İş bu noktaya geldi
İsmail S. Gülümser/Aktifhaber
AYM kararına rağmen hileyle, polis zoruyla, darbeyle okul dışındaki ek eğitimleri yasaklamak için dershaneleri, etüt merkezlerini kapatıp, özel kursları tek ders sınırlamasıyla işlevsiz hale getirdiler. Ancak her yerde kaçak ders büroları açıldı, 9 aydan beri genelgelerle, yüksek para cezalarıyla kaçak ders bürolarıyla mücadele ediyorlar. İstediklerini baskınlar yapıp engellerken istediklerini görmezden geliyorlar. Yandaş basın dâhil yazılanlara bakıldığında yasaklamayla eğitim isteğini söndüremedikleri anlaşılıyor. Şimdi eğitim isteğini azaltmanın yollarını arıyor eğitimin olmazsa olmazı, ölçme ve değerlendirme faaliyetlerini(sınavları) kaldırma planları yapıyorlar.
ASKERLER YASAKÇI BİR MANTIKLA DERSHANELERİ KAPATTI ÖZAL YENİDEN AÇTI
Eğitimin tamamen ücretsiz bir faaliyet olması gerektiğini düşünen sosyal demokratlar, insan tabiatına aykırı eşitlikçi yaklaşımlarla her dönemde dershanelerin varlığından rahatsız olmuş ve kapatılmasını istemişlerdi. Ancak okul dersleriyle yetinmek istemeyenlerin daha iyiye ulaşma arzusunun engellenmesini gelişme isteğinin önünün tıkanması olarak gören sağ iktidarlar dershanelerin varlığından yana tavır belirlemişti.
Yasakçı yaklaşımları benimseyen Kenan Evren başkanlığındaki askeri yönetim de 80 ihtilalından sonra birçok konuda yasaklarla sorun çözmeye çalıştı, sosyal demokratların yaklaşımlarından etkilenerek dershaneleri kapatılması yönünde bir kanun çıkardılar. Dershaneler daha kapanmadan kaçak bürolar açıldı eğitim yasal faaliyet alanı olmaktan çıkmaya başladı. Özal’ın hürriyetleri genişletme vaadi toplumda geniş yankı buldu, Evren’in getirdiği tüm yasaklar kaldırılırken, Vehbi Dinçer’lerin Bakanlığı döneminde dershane yasağı da kaldırdı ve yeniden faaliyetlerine izin verildi.
Askerlerin yasakçı, sosyal demokratların mutlak eşitlikçi yaklaşımlarını eleştiren, o yasaklardan en çok zarar gören ve Özal’ın getirdiği hürriyetlerle iktidar olma fırsatı yakalayan Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarı her konuda şikâyet ettikleri askerleri taklit ediyor, aynen onlar gibi ülkeyi daha kolay yöneteceklerini zannederek yeniden yasaklar ülkesi haline getiriyorlar. Önce eğitimi istedikleri gibi yönlendireceklerini düşünerek dershaneleri kapatılması yönünde kanun çıkardılar. Kanun AYM tarafından iptal edilince, genelgelerle kapatmaya çalıştılar, genelgeler Danıştay’ca iptal edilince bu kez polis zoruyla kapatmak istediler. Hepsinde başarısızlığa uğradı ama yasaktan vazgeçmediler. Kanunla bile yapamadıklarını bu kez kurgu ihtillale yönetimi ele geçirip OHAL kararnameleriyle yapmaya çalıştılar.
AİLELERİN ÇOCUKLARININ BAŞARISI İÇİN, BULDUKLARI HER ALTERNATİFİ KAPATIYORLAR
Çocuklarının daha başarılı olmasını isteyen her aile okul dersleri dışında ek destek arayışına giriyor. Şimdilerde Sovyet bloğu ülkeler dâhil tüm dünyada gelişmeye vesile sayılan bu istek bir yolla karşılanırken, AKP iktidarı arka arkaya bu isteğin önünü tıkayacak adımlar atmaya devam ediyor. Dershaneler kapandıktan sonra aileler çocuklarının bu ihtiyacını “etüt merkezleri” ve “özel öğretim kurslarından” karşılamaya çalıştılar.
