ABD’nin çekilme kararını açıkladıktan günler sonra Suriye’nin Menbiç kasabasında, ABD askerlerini hedef alan ve IŞİD’in üstlendiği intihar saldırısının etkilerinin neler olabileceği konusunda bir tartışma sürüyor.
Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin’e göre, saldırı, ‘tek bir terör eyleminin bütün algıları ve hesapları nasıl etkileyebileceğini göstermesi bakımından önem taşıyor.’
Ergin, saldırının ABD’de sarsıcı bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirttikten sonra, olası etkilerine dairse şu öngörülerde bulundu:
“DEAŞ’ın üstlendiği patlamanın muhtemel bir dizi sonucu var. Birincisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın bundan bir ay önce 19 Aralık’ta Suriye’den çekilme kararını açıklarken “IŞİD’i (DEAŞ) yendik” şeklindeki zafer duyurusunun -zaten tartışılmakta olan- isabet derecesini ABD kamuoyu ve karar vericileri nezdinde daha çok eleştiriye açacak olmasıdır.
DEAŞ tehdidi ile Suriye’den çekilme kararı arasındaki doğrudan ilişki nedeniyle, ABD sistemi içinde Suriye’den çıkma konusunda sürmekte olan çekişme bu olayla daha da şiddetlenecektir. Trump’ın tehdit değerlendirmesine katılmayan ve zaten Suriye’den bu kadar süratli çıkılmaması gerektiğini savunan çevreler, Menbiç’teki patlamanın eleştirilerini haklı çıkardığı görüşündeler. Bu çizgide olanlar arasında Cumhuriyetçi Parti’den önemli şahsiyetler de var.”
Bu noktada Trump’ın kararının ne olacağının büyük önem kazandığına işaret eden Ergin, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin, IŞİD’in yenilgiye uğradığı yönündeki açıklamalarından yola çıkarak, ABD’nin çekilme kararında sebat edeceği anlamına gelebileceğini belirtti.
“Menbiç’teki patlamayı, Trump’ın iç dünyasında Suriye’den çıkma kararının haklılığını kanıtlayan bir olay olarak görmesi muhtemeldir” görüşünü dillendiren Ergin, saldırının Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiğini şu satırlarla anlattı:
“Son eylem, Menbiç’in kontrolünü ele aldığı takdirde Türkiye’yi bu coğrafyada ne gibi sınamaların ve risklerin beklediğinin de habercisi. Çünkü, DEAŞ’ın son dönemde Suriye’de alan hâkimiyetini çok büyük ölçüde kaybetse bile uyuyan hücreleri, intihar bombacıları üzerinden Suriye’nin farklı noktalarında hâlâ tehlike yaratabileceğini gösteriyor.
Dolayısıyla, DEAŞ ile mücadelede örgütü sahada askeri anlamda yenmenin tek başına yeterli olmayacağını, örgütün kendisine yaşam alanı bulduğu sosyal dokuyu da dikkate alan, aynı zamanda etkili istihbarat imkânlarının da seferber edilmesini zorunlu kılan çok farklı taktik ve stratejiler izlenmesi gerektiğini belirtebiliriz.”