Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

“Konu İsveç değil Türkiye-ABD meselesi; Erdoğan, Beyaz Saray’dan davet bekliyor”

by aktifhabercom
May 21, 2022
“Konu İsveç değil Türkiye-ABD meselesi; Erdoğan, Beyaz Saray’dan davet bekliyor”
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

İsveçli Hammargren, NATO üyeliği krizinin aslında Türkiye ile ABD arasında bir mesele olduğunu belirtti, Erdoğan’ın Beyaz Saray’dan davet beklediği görüşünü dile getirdi. Uzman, Türkiye’nin taleplerini de değerlendirdi.


İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kıdemli uzmanı Bitte Hammargren, NATO’daki genişleme krizinin Türkiye ile İsveç arasında değil, daha üst düzeyde Türkiye ile ABD arasında bir mesele olduğuna inandığını söyledi.

Türkiye ve güvenlik politikaları konularındaki araştırmalarıyla tanınan, aynı zamanda gazeteci olan Bitte Hammargren, krizin aşılması için ABD’nin atacağı adımların etkili olabileceğini belirterek AKP’li  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklentilerinden birinin de “Beyaz Saray’a davet edilmek” olduğu görüşünü dile getirdi.


ABD Başkanı Joe Biden’ın, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine yönelik sert itirazlarına rağmen iki ülke liderlerini Beyaz Saray’da ağırlamış olmasının “Erdoğan’a verilmiş çok önemli ve güçlü bir mesaj” olduğunu belirten Hammargren, Erdoğan’ın “terör yuvası” suçlamasının İsveç’te nasıl yankı bulduğunu, Türkiye’nin YPG’nin terör örgütü olarak tanınması, iadeler, yaptırımların kaldırılması gibi taleplerinin başarı şansını DW Türkçe’ye değerlendirdi.

DW Türkçe: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerine onay vermeyeceklerini duyurması, NATO’da “tarihi” olarak nitelendirilen genişleme stratejisini alt üst etmiş görünüyor. Peki İsveç’te, Erdoğan’ın “tam bir terör yuvası” olarak gerekçelendirdiği itirazı nasıl yankı buldu? Öngörülen bir hamle miydi, yoksa sürpriz mi oldu?

Bitte Hammargren: Bizim gibi, Türkiye’yi yakından takip edenler için Türkiye’nin bu hamlesi çok da sürpriz olmadı. Çünkü Türkiye’nin, meseleleri sert müzakere süreçlerine sürüklemesine çok sık tanıklık ettik. Ama Türkiye’yi çok da yakından takip etmeyenler için kötü bir sürpriz oldu diyebiliriz. Ankara’nın, ittifakın güvenliği ve savunması için hayati öneme sahip, özellikle de Avrupa’nın kuzeyi ve doğusu için büyük bir önem taşıyan NATO genişlemesini bloke etmesini, beklemiyorlardı. Çünkü İsveçliler, Türkiye’nin AB üyeliğine çok güçlü destek vermişlerdi…

Resmi açıklamalardan anlayabildiğimiz kadarıyla Türk tarafının başlıca üç beklentisi var. Bunlar, PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’ye desteğin kesilmesi, Türkiye’de hakkında “terör” suçlaması bulunan 21 kişinin İsveç tarafından iadesi ve silah satışlarına uygulanan kısıtlamaların kaldırılması. İsveç, Ankara’nın bu beklentilerine yanıt verecek adımlar atar mı?

Öncelikle “terör yuvası” suçlaması ile başlayalım. İsveç, diğer AB üyesi ülkeler gibi PKK’yı terör örgütü olarak tanıyor. İsveç iltica kanunlarını, aralarında Kürt olanların da bulunduğu pek çok Türk vatandaşına uyguladı. Bunlar arasında PKK sempatizanlarının olduğu da doğrudur. Ancak meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için şunları gözardı etmemek gerekiyor: İsveç kanunlarında sırf ‘terör örgütü üyeliği’ diye bir suç bulunmamakta. Hükümet bu konuda bir yasa değişikliği önermeyi denedi ama bu öneri, anayasal konularda uzmanlaşmış hukukçular tarafından geri çevrildi. Terör saldırısının planlandığı, desteklendiği ya da gerçekleştirildiğinin hukuken ispatlanabilir olması gerekiyor. Ayrıca İsveç’teki gösterilerde PKK bayraklarının açıldığı, bu yolla da teröre destek verildiği iddiası da gündeme getiriliyor. Ancak bu da ifade özgürlüğünün kapsamının çok geniş olduğu İsveç’te bir suç teşkil etmiyor. Yakın tarihin gösterdiği gibi, bugünün küresel dünyasında, İsveç’in kendi ülkesindeki geniş ifade özgürlüğünü dışarıya anlatması artık çok zorlaşıyor.