Ancak iktidar partisi buraların dershaneye dönüştüğünü düşünerek yeni bir yasak rejimi daha getirdi. Etüt merkezlerini kapattı, Danıştay’ın aksi yöndeki kararına rağmen özel öğretim kurslarını tek dersle sınırlama yoluna gittiler. Süreçte 3.500 civarı dershaneyi hukuk dışı yollarla kapatıkları gibi, devlete güvenerek dershanesini etüt merkezi ya da özel öğretim kursuna dönüştürmüş 2 bin etüt merkezini kapattı, 1.140 özel öğretim kursunu da OHAL düzenlemeleriyle iş yapamaz hale getirdiler.
Eğitim talebinin olduğunu gören eğitimciler, danışmanlık vb isimler altında bürolarda eğitime devam etmek istiyor. Fakat eğitimi yasaklamaya azmetmiş AKP buralara polis baskınları düzenliyor, kaçakçı gibi eğitimcileri tutukluyor ceza yağdırıyorlar. Aynen askeri yönetim dönemlerinde olduğu gibi eğitim işletmesi açacaklar hakkında güvenlik soruşturması yapıyor, kendine göre sakıncalı gördüklerine izin vermiyor. Hem yasalara, insan haklarına aykırı OHL KHK’ları ile istemediğinin eğitim kurumu açmasını engelliyor, ardından izinsiz eğitim faaliyeti yapmakla suçlayıp cezalandırıyorlar. Bu günlerde eğitimciler arasındaki rekabeti kullanarak, birbirlerini şikâyet etmeye zorluyor, eğitimcileri devlet eliyle birbirine düşürüyorlar.
YASAK REJİMLERİ İŞE YARAMIYOR
Ancak son bir yıldan bu yana gazete haberleri ve eğitimle ilgili yazılara bakıldığında OHAL’le aldıkları yetkiye polis baskınlarına rağmen okul dışında ek destek alma isteğinin önüne geçemedikleri anlaşılıyor. Son dönemde kaçak ders faaliyetlerinin artması üzerine iki kez (19.1.2017 tarih 2017-4 sayılı ve 20.3.2017 tarih 2017-13 sayılı) genelge çıkardılar. Birinci genelgeyle kaçak eğitim yapan yerlere kapatma ve idari para cezası talimatı gönderdi, hemen 2 ay sonra çıkarılan genelge ile de idari para cezalarının nasıl uygulanacağını duyurdular.
Basında yer alan haberlere bakıldığında 9 aydan beri yürürlükte olan asgari ücretin 20 katı kadar idari para cezalarının insan tabiatına aykırı yasakların iş görmediği birçok yerde eğitim faaliyetinin devam ettiği anlaşılıyor.
AKP TEK PARTİ YÖNETİMİ EĞİTİMCİLERİ KAÇAKÇI GİBİ GÖRÜYOR, CEZA YAĞDIRIYOR
Tek parti döneminde ülkede en önemli yasaklardan biri birlikte kitap okumaktı, okuma yazmayı geliştirmesi gereken devlet TCK 163. Maddesiyle yıllarca insanları kitap okuduğu için gizli cemiyet kurmayla suçlayıp yargıladı, bu yasak da ancak Özal döneminde kaldırılabildi. AKP tek parti rejimi de önce okul dışındaki ek eğitimi yasaklıyor, kendini geliştirmek isteyenleri kaçak yollarla ihtiyacını karşılamak zorunda bırakıyor, ardından bu ihtiyacın karşılandığı eğitim yerlerini kaçakçılık yapan yerler gibi baskınlar yapıp engellemeye insanların gelişme talebini önlemeye çalışıyor.
