Norveç merkezli Uygur Hjelp örgütü ile işbirliği içinde İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından hazırlanan raporda, Uygurların ve diğer etnik azınlıkların yaşadığı köylerin isimlerinin iktidardaki Komünist Parti tarafından ideolojiyi yansıtacak şekilde değiştirildiği belirtildi.
Çin Ulusal İstatistik Bürosunun listelerinin incelenmesi ile 2009’dan 20023’e kadar yaklaşık 3 bin 600 Sincan köyünün isimlerinin değiştirildiği ortaya çıktı. Bu isim değişikliklerinin sebebi için Çinli kaynaklar ‘sıradan nedenler’ ifadesini kullanırken raporda İslam’a ya da Uygur kültür, tarihine atıfta bulunduğu için ismi değiştirilen yaklaşık 630 köy tespit edildi.
Uygurların geleneklerinden esinlenerek konulan köy isimleri silinerek yerlerine rejimin belgelerinde yer alan mutluluk, birlik ve uyum gibi anlamlara gelen isimler verildiği ortaya çıktı. Kaldırılan isimler arasında hoja (hoca) gibi ifadeler de var. Raporda, Uygurlar hakkında 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından önceki tarihi referansların da kaldırıldığı belirtildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Asya bölümü direktörü Elaine Pearson, Çin hükümetinin İslam’ı terörizmle eş tutmaya yönelik bir çaba içinde olduğunu belirterek, “İslami veya Arapça olan her şeyi tehdit olarak görüyorlar, bu yüzden ideolojisine daha uygun olması için bu şeylerin isimlerini değiştirdiler.” dedi ve ekledi:
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çin direktör vekili Maya Wang, “Çinli yetkililer Sincan’da Uygurlar için zengin anlamlar taşıyan yüzlerce köy ismini hükümet propagandasını yansıtan isimlerle değiştirmektedir. Bu isim değişiklikleri, Çin hükümetinin Uygurların kültürel ve dini ifadelerini silme çabalarının bir parçası olarak görülmektedir.” dedi. “Bunu camilerin yıkılması, değiştirilmesi, tahrif edilmesi şeklinde de gördük. Çin hükümetinin bunu ifade özgürlüğü, kültürel kimlik ve dini özgürlük gibi konuları ihlal etmek için kullandığına dair pek çok farklı örnek gördük.”
Çin hükümeti, Sincan Uygur bölgesinde 2014’den bu yana bir asimilasyon kampanyası başlatmak, toplu gözaltılar, siyasi baskılar, zorla çalıştırma ve eğitim kampı adını verdikleri yerlerde Uygurları hapis ve işkence etmekle suçlanıyor. Milyonlarca insanın keyfi olarak bu sözde yeniden eğitim kamplarında tutulduğu, sakal bırakmak veya Kuran okumak gibi dini eylemlerin suç sayıldığı belirtiliyor.
Çin hükümetinin zorla çalıştırma, işkence, zorla kaybetme, tecavüz, zorla kısırlaştırma gibi suçları işlediğine dair ciddi kanıtlar bulunuyor.
2022’de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Çin hükümetinin uzun süredir devam eden insan hakları ihlallerini muhtemelen insanlığa karşı suç seviyesine taşıdığını tespit etti. Birçok ülke yapılanları soykırım olarak nitelendirirken Çin, suçlamaları reddediyor.