Peki, Ankara’nın iade talepleri ve silah satışlarına uygulanan yaptırımların kaldırılması şeklindeki diğer iki beklentisinin karşılanması mümkün mü?

İade talepleri ile ilgili listeyi görmedim ama söylenen bu listede bulunan 21 kişi arasında aynı zamanda İsveç vatandaşı olanların, sürekli oturum hakkı bulunanların da olduğu. Ayrıca Türkiye’deki basında bu listede yer aldığı iddia edilen bir kişi, 2015’te hayatını kaybetti. İsveç bir mahkeme kararı olmadıkça, ne kendi vatandaşlarını ne de sürekli oturum hakkı olanları iade edebilir. Silah satışlarına uygulanan kısıtlamaların kaldırılması da kolay görünmüyor. Bu kısıtlamalar 2019’da, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın askerlerini çekmesi ve Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine tek taraflı askeri operasyonunu başlatması sonrasında uygulanmaya başlandı. Ve bu kısıtlamaları uygulayan tek ülke de İsveç değil. İsveç dışında, Almanya ve Hollanda gibi pek çok AB ve NATO üyesi ülke de Türkiye’ye savunma sanayi ihracatına kısıtlama uygulamaya başlamıştı. İsveç’in sadece Türkiye’nin baskısı sonucunda bu yaptırımları kaldırabileceğine ihtimal vermiyorum. Çünkü silah satışlarını ince eleyip sık dokuyan bir hükümet ajansı var ve onlar bu yaptırımları uyguluyor. Ayrıca ben asıl meselenin tek başına İsveç olduğu görüşünde değilim. Bu konunun çözümü, meselelerin daha üst bir seviyede, ABD ile ele alınmasıyla mümkün. Çünkü İsveç’in, barut, patlayıcı, yazılım gibi Türkiye’ye sattığı savunma ürünleri, ABD ve diğer ülkelere kıyasla çok cüzi şeyler… Bence kamuoyu üzerinden İsveç’e yüklenen Türkiye’nin asıl hedefi, bu yolla ABD gibi diğer ülkelerin uyguladıkları yaptırımları kaldırmalarını sağlamak…

Sizce ABD’nin Türkiye’ye CAATSA yaptırımlarını kaldırması, en azından yeni F-16 satışına ve mevcut olanlarının modernizasyonuna yeşil ışık yakması mümkün mü?

Bu son derece zor görünüyor. Çünkü ABD yaptırımları, Kongre kararına dayanıyor. Gayet tabii ki Rus S-400’leri satın aldığı için F-35 programından çıkartılan Türkiye’nin şu anda F-16’lara ihtiyaç duyduğunu, hava savunmasını güçlendirmek zorunda olduğunu anlıyoruz. Ama dikkat çekmek istediğim, meselenin İsveç-Türkiye meselesi olmadığı, konunun daha üst seviyelerde, ABD düzeyinde ele alınması gerektiği. Kim bilir, belki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray’a davet edilmesi, açılım sağlayacak bir yöntem olabilir…

Sizce Erdoğan Biden’dan bunu mu istiyor? Türkiye’nin blokajı nedeniyle çıkmaza giren genişleme düğümünü ABD mi çözer?

