İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, güvenliği garanti edecek yeni bir güç oluşturuluncaya kadar İsrail ordusunun Suriye’deki tampon bölgede kalacağını açıkladı.
Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin İsrail-Suriye sınırında bir güç boşluğu oluşturduğu belirtilerek “İsrail, cihatçı grupların bu boşluğu doldurmasına ve Golan Tepeleri’ndeki İsrailli toplulukları 7 Ekim tarzı saldırılarla tehdit etmesine izin vermeyecektir. İsrail güçlerinin tampon bölgeye girmesinin ve İsrail sınırı yakınındaki stratejik noktalarda kontrolü ele geçirmesinin nedeni budur” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Bu konuşlandırma geçici niteliktedir, 1974 anlaşmasına bağlı kalacak bir güç oluşturulup sınırımızdaki güvenlik garanti edilinceye kadar geçerlidir” denildi.
1974 anlaşması ve tampon bölge
Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından İsrail ordusu, 1973 savaşı sonrasında 1974’te imzalanan anlaşmayla iki ülke arasında oluşturulan tampon bölgeye girmiş ve bölge yakınındaki bazı stratejik noktaların da ele geçirildiğini bildirmişti. İsrail ordusu, ayrıca kendisine yönelik saldırılarda kullanılmasını önlemek gerekçesiyle Suriye ordusuna ait çeşitli silah ve savunma sistemlerinin de bulunduğu çok sayıda noktaya hava saldırıları düzenlemişti.
1974 anlaşması uyarınca askerden arındırılmış olan tampon bölge, Golan Tepeleri’nin doğu sınırında bulunuyor. Golan Tepeleri’nin İsrail işgali altındaki bölümüyle Suriye toprakları arasında yer alan tampon bölge, 1974’ten bu yana BM barış gücü askerlerinin gözetimi altında.
İsrail 1967 savaşında ele geçirdiği Golan Tepeleri’ni 1981’de ilhak etmiş, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi bu adımı hukuken geçersiz ilan etmişti. İlhak, ABD dışında uluslararası toplum tarafından tanınmazken Golan Tepeleri, devletler hukukunda işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul ediliyor.
Türkiye’den “işgal” suçlaması
İsrail’in Suriye’deki faaliyetleri uluslararası alanda da eleştirilere neden oldu.
Türkiye Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail uluslararası hukuku ihlal etmek ve Suriye topraklarını işgalle suçlandı.
Açıklamada, “İsrail şimdi de 1974 yılında imzalanan ‘Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nı ihlal ederek İsrail-Suriye arasındaki ayrıştırma bölgesine girmekte ve Suriye topraklarını işgal etmektedir. Suriye’de barış ve güven için yeni bir fırsat doğmuşken istikrarı bozucu, gerginliği artırıcı ve sivil halkı endişeye sürükleyen, aynı zamanda terör gruplarının işine yarayacak bu işgali şiddetle kınıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Fransa İsrail’i Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygılı olmaya çağırırken İspanya da Suriye’nin istikrarsızlaştırılması ve parçalara ayrılması girişimlerine karşı uyarıda bulunmuştu. BM de İsrail’i 1974 anlaşmasını ihlal etmekle suçlamıştı.
BM raportörlerinden tepki
İsrail’in tampon bölgeye asker konuşlandırması ve Suriye topraklarına gerçekleştirdiği saldırılara BM uzmanlarından da tepki geldi. BM İnsan Hakları Özel Raportörü Ben Saul, İsrail’in Suriye’deki saldırılarının devletler hukukunun ihlali olduğunu belirterek “Beğenmediğiniz bir ülkeyi ihtiyati tedbir olarak silahsızlandırmanın devletler hukukunda hiçbir temeli yoktur. Böyle bir durum dünya çapında kaos reçetesidir” diye konuştu.
BM’nin demokratik ve adil uluslararası düzen konusundaki raportörü Yorgos Katrungalos da İsrail’in Suriye’deki faaliyetlerini “bir şablonun parçası” diye nitelendirdi. Katrungalos, “Bir kez daha İsrail’in bölgede sergilediği hukuk tanımazlık vakasıyla karşı karşıyayız. Egemen bir devlete herhangi bir provokasyon olmadan saldırmak” ifadesini kullandı.