Milliyetçi Hareket Partisi’nden 23. ve 24. dönem milletvekili olarak görev yapan Ali Torlak’ın oğlu Taşkın Torlak, 2 Kasım’da Türkiye’ye dönmek üzere bulunduğu Miami’deki havaalanında gözaltına alındı.
ABD Adalet Bakanlığı’nın iki gün sonra yaptığı açıklamada, Torlak’ın Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı (IEEPA) ihlal ettiği suçlamasıyla gözaltına alındığı duyuruldu. Amerikan hükümetinin iddiasına göre Taşkın Torlak, sahibi olduğu denizcilik şirketi vasıtasıyla ABD yaptırımları altındaki Venezuela petrolünün satışına aracılık etmekle suçlanıyor.
Independent Türkçe’nin eriştiği mahkeme kayıtlarına göre Miami’de gözaltına alınan Torlak, iki gün tutulduktan sonra hakkındaki davanın görüleceği Columbia Bölgesi’ne (DC) sevk edildi. Buradaki sorgusunda hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Torlak’ın geçici olarak tutuklanmasına ve 2 Aralık’ta hakim karşısına çıkarılmasına karar verildi.
Mahkeme ayrıca Taşkın Torlak hakkındaki tüm kefalet taleplerini de reddetti.
Torlak, suçlu bulunması halinde 30 yıla kadar hapis ve milyonlarca dolar para cezasıyla karşı karşıya kalabilir.
Taşkın Torlak neyle suçlanıyor?
Torlak’ın ihlal ettiği öne sürülen IEEPA, Türkiye kamuoyunun gündemine daha önce de gelmişti. İran yaptırımlarını delmekle suçlanan Türkiye/İran vatandaşı Rıza Sarraf (Reza Zarrab) ve eski Halkbank Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla’ya yönelik ABD’de açılan dava da aynı suçlamayla açılmıştı.
Mahkeme evraklarına göre, Torlak hakkındaki suçlamaların temelinde, M/T Mirame, M/T Ligera ve M/T Kitakaze isimli üç tankerle, Kasım 2020’den Haziran 2023’e kadar geçen süreçte Venezuela’dan yapılan petrol sevkıyatı yer alıyor.
Torlak ve ortaklarının, Venezuela devlet petrol şirketi PDVSA’ya ait petrolü ülkedeki Jose Terminali’nde tankerlere yükledikleri ve bu ürünleri başta Singapur olmak üzere Asya ülkelerine sevk ettikleri iddiası da dosyaya giren detaylar arasında.
Torlak’ın Kasım 2020 civarlarında, petrol kaçakçılığı yapan sayısız şirketi yönettiği öne sürülen Ukrayna vatandaşı bir kişiyle, elde edilecek kârın yüzde 50’si karşılığında anlaşmaya vardığı iddia ediliyor. Torlak dışındaki tüm şüpheli kişi ve kurumların isimlerinin “suç ortağı” şeklinde kodlandığı iddianamede ayrıca, Türkiye’de yaşayan ve Torlak’ın Marshall Adaları’ndaki şirketini yönettiği belirtilen bir tanker kaptanı da şüpheli olarak yer alıyor.
Torlak ve diğer şüphelilerin, yaptırım altındaki kurumlarla ABD doları üzerinden anlaşma yaptığı ve bu anlaşmalarda Amerikan finansal sistemini yaptırım altındaki kurumların faydasına olacak şekilde kullandıkları iddia ediliyor.
Mahkeme kayıtlarına giren konuşmalar
ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı İç Güvenlik Soruşturmaları (HSI) biriminde görevli bir özel ajan tarafından hazırlanarak mahkemeye sunulan suç duyurusunda, Taşkın Torlak’ın Ukraynalı ortağıyla yaptığı konuşmalar da yer alıyor.
Bu konuşmalara göre Torlak, 3 Kasım 2020’de Ukraynalı ortağına attığı e-postada düşük sülfürlü akaryakıt taşıyan M/T Mirame’nin 9-12 Kasım 2020 tarihlerinde Singapur’a demirlemiş olacağını belirtiyor.