Beyaz Saray’a davet, Erdoğan’ın beklentilerinden sadece biri. Bu hafta bildiğiniz üzere Yunanistan Başbakanı Miçotakis Beyaz Saray’da ağırlandı, yabancı liderler için büyük bir onur olarak görülen kongre konuşmasını da yaptı, Türkiye’ye F-16’ların verilmemesi gerektiğini savundu… Gayet tabii ki Erdoğan’ın Beyaz Saray’dan bir davete ihtiyacı var. Gerçi ABD Başkanı Biden bugüne kadar ona karşı soğuk bir tavır takındı ama İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, ittifak için hayati öneme sahip. Bu nedenle düğümün çözümlenmesinde, ABD’nin ne yapacağı büyük önem taşıyor.

ABD Başkanı Biden’ın, Erdoğan’ın “evet diyemeyiz” açıklaması üzerine Fin ve İsveçli liderlerle Beyaz Saray’da görüşmesi ve ittifaka üyeliklerine çok güçlü destek açıklaması aynı zamanda Türkiye’ye verilmiş bir mesaj mıydı?

Gayet tabii ki. Bu Erdoğan’a verilmiş çok güçlü bir mesajdı. Üstelik Biden kendisi özellikle hiç Türkiye’den söz etmedi, bu işi Finlandiya ve İsveç liderlerine bıraktı. Biden aslında bu yolla Türkiye ile ilgili hayal kırıklığını da göstermiş oldu. Çünkü evet Türkiye’nin güvenlik endişeleri var ama Türkiye aynı zamanda çok önemli bir ittifakın üyesi. Ve bu ittifakın da şimdi çok büyük güvenlik endişeleri var. İttifak üyeleri de, böyle kritik dönemlerde bunu gözardı etmemeli.
Avrupa’nın kuzeyinde, Baltık Denizinde, Arktik bölgesinde, savunma yetkinliğinin güçlendirilmesi İttifak için ve gayet tabii ki Türkiye için de devasa bir öneme sahip… Şimdi sakin, aklı selim ve sabırlı hareket edilmesi gerekiyor.

Bu arada İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde Twitter’da yaptığı paylaşımda, ülkesinin PKK’ya ilişkin tutumu ile ilgili “çok yaygın bir dezenformasyon”u gidermek istediğine dikkat çekerek, “Olof Palme hükümeti, daha 1984 yılında, Türkiye’den hemen sonra PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan ilk ülke oldu” hatırlatması yaptı ve ülkesinin bu tutumunda bir değişiklik olmadığının altını çizdi… İsveç, PKK’yı terör örgütü olarak tanıyor ama aynı zamanda Kürt meselesinin İsveç iç politikasını da ilgilendiren bir boyutu olduğu belirtiliyor. Bunu açar mısınız?

Evet, İsveç PKK’yı terör örgütü olarak tanıyor. İsveç, aynı zamanda Türkiye’den, askeri darbelerden sonra, aralarında Yaşar Kemal gibi çok ünlü muhalifleri de ağırlamış olan bir ülke. Gelenler arasında Kürtler de yer aldı, yıllar içinde İsveç vatandaşı oldular, İsveçli Kürtler oldular, çok sayıda Kürt kökenli İsveçli var artık. Siyasi partilerdeler, parlamentodalar, hükümet kuruluşlarında, şirketlerde görev alıyorlar, artık kamu hayatının bir parçası oldular. Bu nedenle konu İsveç iç politikasının da bir boyutunu oluşturuyor. Bu nedenle AKP’nin ilk yıllarında Kürt meselesinde çok ilerici adımlar atması, burada da alkışlanmış, çözüm sürecinin başlaması, gelecekle ilgili çok umutlu olunmasına yol açmıştı…

Ama çözüm süreci sonlandırıldı. Üstelik mesele Suriye’deki gelişmelerle birlikte çok farklı bir boyuta evrildi. ABD başta olmak üzere, tüm Batılı ülkeler için büyük bir çelişki oluşturan konu da Suriye’nin kuzeyinde ABD’li yetkililer dahil hemen hemen herkesin PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu kabul ettiği YPG’nin IŞİD ile mücadelede “önemli müttefik” olarak görülmeye başlanması, bir terör örgütüne karşı bir diğer terör örgütünün araçsallaştırılması…Türkiye de bunu, ulusal güvenliğine tehdit olarak gördüğünü söylüyor. Türk uzmanlar, NATO genişlemesine blokajıyla birlikte aslında Türkiye’nin Batılı müttefiklerini bu konuyla ilgili “büyük bir yüzleşmeye” zorladığını söylüyorlar. Bu görüşlere katılıyor musunuz?

