Hayatını Peru’da misyoner olarak geçiren ve Vatikan’ın güçlü Piskoposlar Dairesi’nin başkanlığını yürüten Kardinal Robert Prevost, Katolik Kilisesi’nin 2000 yıllık tarihinde seçilen ilk ABD’li papa oldu.
69 yaşındaki Prevost, Leo XIV (14’üncü Leo) ismini aldı.

Prevost’un seçildiği oylama, son yılların en kısa konklavlarından biri olarak kayda geçti — ancak tarihin en kısa süren konklavı da değil.
Bu konuda net bir bilgi yok, çünkü Vatikan geçmişteki konklavlara dair oy sayıları ya da oylama turlarını resmi olarak açıklamıyor. Kendi arşivlerini oluşturan kaynaklar ise zaman zaman çelişiyor.

Yine de tarihsel kayıtlar bazı ipuçları sunuyor.
1274 yılı öncesinde, zaman zaman bir papanın, selefinin ölümünün hemen ardından, aynı gün içinde seçildiği oluyordu. Ancak bu tarihten sonra, kilise bir karar alarak ilk oylamadan önce en az 10 gün beklenmesi gerektiğini belirledi. Bu süre daha sonra, tüm kardinallerin Roma’ya ulaşabilmesi için 15 güne çıkarıldı.

Bu kurala göre gerçekleştirilen en hızlı konklav, Vatikan tarihçisi Ambrogio Piazzoni’ye göre, 1503 yılında Papa II. Julius’un sadece birkaç saat içinde seçildiği konklavdır. Daha yakın tarihlerde ise Papa Francis 2013 yılında beşinci oylamada, Benedict XVI 2005’te dördüncü oylamada, XII. Pius ise 1939’da üçüncü oylamada seçildi.

20’nci yüzyıldan bu yana en uzun süren konklav, 1922 yılında Papa XI Pius’un seçildiği süreçti. Bu seçim, beş güne yayılan 14 oylama turunun ardından tamamlanmıştı. Öte yandan, en kısa konklav, sadece üç oylamada ve iki günde Papa XII Pius’un seçildiği 1939 seçimiydi.

Papa seçilebilmesi için kardinallerin üçte iki çoğunluğunu sağlaması gerekir. Bu geçmişte daha kolaydı: 1922’de yalnızca 53 kardinal oy kullanmıştı ve 1978 yılına kadar bu sayı hiçbir zaman 100’ü geçmemişti. Bu yıl ise 133 kardinal oy kullandı ve yeni papanın seçilebilmesi için en az 89 oy gerekiyordu.

İşte çeşitli Katolik ve İtalyan kaynaklara göre yakın tarihteki bazı konklavların süreleri:
1914 – Benedict XV: 10 oylama, 3 gün
1922 – Pius XI: 14 oylama, 5 gün
1939 – Pius XII: 3 oylama, 2 gün

1958 – John XXIII: 11 oylama, 4 gün
1963 – Paul VI: 5 veya 6 oylama, 3 gün
1978 – John Paul I: 4 oylama, 2 gün

1978 – John Paul II: 8 oylama, 3 gün
2005 – Benedict XVI: 4 oylama, 2 gün
2013 – Francis: 5 oylama, 2 gün

Katolik Kilisesi’nin ilk ABD’li papası: 14. Leo kimdir?
Prevost, aynı zamanda Aziz Augustinus tarafından kurulan 13’üncü yüzyıla ait Augustinusçu tarikatın iki dönem boyunca en üst düzey yöneticisi, yani prior general olarak görev yapmıştı.

69 yaşındaki Kardinal Robert Francis Prevost, Katolik Kilisesi’nin 2000 yıllık tarihinde seçilen ilk Amerikalı papa olurken, yeni papa olarak Perşembe günü 14’üncü Leo ismini aldı.
Prevost, 2023 yılında Vatikan’a çağrılarak, tüm dünyadan piskopos adaylarını değerlendiren birimin başına getirilmişti. Bu görev, Katolik Kilisesi’nde en etkili rollerden biri olarak kabul ediliyor.
Bu nedenle, Prevost konklava diğer kardinal adaylara kıyasla çok daha görünür ve etkili bir isim olarak girdi.

