İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, bir açıklama yaparak, ‘Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır” ifadesini kullandı.
Österberg’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini ’Allah’ın bir lütfu’ olarak nitelendirmişti. Yeniden ’yaraları sarmak’ için ise, kendisi bunun tam tersini yaptı. Kendi politikasını ve görevini kutsal saymakla beraber, bütün muhalifleri kötülemekte. Erdoğan’nın dünyasında, O’na karşı olanların hepsi ’bölücü’. Bu yüzden de, darbe teşebbüsünden sonra ülkeyi olağanüstü yasalarla yönetiyor. Geçenlerde düzenlenen şaibeli bir demokratik referandumla kendi Başkanlığını kalıcılaştırdı.
Başarısız darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insan, ’rahatsızlık verdiği’ için veya ’darbeye destek olduğu’ gerekçesiyle işinden atıldı. Binlerce insan cezaevinde ve binlercesi gözaltında. Ayrıca darbenin gölgesi altında, muhalefet partisi olan HDP’li seçilmiş milletvekilleri tutuklandı.
Darbe girişiminden sonra işini kaybedenlerden biri de akademisyen Nuriye Gülmen’dir. 9 Kasım 2016 tarihinde Ankara İnsan Hakları Anıtının önünde işine geri dönme talebiyle bir protesto başlattı. O günden bu yana defalarca gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. CNN International, Nuriye Gülmen’i 2016’nın en ileri gelen insanlarından biri olarak seçti. Bir başka öğretmen, Semih Özakça ile birlikte işlerine yeniden geri dönme talebiyle açlık grevi başlattılar. Onlar 77 gündür açlık grevindeler. Bundan bir kaç gün önce tutuklandılar ve ikisinin de sağlığından endişe duymaktayız. Fakat herşeyden önce Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır.
İki eğitimci de, bazı taleplerde bulundular. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
– OHAL ve OHAL yasaları kaldırılsın!
– İşten atılan ve açığa alınan demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin.
– Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.
– Tüm eğitim ve bilim emekçilerine iş güvencesi verilsin.
İsveç’in bu taleplere kulak vermesi gerekir ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak, en temel insan hakları gereğince bütün bu talepleri yerine getirmesi gerekir. Bu amaçla İsveç, eğitimcilerin bu taleplerini ele almalı ve Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki bütün öteki sorunları da öncelikli olarak vurgulamalıdır. Bu hem karşılıklı görüşmelerde ele alınmalıdır hem de Avrupa Birliği içerisinde müzakere edilmelidir.
ANDERS ÖSTERBERG, İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili ve İsveç Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Üyesi.
İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, bir açıklama yaparak, ‘Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır” ifadesini kullandı.
Österberg’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini ’Allah’ın bir lütfu’ olarak nitelendirmişti. Yeniden ’yaraları sarmak’ için ise, kendisi bunun tam tersini yaptı. Kendi politikasını ve görevini kutsal saymakla beraber, bütün muhalifleri kötülemekte. Erdoğan’nın dünyasında, O’na karşı olanların hepsi ’bölücü’. Bu yüzden de, darbe teşebbüsünden sonra ülkeyi olağanüstü yasalarla yönetiyor. Geçenlerde düzenlenen şaibeli bir demokratik referandumla kendi Başkanlığını kalıcılaştırdı.
Başarısız darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insan, ’rahatsızlık verdiği’ için veya ’darbeye destek olduğu’ gerekçesiyle işinden atıldı. Binlerce insan cezaevinde ve binlercesi gözaltında. Ayrıca darbenin gölgesi altında, muhalefet partisi olan HDP’li seçilmiş milletvekilleri tutuklandı.
Darbe girişiminden sonra işini kaybedenlerden biri de akademisyen Nuriye Gülmen’dir. 9 Kasım 2016 tarihinde Ankara İnsan Hakları Anıtının önünde işine geri dönme talebiyle bir protesto başlattı. O günden bu yana defalarca gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. CNN International, Nuriye Gülmen’i 2016’nın en ileri gelen insanlarından biri olarak seçti. Bir başka öğretmen, Semih Özakça ile birlikte işlerine yeniden geri dönme talebiyle açlık grevi başlattılar. Onlar 77 gündür açlık grevindeler. Bundan bir kaç gün önce tutuklandılar ve ikisinin de sağlığından endişe duymaktayız. Fakat herşeyden önce Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır.
İki eğitimci de, bazı taleplerde bulundular. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
– OHAL ve OHAL yasaları kaldırılsın!
– İşten atılan ve açığa alınan demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin.
– Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.
– Tüm eğitim ve bilim emekçilerine iş güvencesi verilsin.
İsveç’in bu taleplere kulak vermesi gerekir ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak, en temel insan hakları gereğince bütün bu talepleri yerine getirmesi gerekir. Bu amaçla İsveç, eğitimcilerin bu taleplerini ele almalı ve Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki bütün öteki sorunları da öncelikli olarak vurgulamalıdır. Bu hem karşılıklı görüşmelerde ele alınmalıdır hem de Avrupa Birliği içerisinde müzakere edilmelidir.
ANDERS ÖSTERBERG, İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili ve İsveç Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Üyesi.
İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, bir açıklama yaparak, ‘Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır” ifadesini kullandı.