Suçlamalara temel oluşturabilecek konuşmalardan birindeyse Torlak, Ukraynalı ortağına Venezuela’yla yapılan alışverişi gizlemek için “temiz bir filoya” ihtiyaç duyduklarını aktarıyor. Venezuelalı yetkililerle yaptığı görüşmelerin takip edildiğinden endişelenen iki şüpheli, daha sonra PDVSA’nın sahibi olduğu Jose Terminal’e tankerlerin gerçek ismini vermemek ve tüm bilgileri dijital ortamda değil, kağıda basılmış şekilde PDVSA’ya aktarmak konusunda anlaşıyor.
İddianamede ayrıca Venezuela’dan Asya’ya petrol taşıyan tankerlerin isimlerinin yükleme esnasında boyayla veya halıyla kapatıldığı, Venezuela sularındayken gemideki AIS ve LTRI isimli tanımlama sistemlerini devre dışı bırakıldığı öne sürülüyor. Şüphelilerin ayrıca gemileri yeniden bayraklandırmak ve seyir halindeyken yük bilgisini değiştirmek gibi yöntemlere başvurduğu da iddialar arasında.
En az 32,5 milyon dolar kazanç
Mahkeme dosyasına giren 29 Haziran 2023 tarihli bir mektup, Taşkın Torlak ve beraber hareket ettiği isimlerin Venezuela’dan yapılan petrol sevkıyatından en az 32,5 milyon dolar kazanç elde ettiğini ortaya koyuyor.
İddianamede “Suç Ortağı-5” olarak kodlanan ve Taşkın Torlak’ın yönettiği şirketlerden biri olduğu belirtilen şirketten PDVSA’ya gönderilen mektupta, “Filomuzu, yaklaşık 2,5 yıldır, Venezuela Bolivarcı Cumhuriyeti ve PdVSA’nın ticari çıkarları doğrultusunda yönetmekten büyük memnuniyet duyuyoruz” ifadeleri kullanılıyor.
Mektubun devamında, toplam anlaşılan miktarın 57 milyon 797 bin 325 dolar olmasına rağmen şu ana kadar PdVSA’dan sadece 32,5 milyon dolar ödeme alındığı hatırlatılıyor. Ertesi gün gönderilen bir başka mektuptaysa PdVSA’nın 25 milyon dolar ödenmemiş borcu olduğu belirtiliyor.
Türkiye-Venezuela hattındaki ilk iddia değil
Hakim karşısına çıkarılmayı bekleyen Taşkın Torlak, Venezuela yaptırımlarını delme suçlamasıyla ABD’de açılan davalardaki Türkiye bağlantılı ilk isim değil.
2020’de Afrika’da gözaltına alındıktan sonra Ekim 2021’de ABD’ye iade edilen Kolombiya vatandaşı Alex Saab’ın yargılandığı davada da Türkiye’yle ilgili iddialar yer almıştı. Saab’ın Türkiye ve İran’la yapılan altın ve nakit dolar anlaşmalarına dahil olduğu iddia edilmişti.
Saab’ın ayrıca Türkiye’de İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki bir adrese kayıtlı Mulberry Proje Yatırım Anonim Şirketi isimli bir şirketi bulunuyordu.
Bu şirketi “paravan” olarak niteleyen ABD Hazine Bakanlığı, Saab’ın Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili şu iddiaları öne sürmüştü:
“Türk kurumlar altını Venezuela hükümetinden satın alıyor parayı Türkiye’deki hesaplara yatırıyor, sonra da fonlar Venezuela Merkez Bankası’nın Türkiye’deki hesaplarına aktarılıyor. Saab’ın Türkiye’deki şirketi Mulberry de Venezuelalı müşterileri adına Türkiye’den ürünler satın alıp Venezuela’ya fiyatları yükselterek satıyordu.”
Dışişleri Bakanlığı o dönem, iddialara verdiği yanıtta özel sektör tarafından alınan kararların Türkiye-Venezuela ilişkilerinden bağımsız olduğunu savunmuştu. Saab, geçtiğimiz aylarda Venezuela’daki 10 tutukluya karşılık serbest bırakılmıştı.
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – BARIŞ KAYGUSUZ