Eski ABD Başkanı Obama’nın IŞİD ile mücadelede YPG ile iş birliğine gitme kararından bu yana bunun Türkiye ile NATO müttefikleri arasında büyüyen bir gerilime yol açtığı doğru. Tabii ki hükümetler YPG’nin PKK’nın uzantısı olduğunu, ideolojik olarak da benzeştiğini biliyor. Ama anladığım kadarıyla YPG’nin bir terör örgütü olarak sınıflandırılmasının istenmemesi üç nedene dayanıyor.

Nedir bu nedenler?

Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir

Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu

Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu

September 25, 2025
5k
İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi

İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi

September 25, 2025
5.1k

Birincisi, IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında rol oynadılar ve o dönem müttefiklerinde Türkiye’nin IŞİD ile mücadelede yeterli kararlılığı sergilemediği görüşü hakimdi. İkinci önemli neden de YPG’nin, binlerce IŞİD tutsağının tutulduğu kampları koruyor olması. Bu da aslında Türkiye dahil bölge için, Avrupa hükümetleri için hayati bir güvenlik meselesi. Batı, YPG’den desteğini çekerse onlar da yönlerini değiştirecek ve büyük bir ihtimalle de Esad rejimine yaklaşacaklar. Tutsaklar Esad rejiminin eline geçerse ne olur? Geçmiş bize neler olabileceğini gösterdi. İç savaş başladığında cihatçıları hapislerden çıkaran Esad rejimi değil miydi? Ayrıca 2003 yılında ABD Irak’ı işgal ettiğinde Suriye, Amerikalılara karşı savaşmak için cihatçılara alan tanımadı mı? Daha sonra bunlar Irak’ta El Kaide’ye ve IŞİD’e dönüşmedi mi? Ayırca Esad rejiminin korkunç insan hakları ihlallerini de unutmamak lazım. Dolayısıyla kampların Esad rejiminin eline geçmesi bir opsiyon değil. YPG’nin terör örgütü olarak tanınmaması için öne sürülen bir diğer argüman da, bunun aslında ne Türkiye ne de bölgede meselenin çözüme kavuşmasını sağlamış olması. PKK sorunu, ilk terör saldırılarına başladığı 80’lerden beri var…

YPG’nin terör örgütü olarak ilan edilmesinin Türkiye’nin güvenlik sorununa bir çözüm olmadığını mı söylüyorsunuz?

Çok korkunç trajediler yaşandı ve bir noktada bu soruna siyasi bir çözüm gerekecek. Erdoğan, kendisi denedi. Özal da denemişti… Bir daha denenir mi? Seçimleri beklemek gerekecek. Ama sonuç itibarıyla Kürt meselesi Türkiye için bir güvenlik sorunudur. Bugüne kadar askeri yöntemin tek başına bunu sağlamadığı ortada. Ve bir noktada bu sorunu geride bırakmak üzere bir çıkış stratejisi izlemesi gerekecek.

 

ShareTweet
Previous Post

Avrupa Konseyi Türkiye raportörlerine Osman Kavala’yı ziyaret izni verilmedi

Next Post

Diyarbakır’da tatamideki tokat olayının tarafları konuştu

İLGİLİHABERLER

Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu
DÜNYA

Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu

September 25, 2025
5k
İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi
DÜNYA

İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi

September 25, 2025
5.1k
Trump’tan Filistin için teslimiyet planı: ‘Hamas yönetmesin, güvenlik gücü konuşlandırılsın, fon sağlansın’
DÜNYA

Trump’tan Filistin için teslimiyet planı: ‘Hamas yönetmesin, güvenlik gücü konuşlandırılsın, fon sağlansın’

September 25, 2025
5.1k
İktidar medyası bu kareyi görmedi
DÜNYA

İktidar medyası bu kareyi görmedi

September 25, 2025
5.1k
Kaddafi’den bağış almakla suçlanıyordu: Mahkemeden eski Fransa lideri Sarkozy kararı
DÜNYA

Kaddafi’den bağış almakla suçlanıyordu: Mahkemeden eski Fransa lideri Sarkozy kararı

