Trump’ın 2016 kampanya müdürlerinden Paul Manafort, duruşmalar sonucu kendisine getirilen 18 suçlamanın 8’inde suçlu bulundu.
Aynı saatlerde Trump’ın en yakın avukatı ve ”sır küpü” olan Michael Cohen de savcılıkla işbirliğine giderek hakkındaki 8 suçlamayı kabul etti.
ABD, kasım seçimleri öncesi bu haberle çalkalanırken Trump’ın azli tekrar gündemde…
Cohen, Trump’ın ilişkisinin olduğu iddia edilen iki kadına ödeme yaparak seçim kampanyalarının finansmanıyla ilgili yasaları deldiğini itiraf ederken Amerikan basını, 21 Ağustos Salı gününü Trump’ın başkanlığının en zor günü olarak ilan etti.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre Trump ise katıldığı bir etkinlik sırasında Cohen ile ilgili sorulara yanıt vermezken, Manafort ile ilgili suçlamaların kendisini ilgilendirmediğini, Manafort adına üzüldüğünü söyledi.
Diğer yandan halen özel yetkili savcı Robert Mueller, FBI’ın Rusya’nın 2016’daki başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarını araştırmaya devam ediyor. Bu soruşturma kapsamında da Trump’a yakın isimlerin adları geçiyor
ABD basınında 21 Ağustos 2018 günü için Trump’ın başkanlığının sonunun başlangıç günü olarak hatırlanacağı yorumları yapılıyor.
Böyle bir yasal bombaın, Nixon’ı deviren Watergate skandalı sırasında bile patlamadığı görüşleri dile getiriliyor.
Anayasa akademisyeni Larry Tribe, şunları kaydediyor:
“İster itham edilmeyen bir suç ortağı olarak tanımla ister tanımlama, 21 Ağustos 2018 gününün sona ermesi itibariyle şu an görevdeki başkan tam olarak budur, bugün yargı açısından rezalet bir gün olarak tarihe geçecek. Bu Michael Cohen’ın seçim günü yaklaştığından, Trump adına seks skandallarını gizli tutmak için para ödeyerek bilinçli bir şekilde yasa dışı bir kampanya yürüttüğüne dair iki suçu kabul etmesinden kaynaklanıyor.”
CNN politika editörü ve şef editör Chris Cillizza ise, “Trump’ın başkanlığı üzerinde aylardır dolanan iki kara bulut aynı anda sonunda Salı akşamüstü patladı ve Başkan’ın üzerine bir yağmur olarak indi” ifadesini kullanıyor.
Wall Street Journal’ın Washington büro şefi Gerald F. Seib’ın yorumu ise “Radarların altında uçan uzun süreli kişisel avukat, başkanı direkt olarak bir federal suçta ima etmiş oldu” yolunda.
Her ne kadar mahkemede Trump’ın ismi geçmese de Cohen’in mahkemede kabul ettiği suçlamalar arasında “bir siyasi adayın isteği üzerine bazı kişilerin bazı konularda sessiz kalması için ödemeler yaparak seçim yasasını ihlal etmek” bulunuyor.
Bu da dolaylı olarak bile olsa Trump’ın isminin bir federal suça karışmasına neden oluyor.
Bu durum Trump’ın görevden azil sürecinin (impeachment) başlaması gerektiğine dair seslerin yükselmesine yol açtı.
Washington Post gazetesinin konuyla ilgili yaptığı haberde danışılan uzmanlara göre Trump’ın görevde olduğu süre boyunca suçlanması çok mümkün gözükmüyor.
Eski ABD başkanı Barack Obama döneminde Adalet Bakanlığı’nın dördüncü ismi olan Neal Katyal, “Bu büyük bir olay. ABD Başkanı direkt olarak federal suçlarla ilişkili olarak anılıyor; hem de bir düşmanı tarafından da değil, kendi avukatı tarafından” diyor.
Washington Post’a konuşan Katyal, Watergate skandalından beri ilk defa ABD’nin böyle bir durumla yüz yüze kaldığını, bunun görevden azil sürecinin başlaması için çağrıların artmasına yol açacağını tahmin ediyor.
Peki, ABD’de başkanların azil süreci nasıl işliyor, karar nasıl alınıyor?
ABD anayasası, Kongre’ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor.
Bu suçlar ABD’nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan “ihanet”, siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren “rüşvet” ve yasalarda kesin bir tanıma yer verilmeyen “ağır ve vahim suç” işlemek ya da “başka kötü davranışta” bulunmak olarak sıralanıyor.
ABD anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre’de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Azil süreci aslında ABD’nin kuruluşu sırasında İngiltere’den uyarlanan bir sistem. Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor.
ABD’de başkan azil sürecinin tüm aşamaları Kongre’de gerçekleşiyor.
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi’nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi’nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi’nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Bugüne kadar birçok başkan hakkında bireysel olarak azil süreci başlatma başvurusu yapıldı. Ancak bu başvurular genellikle Adalet Komitesi’nde reddedildi ve süreç de noktalandı.
Adalet Komitesi’nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi’nde oylama yapılıyor.
Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato’da devam ediyor.
Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor.
Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato’da üçte iki çoğunluk gerekiyor.