Seçim öncesinde aleyhine görülen noktalardan biri, uzun süredir süregelen bir teamüldü: ABD’nin laik alandaki küresel etkisi nedeniyle, bir Amerikalının papa seçilmesinin önünde tarihi bir çekince vardı.

Ancak Chicago doğumlu olan Prevost’un aynı zamanda Peru vatandaşlığı da bulunuyor. Yıllarca Peru’da yaşamış, önce misyonerlik yapmış, ardından da başpiskoposluk görevinde bulunmuştu.

Prevost, aynı zamanda Aziz Augustinus tarafından kurulan 13. yüzyıla ait Augustinusçu tarikatın iki dönem boyunca en üst düzey yöneticisi, yani ‘prior general’ olarak görev yapmıştı.

Papa Francis, Prevost’a olan ilgisini yıllar öncesinden belli etmişti. 2014’te onu Augustinusçu liderlikten alıp Peru’ya, Chiclayo bölgesine göndermiş ve önce idareci, sonra başpiskopos olarak atamıştı.

Prevost 2015’te Peru vatandaşlığını aldı ve 2023’e kadar bu görevde kaldı. Ardından Papa Francis, onu Vatikan’a geri çağırarak Latin Amerika Papalık Komisyonu’nun başkanlığına getirdi.

Bu pozisyonda, hala dünyanın en çok Katolik nüfusuna sahip bölgesi olan Latin Amerika’daki kilise hiyerarşisiyle yakın temas halinde oldu.

Roma’ya geldikten sonra medyada ön planda görünmese de, kilise hiyerarşisi içinde çok iyi tanınan bir figür haline geldi.

Önemli bir dönüm noktası da, Papa Francis’in kilise tarihinde çığır açan bir reforma imza attığı süreçte yaşandı: Piskopos adaylarını değerlendiren kurulda ilk kez üç kadının oy hakkı tanındığı düzenlemede, bu süreci bizzat Prevost yönetti.

2025’in başlarında Papa Francis, Prevost’u kardinallik makamının en üst seviyesine yükselterek ona duyduğu güveni bir kez daha gösterdi. Bu hamle, konklavda Papa Francis’in halefi olarak onu işaret ettiğine dair güçlü bir işaret olarak yorumlandı.

Vatikan’da kalabalık Sistina Şapeli’nden yükselen beyaz dumanı kutladı
Sistina Şapeli’nden yükselen beyaz duman 267’nci Papa’nın seçildiğini işaret ediyordu. Aziz Petrus Meydanı’ndaki coşkulu kalabalık yeni Papa’nın açıklanmasını beklerken alkış tuttu.
Vatikan’da Perşembe günü yerel saatle 18:07’de Sistina Şapeli’nin bacasından beyaz duman yükseldiği görüldü. Aziz Petrus Bazilikası’nın çanları çalınırken, konklavın ikinci gününde 267’nci Papa’nın seçildiği ilan edildi.
Dünyanın dört bir yanından gelen ve Aziz Petrus Meydanı’nda toplanan coşkulu kalabalıklar alkış tutarken, “Viva il papa!” sloganları attı ve bayrak salladı. Rahipler haç çıkardı, rahibeler ağladı ve tüm gözler yeni Papa’nın çıkması beklenen bazilikanın locasına çevrildi.
Beyaz duman, konklavda 133 kardinalden en az 89’unun Papa Francis’in halefinin kim olacağı konusunda anlaştığını gösteriyor. “Habemus Papam!” sözleri yakında balkondan yankılanacak ve ardından Kilise’nin yeni liderinin adı resmi olarak açıklanacak.