Österberg’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini ’Allah’ın bir lütfu’ olarak nitelendirmişti. Yeniden ’yaraları sarmak’ için ise, kendisi bunun tam tersini yaptı. Kendi politikasını ve görevini kutsal saymakla beraber, bütün muhalifleri kötülemekte. Erdoğan’nın dünyasında, O’na karşı olanların hepsi ’bölücü’. Bu yüzden de, darbe teşebbüsünden sonra ülkeyi olağanüstü yasalarla yönetiyor. Geçenlerde düzenlenen şaibeli bir demokratik referandumla kendi Başkanlığını kalıcılaştırdı.
Başarısız darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insan, ’rahatsızlık verdiği’ için veya ’darbeye destek olduğu’ gerekçesiyle işinden atıldı. Binlerce insan cezaevinde ve binlercesi gözaltında. Ayrıca darbenin gölgesi altında, muhalefet partisi olan HDP’li seçilmiş milletvekilleri tutuklandı.
Darbe girişiminden sonra işini kaybedenlerden biri de akademisyen Nuriye Gülmen’dir. 9 Kasım 2016 tarihinde Ankara İnsan Hakları Anıtının önünde işine geri dönme talebiyle bir protesto başlattı. O günden bu yana defalarca gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. CNN International, Nuriye Gülmen’i 2016’nın en ileri gelen insanlarından biri olarak seçti. Bir başka öğretmen, Semih Özakça ile birlikte işlerine yeniden geri dönme talebiyle açlık grevi başlattılar. Onlar 77 gündür açlık grevindeler. Bundan bir kaç gün önce tutuklandılar ve ikisinin de sağlığından endişe duymaktayız. Fakat herşeyden önce Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır.
İki eğitimci de, bazı taleplerde bulundular. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
– OHAL ve OHAL yasaları kaldırılsın!
– İşten atılan ve açığa alınan demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin.
– Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.
– Tüm eğitim ve bilim emekçilerine iş güvencesi verilsin.
İsveç’in bu taleplere kulak vermesi gerekir ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak, en temel insan hakları gereğince bütün bu talepleri yerine getirmesi gerekir. Bu amaçla İsveç, eğitimcilerin bu taleplerini ele almalı ve Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki bütün öteki sorunları da öncelikli olarak vurgulamalıdır. Bu hem karşılıklı görüşmelerde ele alınmalıdır hem de Avrupa Birliği içerisinde müzakere edilmelidir.
ANDERS ÖSTERBERG, İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili ve İsveç Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Üyesi.
İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, bir açıklama yaparak, ‘Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır” ifadesini kullandı.
Österberg’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini ’Allah’ın bir lütfu’ olarak nitelendirmişti. Yeniden ’yaraları sarmak’ için ise, kendisi bunun tam tersini yaptı. Kendi politikasını ve görevini kutsal saymakla beraber, bütün muhalifleri kötülemekte. Erdoğan’nın dünyasında, O’na karşı olanların hepsi ’bölücü’. Bu yüzden de, darbe teşebbüsünden sonra ülkeyi olağanüstü yasalarla yönetiyor. Geçenlerde düzenlenen şaibeli bir demokratik referandumla kendi Başkanlığını kalıcılaştırdı.
Başarısız darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insan, ’rahatsızlık verdiği’ için veya ’darbeye destek olduğu’ gerekçesiyle işinden atıldı. Binlerce insan cezaevinde ve binlercesi gözaltında. Ayrıca darbenin gölgesi altında, muhalefet partisi olan HDP’li seçilmiş milletvekilleri tutuklandı.
Darbe girişiminden sonra işini kaybedenlerden biri de akademisyen Nuriye Gülmen’dir. 9 Kasım 2016 tarihinde Ankara İnsan Hakları Anıtının önünde işine geri dönme talebiyle bir protesto başlattı. O günden bu yana defalarca gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. CNN International, Nuriye Gülmen’i 2016’nın en ileri gelen insanlarından biri olarak seçti. Bir başka öğretmen, Semih Özakça ile birlikte işlerine yeniden geri dönme talebiyle açlık grevi başlattılar. Onlar 77 gündür açlık grevindeler. Bundan bir kaç gün önce tutuklandılar ve ikisinin de sağlığından endişe duymaktayız. Fakat herşeyden önce Erdoğan’ın, kendi muhaliflerini bertaraf etme yöntemleri bizleri korkutmaktadır.
İki eğitimci de, bazı taleplerde bulundular. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
– OHAL ve OHAL yasaları kaldırılsın!
– İşten atılan ve açığa alınan demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin.
– Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.
– Tüm eğitim ve bilim emekçilerine iş güvencesi verilsin.
İsveç’in bu taleplere kulak vermesi gerekir ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak, en temel insan hakları gereğince bütün bu talepleri yerine getirmesi gerekir. Bu amaçla İsveç, eğitimcilerin bu taleplerini ele almalı ve Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki bütün öteki sorunları da öncelikli olarak vurgulamalıdır. Bu hem karşılıklı görüşmelerde ele alınmalıdır hem de Avrupa Birliği içerisinde müzakere edilmelidir.
ANDERS ÖSTERBERG, İsveç Sosyaldemokat İşçi Partisi Milletvekili ve İsveç Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Üyesi.