September 25, 2025
5.1k
Sumud Filosu’ndaki Türk aktivist dron saldırılarını anlattı: Dronlar, balon tarzı bir cismin içinde toz taşıyor ve gemiye bırakıyor
DÜNYA

Sumud Filosu’ndaki Türk aktivist dron saldırılarını anlattı: Dronlar, balon tarzı bir cismin içinde toz taşıyor ve gemiye bırakıyor

September 25, 2025
5.1k
Daha Fazla Haber
Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu

Sarkozy ‘suç örgütü kurmak’tan suçlu bulundu

September 25, 2025
5k
Defne Kurt, üçüncü altın madalyasını kazandı

Defne Kurt, üçüncü altın madalyasını kazandı

September 25, 2025
5k
İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi

İnsanlıktan utandıran görüntüler: Ordudan mezun olan kadınlar hayvanları canlı canlı yedi

September 25, 2025
5.1k
Herkes merak ediyordu: Sadettin Saran’ın Fenerbahçe’nin kasasına koyacağı para ortaya çıktı

Herkes merak ediyordu: Sadettin Saran’ın Fenerbahçe’nin kasasına koyacağı para ortaya çıktı

September 25, 2025
5.1k
Ali Koç, Fenerbahçe’ye verdiği borcun 360 milyon lirasını geri mi aldı?

Ali Koç, Fenerbahçe’ye verdiği borcun 360 milyon lirasını geri mi aldı?

September 25, 2025
5.1k
Ünlü tatlıcı baklava diye boya yedirmiş

Ünlü tatlıcı baklava diye boya yedirmiş

September 25, 2025
5.1k
Fenerbahçe’deki ayrılığı açıkladı: “Gittin hayırlı, uğurlu olsun; seni kimse kurtaramaz”

Fenerbahçe’deki ayrılığı açıkladı: “Gittin hayırlı, uğurlu olsun; seni kimse kurtaramaz”

September 25, 2025
5.1k
Sadettin Saran’ın Volkan Demirel’e yaptığı teklif ortaya çıktı

Sadettin Saran’ın Volkan Demirel’e yaptığı teklif ortaya çıktı

September 25, 2025
5.1k
Mansur Yavaş’ın Melih Gökçek döneminde “Gong çalması için 41 milyon lira ödendi” dediği manken kim?

Mansur Yavaş’ın Melih Gökçek döneminde “Gong çalması için 41 milyon lira ödendi” dediği manken kim?

September 25, 2025
5k
Türk çeteleri Avrupa’da hesaplaşıyor: Daltonlar’ın üst düzey ismi öldürüldü

Türk çeteleri Avrupa’da hesaplaşıyor: Daltonlar’ın üst düzey ismi öldürüldü

September 25, 2025
5.1k
Kaddafi’den bağış almakla suçlanıyordu: Mahkemeden eski Fransa lideri Sarkozy kararı

Kaddafi’den bağış almakla suçlanıyordu: Mahkemeden eski Fransa lideri Sarkozy kararı

September 25, 2025
5.1k
Sumud Filosu’ndaki Türk aktivist dron saldırılarını anlattı: Dronlar, balon tarzı bir cismin içinde toz taşıyor ve gemiye bırakıyor

Sumud Filosu’ndaki Türk aktivist dron saldırılarını anlattı: Dronlar, balon tarzı bir cismin içinde toz taşıyor ve gemiye bırakıyor

September 25, 2025
5.1k
Günde 3 kez yoğurt: 117’sine kadar yaşayan kadının sırrı

Günde 3 kez yoğurt: 117’sine kadar yaşayan kadının sırrı

September 25, 2025
5.1k
Almanya’ya ilticalara kabuller rekor derecede azaldı

Almanya’ya ilticalara kabuller rekor derecede azaldı

September 25, 2025
5.1k
CHP’den “İstanbul Kongresi” iddiası: “Borsada yüzde 3’lük spekülasyon oldu, yargı eliyle silkelemeyi gördük”

CHP’den “İstanbul Kongresi” iddiası: “Borsada yüzde 3’lük spekülasyon oldu, yargı eliyle silkelemeyi gördük”

September 25, 2025
5k
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.