İşte iktidarın yasakçı anlayışla eğitimde oluşturduğu kaosu gösteren haber başlıklarından bazıları….
Kurslara operasyon düzenlendi.
Apartmanın 5. Katındaki etüt merkezine baskın düzenlendi.
Merdiven altı kurslara rekor ceza yağacak.
İlimizde yüzlerce öğretmen (kaçak) ders veriyor.
Devlet okullarında çalışan öğretmenler kurslar etüt merkezleri açıp (kaçak) ders veriyor.
Kurslarda tek ders sınırı eğitimcileri sahteciliğe itiyor, aynı katta kapılar ayrılarak dershanecilik yapılıyor.
Öğretmenler ders verebilmek için binalarını kılıfına uydurmaya çalışıyor.
Temel liseler 2019’da kapanacak kayıt alması engellenmeli.
1 Ağustos 2017’den itibaren dershane gibi çalışan kurslar kapatılacak.
Bakanlık özel öğretim kurslarında tek ders kaosu oluşturuyor.
Kurucular tek dersle kurs olmaz kurum işletilemez çözüm üretmek için her yolu deneriz diyor.
Eğitimcilerin ders vermesi yasak, belediyelerin korsan dershanecilik yapması serbest.
İzin almadığı alanda ders veren kaçak kurslara baskın kapatma ve ceza yağacak.
Velileri kaçak kurslar için uyarıyoruz(tüketici hakları koruma derneği).
Eğitimde kaçak kurslarla sigortasız öğretmen çalıştırma dönemi.
Eğitim koçluğu, TEOG kampı, ödev merkezi, vb isimler altında 60 dan fazla kaçak kuruma baskın.
Bakanlık eğitim yasağını sürdürmek için kılıktan kılığa giriyor.
Dershanelere özel okula, kursa, etüt merkezine dönüşün deniyor sonra onlar da yasaklanıyor.
DAR GELİRLİLERİ TEMSİL ETTİKLERİNİ UNUTUP ÖNLERİNİ TIKIYORLAR
Geçmişte mali imkânı olanlar çocuklarını başarı düzeyi yüksek okullarda okutarak fark oluşturur, hep varlıklı aile çocukları yukarı tırmanırdı. Son dönemlerde bu haksızlıklar önemli ölçüde ortadan kalkmışken AKP iktidarı yasaklarla dar gelirlilerin önünü tıkayan eski sistemi getirecek düzenlemeler yapıyor. Haberlere bakıldığında ülkenin eğitim alanındaki içler acısı durumu ortaya çıkıyor. Dershaneler yenilere göre daha ucuza hizmet verdiği için orta halli aileler çocuklarını gönderebilirken, şimdi özel gruplara ders verenlerin, hele özel ders verenlerin maliyeti daha yüksek, yaşananlar ileride eğitimde kasd sisteminin yeniden ortaya çıkacağını gösteriyor.
İktidar partisi ihtiyaç olan bir alanda yasaklarla sorunun çözülmediğini görünce sene ortasında yapılan bir açıklama ile bu kez ikinci bir yanlış yola giriyor, üniversite ve liselere giriş sınavlarının kaldırılacağı açıklanıyor. Ancak biraz incelediklerinde sınavları kaldırılmanın rasyonel olmadığını anlıyor ve kaldırma yerine soruları basitleştirerek eğitimde ek destek ihtiyacını yok etmeyi planlıyorlar. Geçmişte 28 Şubatçıların dershaneleri engellemek için getirdikleri yasak rejimindeki hataları aynen tekrarlıyorlar. Okullarda eğitim öğretime zarar verdiği için kendilerinin kaldırdığı ölçme değerlendirme kriterleri açısından hiçbir geçerliliği olmayan sadece basit sorularla ölçme gibi bir yanlışa geri dönüyorlar.