velimin birinci sınıfa başlayacak çocukları var. Hepsi de “Sizi bekliyoruz. Okullar açılana kadar okula yazdırmayıp sizin dönmenizi bekleyeceğiz.” dediler. Bir öğretmen olarak tabiki duygulandım.
Ama en önemlisi velilerin bana bakışlarıydı. Çünkü biz her ne kadar ağır ceza mahkemesinde yargılansak da terörist degiliz. Bana bugünü yaşatan Allah’a şükürler olsun.
Terörist diye ağır cezada yargılanan bir ihraç öğretmenin, karne günü telefonu çaldı. Bir veli onu aşağı çağırıyordu.
Dün öğrencilerin karne günü idi. İhraç olmadan önce çalıştığım okul evimize çok yakın bir yerde olduğu için çocuk sesleri zil sesleri hiç eksik olmuyordu evimizden.
Şu an küçük çapta esnaflık yapsam da aslında çok sevdiğim mesleğimi ve ögrencilerimi hiç unutmadım. Bir gün mutlaka mesleğime geri döneceğime inancım tamdır.
Dün saat 11 gibi bir telefon çaldı. Arayan üç yıl emek verdiğim ve bu sene dördüncü sınıfı bitiren öğrencilerimden birisinin velisi idi. “Hocam aşağı bir inseniz görüşmek istiyorum sizinle” dedi. Herhalde çocuk karnesini aldı ve benimle de görüşmeye geldi diye düşündüm. Apartmandan aşağı ya indim. Tam apartman kapısını açınca bir alkış tufanı koptu. Neye uğradığımı bilemedim. Bütün öğrencilerim ve bütün velilerim apartmanın önündeydi.
Ellerinde karneleri ve takdir belgeleri beni ziyarete gelmişler. Veliler ve öğrencilerim ayrı ayrı teşekkür edip helallik dilediler. Ben de tek tek öğrencilerimin gözlerinden öptüm. Plaket hazırlamışlar. Sokaktaki bütün evlerin balkon ve pencerelerinden bakan meraklı gözler önünde bana plaket verdiler.
Sınıfın dört yıldır bütün işlerine kosturan velimiz öğrencilerimiz kazandığı bütün davranışları size borçlular, hakkınızı ödeyemeyiz mealinde kısa bir konuşma yaptı. “En kısa sürede okuldaki görevinize dönmemiz için sürekli dua ediyoruz” dedi.
Dört beş tane velimin birinci sınıfa başlayacak çocukları var. Hepsi de “Sizi bekliyoruz. Okullar açılana kadar okula yazdırmayıp sizin dönmenizi bekleyeceğiz.” dediler. Bir öğretmen olarak tabiki duygulandım.
Ama en önemlisi velilerin bana bakışlarıydı. Çünkü biz her ne kadar ağır ceza mahkemesinde yargılansak da terörist degiliz. Bana bugünü yaşatan Allah’a şükürler olsun.